Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Öğrencilerin hayata hazırlanması açısından okul yöneticilerinin performansının incelenmesi(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Akpınar, SeherBu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin öğrencileri hayata hazırlama konusundaki sorumluluklarını yerine getirme düzeyini incelemektir. Hem yasal düzenlemeler hem de eğitim biliminin temel ilkeleri doğrultusunda okul yönetimlerinin bu süreçte önemli bir role sahip olduğu kabul edilmekle birlikte, uygulamadaki karşılığına ilişkin bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu araştırma, 2023–2024 eğitim-öğretim yılında Aksaray il merkezinde yer alan devlet okullarında görev yapan okul yöneticileri ve öğretmenlerden oluşan bir çalışma grubuyla yürütülmüştür. Çalışma karma yöntemin keşfedici sıralı deseninde gerçekleştirilmiştir. Önce odak grup görüşmeleriyle nitel veriler toplanmış ardından tarama yöntemiyle nicel veriler toplanarak sentez bulgulara ulaşılmıştır. Katılımcılara amaçlı kartopu örneklemeyle erişilmiştir. Nitel veriler içerik analizi yöntemiyle, nicel veriler ise betimsel istatistikler, açımlayıcı faktör analizi ve varyans analizleri (t testi, ANOVA) kullanılarak çözümlenmiştir. Nitel verilerin analizinde "Yönetici Sorumluluğu" ve "Değerlendirme" temaları ön plana çıkarken, en sık vurgulanan kodlar "İnisiyatif Almak" , "Öğretmeni Desteklemek", "Teknolojiye Uyum ve Yenilik" ve "Akademik Başarı" olmuştur. Nitel veri analizinde okul yöneticilerinin prosedürleri uygulamada yeterli fakat inisiyatif alma ve öğretmenleri destekleme noktasında yetersiz oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, okul çalışmalarının ağırlıklı olarak akademik başarıya odaklandığı tespit edilmiştir. Nicel bulgular, "Önemseme" ve "Uygulama" olmak üzere iki faktörde toplanmış, yöneticilerin 21. yüzyıl becerilerini "önemseme" düzeylerinin yüksek ancak "uygulama" düzeylerinin düşük olduğu ortaya çıkmıştır. Eğitim düzeyi ve görev değişkeni açısından anlamlı farklar saptanmış, yönetici algılarının öğretmenlere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Okullarda 21 YY becerilerinin öğrencilere kazandırılması için ihtiyaç duyulan bilinçli faaliyetlerin yapılmadığı söylenebilir. Elde edilen bulgular doğrultusunda uygulamaya ve gelecekteki araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.Öğe Yönetici ve öğretmenlerin görüşleri temelinde uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin incelenmesi: Gülağaç örneği(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Özdil, NazlıhanTürkiye'de örgün öğretimde eğitimcilere yönelik uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin etkililiği tartışma konusudur. Mesleki hizmet içi eğitimin önemi dikkate alındığında bu sorunun farklı bağlamlarda, derinliğine ve kapsamlı şekilde inceleme ihtiyacı bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin okul yöneticileri ve öğretmenlerin tutumu, motivasyonu ve mesleki uygulamaları açısından inceleyerek bireysel, kurumsal ve sistem düzeyinde uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin etkililiğini geliştirici önerileri ortaya koymak ve bu yolla katılımcıların mesleki gelişim uygulamalarını iyileştirmektir. Bu çalışma betimsel desende karma yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini Aksaray ili Gülağaç ilçesinde 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılında devlete bağlı ortaokullarda görev yapan okul yöneticileri ve öğretmenler oluşturmuştur. Bu çalışmada tam sayım yöntemi ile toplamda 101 eğitimci üzerinde çalışılmıştır. Nitel veri araştırmacı tarafından geliştirilen yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak ve odak grup görüşmeleri ile toplanmıştır. Her birine beş öğretmenin katıldığı birer hafta arayla üç odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Nitel verinin çözümlenmesine bağlı olarak elde edilen bulgular temelinde nicel veri toplama aracı geliştirilmiştir. Likert tipi maddelerin yer aldığı anket aracılığıyla nicel veri toplanmıştır. Nitel veri analizinde betimsel ve içerik analizleri kullanılmıştır. Nicel veri analizinde ise betimsel istatistikler gerçekleştirilmiştir. Araştırmada uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin etkililik düzeyinin düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların motivasyon düzeyinin düşük olduğu ve uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerine yönelik olumsuz bir tutumun varlığı saptanmıştır. Bir başka önemli sonuç ise okul yönetiminin uzaktan mesleki gelişim faaliyetlerinin hazırlık-gerçekleşme-değerlendirme süreçlerine ilgisiz kalmalarıdır. Bu bağlamda okul yöneticilerinin teşvik edici, destekleyici ve mesleki gelişimi sağlayıcı rollerine ilişkin öneriler geliştirilmiştir.Öğe Öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile motivasyon düzeyleri arasındaki ilişki(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Çetin, BuşraBu çalışmanın amacı, Aksaray ilinde çalışan öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile motivasyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi analiz etmek ve bu ilişkinin iki değişkenin alt boyutları açısından nasıl bir yapı gösterdiğini açığa çıkarmaktır. Nicel yöntem kullanılarak ve ilişkisel tarama modeli doğrultusunda gerçekleştirilen bu araştırmanın evrenini, 2023–2024 eğitim öğretim döneminde Aksaray merkezdeki devlet ortaokullarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Veri toplama aşamasında "Kişisel Bilgi Formu", "Örgütsel Adalet Ölçeği" (Polat, 2007) ve "Öğretmen Motivasyon Ölçeği" (Uçar, 2015) kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22 yazılımı tercih edilmiş, veriler normal dağılmadığı için nonparametrik analiz yöntemleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin algılarının örgütsel adalet ve motivasyon açısından ortalamanın üzerinde yer almaktadır. Örgütsel adalet ve motivasyon algıları; eğitim düzeyi, mesleki tecrübe, okulda geçirdiği süre ve branşlara göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Ancak yaş ve cinsiyet faktörlerine göre hem örgütsel adalet hem de içsel motivasyon alt boyutlarında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Örgütsel adalet ile öğretmen motivasyonu arasındaki ilişki, Spearman RHO korelasyon analizi aracılığıyla incelenmiş ve orta düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu bağlamda okul yöneticilerinin karar alma ve uygulama süreçlerinde yer alması, örgütte adaletin geliştirilmesi adına öğretmenlerin motivasyon düzeylerini olumlu yönde etkileyecektir.Öğe Lyıng flat hareketinin gelişimi ve sonuçları: Beliren yetişkinlere yönelik nitel bir araştırma(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Aydın, RüstemBu araştırma, beliren yetişkinler arasında yayılan lying flat hareketinin gelişimini ve sonuçlarını beliren yetişkinlerin perspektifinden incelemeyi amaçlamaktadır. Lying flat hareketi; toplumsal baskılar, ekonomik belirsizlikler ve bireysel tatminsizlikler gibi etkenlerle beliren yetişkinlerin minimal yaşam tarzına yönelimini ifade etmektedir. Nitel araştırma desenine uygun olarak yürütülen çalışmada yarı yapılandırılmışgörüşme formu kullanılmıştır. Bireysel ve odak grup görüşmeleriyle elde edilen veriler tematik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Katılımcılar, lying flat hareketini ekonomik baskılar, kariyer kaygıları ve toplumsal beklentilere karşı bir direnç ve alternatif yaşam biçimi olarak tanımlamıştır. Hareketin bireysel özgürlük, psikolojik rahatlama ve yaşamdan tatmin gibi olumlu etkiler yarattığı; buna karşılık toplumsal uyumdan uzaklaşma, motivasyon kaybı, belirsizlik ve sosyal izolasyon gibi olumsuz sonuçlara da yol açtığı belirlenmiştir. Ayrıca, katılımcıların sosyal ilişkilerinde daha seçici davrandıkları ve benzer değerlere sahip bireylerle ilişki kurma eğilimi gösterdikleri gözlemlenmiştir. Akademik yaşamda ise bu tarzın bazı bireylerde performans düşüşüne, bazılarında ise içsel huzur ve denge sağlamasına katkı sunduğu görülmüştür. Araştırma sonunda, beliren yetişkinlerin bu hareketi benimsemelerinde rol oynayan temel dinamikler tartışılmış ve ileride yapılacak araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.Öğe İşlemsel / kavramsal bilgi ile desteklenen öğretim süreçlerininanalitik düşünme becerisi gelişimine etkisi(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Akkaya, Yakup BahadırBu araştırmanın amacı, kavramsal ve işlemsel bilgiye dayalı matematik öğretim süreçlerinin ilkokul öğrencilerinin analitik düşünme becerilerine etkisini incelemektir. Bu amaçla araştırma yarı deneysel bir model ile tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2023– 2024 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde ilkokulda öğrenim gören 48 adet 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Öğrencilerin analitik düşünme becerileri, araştırmacı tarafından geliştirilen, uzman görüşleri doğrultusunda yapılandırılan ve 15 maddeden oluşan çoktan seçmeli bir akademik başarı testi aracılığıyla ölçülmüştür ilgili test karşılaştırma, parçabütün ilişkisi, sebep-sonuç ilişkisi, sınıflama ve sıralama gibi analitik düşünmenin temel boyutlarını kapsamaktadır. Verilerin analizinde IBM SPSS Statistics 26 yazılımı kullanılmıştır. Analiz öncesinde normallik, varyans homojenliği ve varyans-kovaryans matrislerinin eşitliği gibi temel istatistiksel varsayımlar test edilmiştir. Öğrencilerin ön test puanlarının başlangıç düzeyde benzer olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız örneklem t-testi; öğretim türü ve zamana bağlı etkileri değerlendirmek üzere karma desenli ANOVA; grup içi değişimleri incelemek amacıyla ilişkili örneklem t-testleri ve son test puanları arasındaki farkları belirlemek amacıyla bağımsız örneklem t-testi uygulanmıştır. Anlamlılık düzeyi .05 olarak belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, kavramsal bilgiye dayalı öğretim süreçlerinin, öğrencilerin analitik düşünme becerilerini geliştirmede işlemsel bilgiye dayalı öğretim süreçlerine kıyasla daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.Öğe Beşinci sınıf öğrencilerinin çoklu zekâ kuramına göre bilişim teknolojileri ve yazılım dersi (iletişim, araştırma ve iş birliği ünitesi) erişilerinin incelenmesi (Aksaray ili örneği)(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Güvenç, BircanBu araştırmanın amacı, beşinci sınıf öğrencilerinin çoklu zekâ türlerine ait düzeylerini saptamak, bilişim teknolojileri ve yazılım dersi (İletişim, Araştırma ve İş Birliği Ünitesi) erişilerini belirlemek ve öğrencilerin çoklu zekâ türlerine ait düzeylerine göre bilişim teknolojileri ve yazılım dersi (İletişim, Araştırma ve İş Birliği Ünitesi) erişilerini incelemektir. Araştırma grubunu, Aksaray ilinde 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yerleşim yerlerine göre belirlenen altı okulun 448 beşinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma alanını oluşturan ortaokulların farklı yerleşim yerlerinden seçilmesi ile araştırma grubunu oluşturan öğrencilerde aile yapısı ve sosyoekonomik düzey açılarından çeşitlilik oluşturması amaçlanmıştır. Araştırmada nicel yöntemlerden betimsel araştırma modeli benimsenmiştir. Öğrencilerin çoklu zekâ türleri ve düzeyleri Dr. Susar Kırmızı tarafından geliştirilen Çocuklar İçin Çoklu Zekâ Ölçeği ile, bilişim teknolojileri ve yazılım dersi erişileri ise araştırmacının kendisi tarafından hazırlanan başarı testi ile ölçülmüştür. Araştırmada toplanan verilerin analizinde betimsel istatistiklerin yanı sıra bağımsız gruplar t-testi ve varyans analizi kullanılmış, hangi gruplar arasında anlamlı farklılık olduğunu belirlemek amacıyla ise post-hoc testler yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; araştırmaya katılan öğrencilerin en az "Doğacı" zekâ türüne, en çok "Kişilerarası-Sosyal" zekâ türüne sahip oldukları, kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre, anne-baba eğitim düzeyi üniversite mezunu olanların ortaokul mezunu olanlara göre ve günlük bilgisayar kullanım sıklığı 6-8 saat olanların 0-2 saat olanlara göre daha başarılı oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin bilişim teknolojileri ve yazılım dersi erişileri ise sadece "Sözel" zekâ türüne göre anlamlı farklılık göstermiş ve zekâ düzeyi üçüncü çeyrekte olan öğrencilerin birinci çeyrekte olanlara göre daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte elde edilen bulgular ilgili alanyazın temelinde tartışılmış, gelecek araştırma ve uygulamalara yönelik öneriler sunulmuştur.Öğe Bir imam hatip lisesinde felsefe grubu derslerine ilişkin yönetici, öğretmen ve öğrenci görüşleri(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Aydın, TubaBu araştırma bir imam hatip lisesindeki yönetici, öğretmen ve öğrencilerin felsefe grubu derslerine yönelik görüşlerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Diğer bir deyişle araştırma; yönetici, öğretmen ve öğrencilerin felsefe grubu derslerine karşı görüşlerini betimleyerek öğrencilere felsefe grubu derslerinin daha iyi nasıl öğretilebileceği ile ilgili sonuçlara varılmasını hedeflemiştir. Araştırma, felsefe grubu derslerinin öğretiminde karşılaşılan sorunların anlaşılmasını sağlayarak, öğretmenlere, yöneticilere ve eğitim politikalarına yol gösterici olması düşünülmüştür. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırma kapsamında, Aksaray ilindeki bir imam hatip lisesinde öğrenim gören 26 öğrenci, aynı okulda görev yapan 7 öğretmen ve 2 yönetici ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların görüşleri, uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanan görüşme formu kullanılarak alınmıştır. Görüşmeler yüz yüze gerçekleştirilmiş, kayıt altına alınmış ve sonrasında yazılı doküman haline getirilmiştir. Araştırma sonucu elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, yönetici ve öğretmenlere göre felsefe grubu öğretim programının yoğun olduğu ve bu durumun öğrenci ihtiyacını karşılamadığı sonucuna varılmıştır. Öğretim programının sadeleştirilmesi ve erken dönemde felsefe grubu dersleri verilmesi önerilmiştir. Velilerin felsefe grubu derslerine dair olumsuz algısının olduğu, öğretmen ve yöneticiler tarafından dile getirilmiştir. Bu durumun felsefe grubu derslerinin seçilmesini de olumsuz etkilediği, olumsuz algının olumluya çevrilmesi için seminerlerin düzenlenmesi gerektiği önerilmiştir. Felsefe grubu ders saatlerinin artırılması, derslerin zorunlu ders olması ve bu konuda farklı okul türlerinde araştırmaların yapılması ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.Öğe Beceri temelli matematik sorularına yönelik öğretmen ve öğrenci görüşlerinin incelenmesi(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Soylu, CanerBu araştırma lise matematik öğretmenlerinin ve lise öğrencilerinin beceri temelli matematik soruları hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma, bir Q yöntem araştırmasıdır. Araştırma kapsamında Niğde ilinde görev yapan lise matematik öğretmenlerinden araştırmaya katılmaya gönüllü 20 matematik öğretmeni ve 20 lise öğrencisi ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların görüşleri uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanan Q soruları kullanılarak alınmıştır. Katılımcılarla birebir olarak yapılan Q uygulamalarının ardından beceri temelli sorulara yönelik katılımcı görüşlerini daha derinlemesine incelemek amacıyla süreç içerisinde katılımcılara beceri temelli sorularla ilişkin açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Q maddelerinin analizi faktör analizi yapılarak, açık uçlu soruların çözümlenmesi ise betimsel analiz yöntemi ile yapılmıştır. Araştırmanın öğretmen görüşmelerinden elde edilen sonuçlarına göre öğretmenlerin çoğunun; beceri temelli matematik sorularının, dil bilgisi ve anlam bakımından anlaşılır olması gerektiği, öğrencilere zor geldiği ve uzun olması sebebiyle derslerde kullanımın zor olduğu görüşüne katıldıkları görülmüştür. Ayrıca öğretmenler beceri temelli matematik sorularının öğrencilerin matematiğe karşı ilgilerini azalttığını ve bu sorulara derslerinde az da olsa yer verdiklerine yönelik görüş belirtmişlerdir. Araştırmanın öğrenci görüşmelerinden elde edilen sonuçlarına göre öğrencilerin çoğu; beceri temelli matematik sorularının dilbilgisi ve anlam bakımından anlaşılır olması gerektiğine, bu soruların uzun ve karmaşık olduğuna, beceri temelli matematik sorularının ilgi çekici olmadığına ve matematiğe karşı ilgilerini artırmadığına ilişkin görüş belirtmişlerdir. Ayrıca birçok öğrenci beceri temelli matematik sorularının bilgi temelli matematik sorularına göre daha çok düşünme gerektirdiğini ve bu soruların öğrencilerde gerçek hayatla bağlantılı problem çözme, eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiğine ilişkin görüş belirtmişlerdir.Öğe Sınıf içinde ihmal edilen program: İngilizce öğretiminde var olan durum ve nedenleri(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Keskin, SelimhanBu araştırmanın amacı İngilizce dil öğretiminde ihmal edilen program hakkında İngilizce öğretmenlerinin düşüncelerini ve deneyimlerini ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın çalışma grubu ortaokullarda görev yapan 20 İngilizce öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilmiştir ve içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bulgular kazanım, içerik, eğitim durumları, sınama durumları ve paydaş tutumları adlı 5 tema çerçevesinde sunulmuştur. Araştırma bulgularının analizi sonucunda en çok ihmal edilen program ögesinin konuşma becerisi olduğu tespit edilmiştir ve bunu yazma ve dinleme becerileri takip etmiştir. Araştırma sonuçlarına göre bu becerilerin öğretiminin ihmaline; ders saati yetersizliği, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri, sınıf mevcudu fazlalığı ve merkezi sınav faktörleri sebep olmaktadır. Ayrıca 2023-2024 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konan İngilizce dersinde dört dil becerisinin uygulamalı bir şekilde ölçülmesini amaçlayan yeni ölçme sisteminde adaptasyon sorunları yaşandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda okuma becerisine dayalı çoktan seçmeli sorular içeren Liseye Geçiş Sınavı ile dört dil becerisinin ölçülmesini amaçlayan yeni uygulamalı sınav sistemi arasındaki çelişkiye dikkat çekilmiştir. Öneri olarak programda sadeleştirme ve düzenleme yapılması gerektiği ve verilen eğitim ile istenen eğitim arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi için tedbirler alınması ve düzenlemeler getirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.Öğe Yaşamı kaçırma kaygısı: Genç yetişkinler üzerine bir inceleme(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Korkın Varanok, ÖzgenurBireyler genç yetişkinlik döneminde önceden kendileri için belirledikleri veya toplum tarafından belirlenmiş normatif hedeflere sahiptir. Bireyler, bu dönemde söz konusu hedeflere ilişkin değerlendirmelerde bulunurlar. Kariyer, ilişkiler, ekonomik koşullar, kendini tanımlama biçimi, yaşama yönelik bakış açısı ve yetenekler penceresinden kendilerini değerlendirirler. Bu değerlendirmelerde kullandığı kaynaklardan bir tanesi sosyal karşılaştırmalardır. Bireylerin yaptıkları bu değerlendirmeler onların zaman perspektifi algılarına göre farklı şekillerde sonuçlar ortaya çıkarır. Bu sonuçlar bireyler için olumlu/olumsuz pek çok durum veya farklı pek çok duygu ortaya çıkarabilir. Bu duygulardan bir tanesi kaygıdır. Yaşamı kaçırma kaygısı olarak adlandırılan bu kaygı, bireylerin hedefledikleri yaşam standartlarına veya hedefledikleri bir veya birden çok yaşam alanına (kariyer, ilişkiler vb). ulaşamayacaklarına yönelik bir geç kalmışlık hissi olarak ifade edilebilir. Bu çalışma genç yetişkinlerin yaşamı kaçırma kaygısı kavramının yaşayıp yaşamadıkları, yaşıyor olmaları halinde bu kaygının hangi özelliklere sahip olduğunun bireylerin deneyimleri ve algıları üzerinden incelenmesini amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırma yöntemlerinden yorumlayıcı olgu bilim yaklaşımı modeli kullanılarak 16 katılımcı ile görüşmeler yürütülmüştür. Yapılan görüşmelerden elde edilen veriler deşifre edilerek incelenmiştir. 16 katılımcıdan 10 tanesinin yaşamı kaçırma kaygısı yaşadığı görülmüştür. Bireylerin yetişkinlik tanımları, yetişkin hissetme durumları, kendini tanımlamaları ve yaşama bakış açısının da etki ettiği bu duygu yaşam hedeflerinin (kariyer, ilişkiler, ekonomi ve yetenekler) değerlendirmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Bireylerin '' sürekli kendilerini kovaladıklarını düşündükleri, adeta içlerini kemiren bir duygu'' olarak ifade ettikleri yaşamı kaçırma kaygısını yaşayan bireylerin ortak özelliklerinin geçmiş veya gelecek zaman odaklı bir zaman perspektifine sahip olmak ve sosyal karşılaştırmalarda bulunmak olduğu görülmüştür.Öğe Ergenlerde mükemmeliyetçi benlik sunumunun olumsuz otomatik düşünceler ile algıladıkları sosyal destek açısından incelenmesi(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Erdemir, HacerMükemmeliyetçi benlik sunumu kusurlu görünmekten kaçınma, kendini başkalarına mükemmel olarak gösterme davranışlarıdır. Kişi hatalarını gizleme, söylememe ya da kendi yeteneklerini gösterme eğilimindedir. Kişinin kendini mükemmel olarak sunma biçimi ihtiyaçlarının karşılanmaması ile ilişkilidir. Hatalarını göstermekten kaçınmak ve mükemmel bir izlenim oluşturmaya çalışmak kişinin stres yaşamasına neden olmakta ve depresyon, sosyal kaygı gibi patolojiler için zemin hazırlamaktadır. Bu araştırmada ergenler ile çalışılmış, mükemmeliyetçi benlik sunumunun olumsuz otomatik düşünceler ile algıladıkları sosyal destek açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma için, Aksaray ilinde farklı lise türünde eğitim gören 388 (225 kadın, 163 erkek) öğrenciden veri toplanmıştır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Katılımcıların, ilişkisi incelenen değişkenlere yönelik özelliklerini belirlemek için Kişisel Bilgi Formu, Çocuk ve Ergenler için Mükemmeliyetçi Benlik Sunumu Ölçeği, Otomatik Düşünceler Ölçeği, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği Revize Formu kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara SPSS-26 programı aracılığıyla istatistiksel işlem yapılmıştır. Veri analizinde demografik bilgiler incelenirken ANOVA ve T Testi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek için Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı, yordama ilişkisini belirlemek için Çoklu Regresyon Analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre mükemmeliyetçi benlik sunumunun üç alt boyutunun da cinsiyete ve aile gelir düzeyine göre farklılaşmadığı ancak mükemmeliyetçi öz yükseltme alt boyutunun lise türlerine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuştur. Mükemmeliyetçi benlik sunumu ile olumsuz otomatik düşünceler arasında pozitif yönde orta düzeyde, mükemmeliyetçi benlik sunumu ile algılanan sosyal desteğin aile alt boyutu arasında pozitif yönde zayıf düzey ilişki bulunmuştur. Ayrıca araştırma sonucuna göre ergenlerde olumsuz otomatik düşünceler, mükemmeliyetçi benlik sunumunu yordamaktadır. Son bölümde ise araştırmaya ilişkin bulgular tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.Öğe Ergenlerde göreli yoksunluk ile okul başarısı arasındaki öz yeterliğin aracı rolü(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Ayaz Durak, TuğbaBu çalışma, ergenlerde göreli yoksunluk ile okul başarısı arasındaki ilişkide özyeterliğin aracı rolünü araştırmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, demografik faktörler (cinsiyet, sınıf düzeyi ve okul türü) açısından göreli yoksunluk, özyeterlik ve okul başarısı farklılık göstermekte midir? Bu değişkenler arasında anlamlı ilişkiler var mıdır? Özyeterlik, göreli yoksunluk ile okul başarısı arasındaki ilişkide aracı bir rol üstlenmekte midir? gibi sorulara yanıt aranmıştır. Araştırma, 2023-2024 eğitim öğretim yılında Hatay’daki Fen, Anadolu, İmam Hatip ve Mesleki ve Teknik liselerinde öğrenim gören 567 öğrenciyle yürütülmüştür. İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı çalışmada, katılımcılardan Kişisel Bilgi Formu, Göreli Yoksunluk Ölçeği-Ergen Formu ve Çocuklar İçin Özyeterlik Ölçeği aracılığıyla veri toplanmıştır. Analizler IBM SPSS 27 ve PROCESS makrosu ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre, kız ve erkek öğrenciler arasında göreli yoksunluk ve özyeterlik açısından anlamlı bir fark bulunmazken, okul başarısı kızlar lehine anlamlı şekilde farklılaşmıştır. Sınıf düzeyine göre göreli yoksunluk ve özyeterlik değişmezken, okul başarısı anlamlı farklılık göstermiştir. Okul türüne bağlı olarak göreli yoksunluk, özyeterlik ve okul başarısında istatistiksel olarak anlamlı farklar tespit edilmiştir. Ayrıca, göreli yoksunluk ile okul başarısı, göreli yoksunluk ile özyeterlik ve özyeterlik ile okul başarısı arasında anlamlı ilişkiler olduğu bulunmuştur. Özyeterliğin, göreli yoksunluk ile okul başarısı arasındaki ilişkide aracı bir rol oynadığı belirlenmiştir. Araştırma sonuçları literatür ışığında değerlendirilmiş ve ilgili alanlarda çalışan akademisyenler, eğitimciler ve araştırmacılar için çeşitli öneriler sunulmuştur.Öğe Sadrettin Celal Antel'in eğitim görüşleri(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Ekici, Kübra; Karagöz, Savaş1890-1954 yılları arasına yaşamını sığdıran Sadrettin Celal Antel, Türk eğitim sistemi içerisinde, eğitim tarihi alanında önemli bir isim olmuştur. Antel'in yaşamını sürdürmüş olduğu dönem; II. Meşrutiyet ve Erken Cumhuriyet dönemi içerisindedir. Bu dönemlerin ülkenin; sosyal, ekonomik ve eğitimsel alanda reform dönemleri olması sebebi ile önemi büyüktür. II. Meşrutiyet ve Erken Cumhuriyet dönemleri arasında eğitimle ilgili görüş ve önerilerin bu doğrultuda uygulamaların varlığının analizi günümüz eğitim sisteminin değerlendirilmesi hususunda esastır. Sadrettin Celal Antel'in '"Eğitim Görüşleri'' adlı bu çalışmada, Antel'in eğitim görüşlerinin neler olduğu ve ülkemizde belirli tarihlerde uygulanan eğitim programlarına etkisi veya eğitim programları içinde yer bulup bulmadığı incelenmiştir. Bu doğrultuda, Sadrettin Celal Antel'in eğitim görüşlerini anlamak ve Türkiye'de uygulanan eğitim programlarına etkilerinin olup olmadığını incelemek bu araştırmanın temel amacını oluşturmaktadır. Bu amaca ulaşmak için, Antel'in eserleri ve Antel ile ilgili yazılı, basılı eserler incelenmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi ve kaynak tarama tekniği kullanılmıştır. Antelin; Lenin ve Lenizm, Cumhuriyet Çocuklarına Sevimli Kıraat, Bizim Alfabe, Yeni Terbiye ve Tedris Tekniği, Test Usulü, Maarifimiz ve Meseleleri, Terbiye' de Ölçü adlı kitaplar incelenmiştir. Ayrıca Sadretti Celal Antel ile ilgili yazılmış makale ve tezler de incelenmiştir. İncelenen bu kaynaklar, 1924, 1926, 1936 ve 1948 eğitim programları çerçevesinde değerlendirilmiştir. İncelenen programlar neticesinde, Antel'in, yaparak ve yaşayarak öğrenme ilkesini benimsediğini bunu ''faaliyet okulu, proje okulu, fonksiyonel okul'' kavramlarını ile ele aldığını, maarifte rasyonalizasyonun her eğitim – öğretim döneminde önem arz ettiğini, dönemin istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ''piyasanın tanzimi', ''tahsil müesseselerinin teksifi'' noktasına sıklıkla vurgu yaptığı bu vurguların ise eğitim programları oluşturulurken göz önünde bulundurulması gerektiği tespit edilmiştir.Öğe Beliren yetişkinlerin psikolojik belirtileri ile yabancılaşma algıları arasındaki yordayıcı ilişkilerin incelenmesi(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özkara, Mehmet Emin; Gündoğdu, RezzanBu araştırmanın amacı beliren yetişkinlerde yabancılaşma ve psikolojik belirtiler arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmanın çalışma grubu Aksaray Üniversitesinde öğrenim gören 18-26 yaş arasında 502 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma ilişkisel tarama modeli ile yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Kısa Semptomlar Envanteri ve Yabancılaşma Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın istatistiki analizi SPSS programı ile yapılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde T Testi, Anova, Pearson Korelasyon ve Basit Doğrusal Regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre beliren yetişkinlerde yabancılaşma algısı cinsiyet, yaş, sınıf düzeyi, anne baba birliktelik durumu ve anne eğitim düzeyine göre anlamlı şekilde fark göstermezken algılanan gelir düzeyi ve baba eğitim düzeyi açısından anlamlı fark gösterdiği görülmüştür. Korelasyon sonuçlarına göre; psikolojik belirtilerin güçsüzlük, normsuzluk, anlamsızlık, düşük kişisel farkındalık ve düşük sosyal ilgi arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre; psikolojik belirtilerin güçsüzlük, normsuzluk, anlamsızlık, düşük kişisel farkındalık ve düşük sosyal ilgiyi yordadığı saptanmıştır. Son olarak araştırmanın bulguları ışığında mevcut literatürle tartışılarak araştırmacılara ve uygulayıcılara önerilerde bulunulmuştur.Öğe Dijital destekli materyallerin öğrencilerin İngilizce dersine yönelik ilgisini geliştirme amaçlı yönetsel girişimlerin incelenmesi(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2024) Deligöz, Emel; Yıldırım, KamilBasılı materyallerin kullanımındaki sorunlar dijital materyallerin kullanımıyla hafifletilebilir. Dijital materyallerin öğrencilerin ilgisi ve öğrenmesine yönelik kullanımında okul yönetimlerinin de sorumluluğu bulunmaktadır. Literatür, okul yöneticilerinin dijital materyal kullanımındaki girişimlerine odaklı bir araştırma boşluğuna işaret etmektedir. Uygulama bakımından öğrenci ilgisi ve öğrenmesini geliştirebilmekte okul paydaşlarının etkili girişim ve uygulamaları önemlidir. Bu çerçevede bilimsel kanıt temelli girişimler öğrenci gelişimine destek sağlayabilir. Araştırmanın amacı, zorunlu örgün öğretimde dijital materyallerin öğrencilerin ilgisi ve öğrenmesine yönelik kullanılmasına odaklı yönetsel girişimleri incelemektir. Bu doğrultuda veri çeşitliliği ve derinliğine incelemeye hizmet eden keşfedici karma desenden faydalanılmıştır. Öğretmenler ve yöneticilerin katıldığı odak grup görüşmeleri, yarı-yapılandırılmış bireysel görüşmeler ve tarama aracılığıyla nitel ve nicel veriler toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu ve örneklemini 2023-2024 öğretim yılında Aksaray ili şehir merkezindeki devlete bağlı ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapan öğretmenler ve okul yöneticileri oluşturmaktadır. Katılımcılara amaçlı örnekleme yönteminde ölçüt örnekleme, kolay erişilebilir ve kartopu örnekleme teknikleriyle erişilmiştir. Nitel veriler içerik analiziyle, nicel veriler ise tanımlayıcı, açımlayıcı faktör analizi ve varyans analizleri (t testi, ANOVA) kullanılarak çözümlenmiştir. Nitel ve nicel bulgular arasında bir uyum bulunmaktadır. İçerik analizinde toplam 143 kod beş tema altında gruplanmıştır. Kod sıklığına göre en öne çıkan tema "dijital materyallerin öğrenci öğrenmesi üzerindeki etkisi" temasıdır. Bu temada en sık vurgu ise "dikkat çekip isteklendirme" kodudur. Yönetsel girişimler ise kod yoğunluğu bakımından ikinci sırada yer almaktadır. Bu temada dikkat çeken kodlar ise "destekleme eksikliği" ve "yönlendirme eksikliği" kodlarıdır. Alt yapı eksikliği de sık vurgulanan temalar arasındadır. Nitel veriler öğretmenlerle okul yöneticileri arasındaki görüş ve deneyim farklılığını ortaya koymuştur. "Dijital materyal" kavramına ilişkin öğretmenlerin kavramsal bilgi eksikliği belirlenmiştir. Nicel veriler üç boyut altında faktörleştirilmiştir: (1) Öğretim süreci, (2) Öğrenci ilgisi ve öğrenmesi, (3) Yönetsel girişim. Öğretmenler ve okul yöneticileri dijital materyallerin öğrenci ilgisi ve öğrenmesine olumlu katkısı üzerinde görüş birliğinde olmasına karşın yönetsel girişimlere ilişkin uyumsuzluk sergilemektedirler. Öğretmenler, dijital materyallerin öğrenci ilgisi ve öğrenmesine yönelik kullanımına odaklı yönetsel girişimlerin yetersiz olduğunu bildirirken yöneticiler tam ters yönde etkili olduğunu bildirmektedirler. Bu uyumsuzluk üzerinde görev değişkeninin anlamlı bir etkisi tespit edilmiştir. Öğretmen ya da yönetici pozisyonunda olmak algı puanında anlamlı farka yol açmaktadır. Görev değişkeninin yanı sıra kurumsal değişkenlerden yerleşim yeri, okulun kademesi ve okul büyüklüğü de yönetsel girişime ilişkin algı puanlarında farklılığa sebep olmaktadır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak uygulama alanına ve araştırma alanına yönelik öneriler geliştirilmiştir.Öğe Okul rehberlik hizmetlerinin gelişimsel rehberlik modeli açısından değerlendirilmesi(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Yılmaz, Fatma Nur; Orakcı, ŞenolGelişimsel rehberlik yaklaşımları öğrencilerin gelişimsel özellikleri, içinde bulunduğu gelişim dönemi görevleri ve ihtiyaçlarını dikkate alarak öğrencilerin eğitsel, mesleki ve kişisel sosyal gelişim alanlarında bilgi ve beceri yetkinliği kazanarak yaşam kariyeri gelişimlerini desteklemeyi amaçlamaktadır. Kapsamlı Gelişimsel Rehberlik Program (KGRP) modeline göre okul rehberlik hizmetleri öğretim ile yönetim boyutlarını bütünleyen ve ekip çalışması gerektiren programlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu araştırmada okul rehberlik hizmetleri, gelişimsel rehberlik modeline göre değerlendirilerek mevcut durumu, uygulamada karşılaşılan sorunları ve programların geliştirilmesi için sunulan önerilerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın önemi; araştırma sonucunda edinilecek bilgilerin bu alanda sorumluluk sahibi kişilere bilgi vermesi, yeni araştırmalar için araştırmacılara fikir vermesi ve rehberlik programlarının günün ihtiyaçlarına uygun şekilde hazırlanması ve geliştirilmesi için gerçekleştirilen çalışmalarına yardımcı olmasıdır. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseni kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2023-2024 eğitim öğretim yılı kamu ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan rehber öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın katılımcılarını Sivas İli kamu ortaöğretim kurumlarına görev yapmakta olan basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilmiş 30 rehber öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma verileri araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırma kapsamında toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Yapılan görüşmelerden rehber öğretmenlerin lisans eğitimlerini, ihtiyaç analizi çalışmaları için RİBA formlarını ve paydaşların işbirliğini yetersiz bulduğu, programların uygulanması sürecinde program dışı çalışmalar, rehberlik ders saati ve rehber öğretmen sayısının eksikliği nedeniyle zaman sıkıntısı yaşadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Rehber öğretmenler okul rehberlik hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde öğretmenlerin rehberliğe etkin katılımı, görevlerin yerine getirilmesi, rehberliğin paydaşlara tanıtılması, okullarda rehber öğretmen sayısı ve ders saatlerinin artırılması önerilerinde bulunmuşlardır.Öğe Üniversite sınavına hazırlık sürecinde 12. sınıf öğrencilerinin örgün öğretime ve açık öğretim lisesine yönelik algıları nasıldır(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Asal, Özge; Yenipınar, ŞenyurtBu araştırmanın amacı 12. sınıf öğrencilerinin Örgün Eğitim ve Açık öğretim lisesine yönelik algılarını ortaya koymaktır. Nitel araştırma yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma evrenini 2023-2024 eğitim-öğretim yılında Aksaray ilinde fen, Anadolu, mesleki ve teknik Anadolu lisesi ve açık öğretim lisesindeki öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklemin evreni temsil edebilmesi için tabaka ve kolay ulaşılabilir durum örnekleme (convenience sampling) yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Araştırma verisi "yarı yapılandırılmış görüşme aracı" kullanılarak görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veriye içerik analizi uygulanmıştır. Analiz sürecinde elde edilen veriden; kodlar, alt temalar ve temalar oluşturulmuş, bunlar tablolar halinde sunulmuştur. Tablolar yorumlanarak sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin açık öğretime yönelmelerinin temel nedenleri arasında üniversite sınavına hazırlanmak için zamandan tasarruf etmek ve kurs ortamının elverişliliği yer almaktadır. Okulun olumsuz ortamı ve arkadaşların olumsuz etkisi öğrencilerin açık öğretim lisesine yönelmelerinin nedenleri arasındadır. Öğrencilerin akademik nedenlerin yanı sıra sosyal ve bireysel nedenlerle de açık öğretim lisesine geçiş yaptıkları görülmüştür. Öğrenciler okul dışında sosyalleşmek ve hobilerine zaman ayırmak istemektedirler. Öğrenciler öncelikle üniversite sınavına hazırlanmak için ardından da kültürel ve sosyal etkinlikler için zamana ihtiyaçları olduklarını belirtmişlerdir. Öğrenciler okuldaki bazı derslerden üniversite sınavında soru çıkmadığı için bu derslerin gereksiz olduğunu düşünmektedir. Elde edilen bulgulara göre araştırmanın gerçekleştirildiği okul türlerinde neredeyse bütün öğrencilerin öncelikli isteğinin üniversiteyi kazanmak olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin okulda çok zaman geçirdiklerinden kendilerine yeterince zaman ayıramadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak uygulama alanına ve araştırma alanına yönelik aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir. Etkili bir rehberlik ile öğrenciler örgün ortaöğretim kurumlarına, (fen lisesi, Anadolu lisesi, meslek lisesi) gelecekte ihtiyaç duyulacak iş gücüne ilişkin tahminler yapılarak alınabilir. Öğrenciler etkili rehberlik yoluyla ilgi, ihtiyaç ve beklentilerine uygun ortaöğretim kurumlarına yönlendirilebilir. Mesleğe yönelik bilgi, beceri ve tutumlar geliştirilip hayata atılmalarına katkıda bulunulabilir. Meslek lisesi öğrencilerinin üniversite sınavı kaygısı ile okuldan almaları gereken eğitimi ikinci plana atmalarının önüne geçilmelidir. Bunun için öğrenci ve veliler eğitim sürecinde rehberlik hizmetleri ile sürekli işbirliği içinde olmalı, öğrenciler okulda edindikleri mesleki bilgiyi kullanacakları alanlara yönlendirilmelidir. Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri, mesleki istihdam durumu, hayattan beklentileri ve okuldan aldıkları mesleki bilgi de göz önünde bulundurularak gelecek planlaması yapılmalıdır. Bunun sonucunda öğrencilerin üniversiteye yönlendirilmesinin uygun olup olmadığına karar verilmelidir. Fen lisesi öğrencilerine talepleri doğrultusunda çalışma ortamları sağlanabilir. Anadolu liselerinin amaçlarının netleştirilmesi hem öğrencinin hem öğretmenin hem de yöneticilerin yaşadığı karmaşayı sonlandırabilir. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarıp geliştirecek, bu sayede hem okulu sevdirecek hem de onları mutlu edecek sosyal etkinliklerin sayısı arttırılabilir. Bu konuda öğretmenlere yol gösterebilecek mesleki çalışmalar yapılabilir. Ayrıca okul ders programları öğrenci ihtiyaç ve gelişimlerine uygun şekilde düzenlenebilir.Öğe Ergenlerin sosyal medya bağımlılıkları ile önem arayışları arasındaki yordayıcı ilişkiler(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Temiz Çalık, Tuğçe; Şahin, Ekrem SedatÖnem arayışı, bireylerin kendilerini önemli ve değerli hissetmeleri ve bireyin başkasının gözünde de önemli ve değerli olduğunu hissetmesi, içinde bulunduğu grupta sevilen, sayılan ve tanınan biri olma arzusudur. Bireyin önem arayışına yönelmesi için bu ihtiyacın tetiklenmesi gerekir. Önem arayışı, mevcut önemde kayıp hissi, önemi kaybetmeye ilişkin tehdit ve önem kazanmaya teşvik olmak üzere üç yoldan harekete geçirilir. Kimlik geliştirme sürecinde olan ergen birey önemsendiği, değer gördüğü, sevildiği, saygınlık kazandığı ortamlarda bulunmayı tercih eder. Kendini daha rahat ifade ettiği sosyal medya ergen bireyin bu ihtiyaçlarını karşılamak için yöneldiği bir platformdur. Ergen birey aktifleşen önem arayışını sosyal medyada bulunduğu süre zarfında tatmin eder ve bu sürenin artışı ile birlikte sosyal medya bağımlılığı ortaya çıkabilir. Bu araştırmanın amacı ergenlerin sosyal medya bağımlılıkları ile önem arayışları arasındaki yordayıcı ilişkileri tespit etmektir. Araştırmaya lise öğrenimine devam eden (378 kadın ve 229 erkek) toplam 607 ergen birey katılmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak Sosyal Medya Bağımlılık Ölçeği, Önemlilik Arayışı Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde iki boyutlu ilişkisiz örneklem ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için t testi, ikiden çok grupların örneklem ortalaması arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Ayrıca araştırmanın bağımsız değişkeni olan sosyal medya bağımlılığı ile bağımlı değişkeni önem arayışı arasındaki ilişki basit doğrusal regresyon ile incelenmiştir. Araştırma sonucunda ergen bireylerin cinsiyet, ailenin gelir düzeyi, ebeveynin evlililik durumu, algılanan akademik başarı ve sosyal medyada geçirilen süre değişkenlerine göre önem arayışlarında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Buna ek olarak sınıf düzeyi, algılanan anne tutumu, algılanan baba tutumu ve sosyal medya kullanım amaçları değişkenlerine göre önem arayışlarında anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Ergen bireylerin sosyal medya bağımlılıkları ve önem arayışları arasında anlamlı ve pozitif orta düzeyde bir ilişki tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar literatür ışığında tartışılarak yorumlanmıştır. Ayrıca bu araştırmanın sonuçları doğrultusunda araştırma ve uygulamaya yönelik öneriler sunulmuştur.Öğe Ruh sağlığına ilişkin sosyal temsiller: Nitel bir çalışma(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çetinel, Ahmet; Uçar, Mehmet Ertuğrul; Morsünbül, Ümit; Atak, HasanRuh sağlığı, içeriği ve etkileri bakımından özellikle psikoloji ve psikiyatri disiplinlerinin bilime dayalı tartıştığı bir konu alanıyken ayrıca toplum içinde tartışılması ve yorumlanması bakımından sosyal bir olgu biçimini de almaktadır. Toplumun sosyal yönünü kavrayabilmek, bu bağlamda hayat bulan önemli konuların günlük dildeki karşılıklarını incelemekten ve bu söylemlerin arka planını oluşturan faktörleri analiz ederek toplumdaki kolektif yargıları anlamaktan geçmektedir. Bu amaçla, verilerin toplanmasında bir nitel araştırma yöntemi olan derinlemesine görüşme yönteminden, araştırma bulgularının analizinde ise fenomenolojik analizden faydalanılmıştır. Ruh sağlığına ilişkin sosyal temsiller keşfedilerek, ruh sağlığının hangi anlamlandırma süreçlerinden geçtiği ve hangi bilgi kaynağının sosyal yaşamda daha baskın olduğunu tespit etmek amaçlanmıştır. Bu araştırmanın katılımcı grubunu, farklı sosyal çevrelerde yaşayan ve farklı meslek gruplarından ruh sağlığına dair uzmanlık bilgisi olmadığı düşünülen 10 birey oluşturmaktadır. Yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular incelendiğinde, ruh sağlığına ilişkin sosyal temsillerde; psikoloji, din ve kültür kaynaklı bilgilerin kaynaşmış halde olması dikkat çekmektedir. Bu kaynaşma, toplumu oluşturan bireylerin ruh sağlığına yönelik algı, tutum, kanaat ve yaklaşım belirleme süreçlerinde; kendisini damgalama-etiketleme, ruh sağlığı sorunlarını şiddetle ilişkilendirme ve bilim dışı tedavilere yönelme şeklinde hissettirmektedir. Uzmanlık bilgisine sahip olmayan katılımcı grubu, karma cevaplar ile ruh sağlığını açıklamayı tercih etmektedirler. Ruh sağlığı, halk arasında da bilimsel zemine benzer şekilde somut olarak gözlenebilen yanlarıyla, en çok davranışlar ve duygular ekseninden açıklanmıştır. Bilimsel bağlamda da karşılık bulan bir başlık olarak, normal-anormal davranışların katılımcılar tarafından değerlendirilmesinde daha çok kişisel deneyimler etkili olmaktadır. Duygular ise olumlu-olumsuz uçlar içinde açıklanma imkanı bulmaktadır. Ruh sağlığı bilgisinin değişiminde ve dönüşümünde, kültürel etkinin en yoğun gözlemlendiği sosyal çevre olarak aile, ön plana çıkmaktadır. Sonuç olarak; ruh sağlığının bir olgu olarak anlam kazanmasında, sosyal temsillerin sıkça kullanıldığı, ruh sağlığına ilişkin açıklamalarda ise hem gündelik bilginin hem de bilimsel bilginin ortaklığında yeni bir bilgi biçiminden söz edilebilir.Öğe Destekleme ve yetiştirme kurslarının eğitsel değerinin okul yöneticisi ve öğretmen bakış açısından incelenmesi(Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Döngel, Emre; Dilekli, YalçınBu çalışmanın amacı 2014 -2015 eğitim öğretim yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm ortaokullarda uygulanmaya başlanan Destekleme ve Yetiştirme Kurslarının kazanımları ve uygulanma sürecindeki problemleri belirlemektir. Bu amaçla 20 kişi ile görüşme yapılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ortaokulda görev yapan 10 öğretmenden ve 10 okul yöneticisinden veri toplanmıştır. Araştırma için veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Görüşme formu, alan yazın taraması yapılmış, 11 soru ve 19 sonda soruluk bir görüşme formundan oluşmuştur. Araştırmada öğretmenler ve okul yöneticileri ile yapılan görüşmeler sonucu elde edilen veriler yazılı hale getirilerek içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre; okul yöneticisi ve öğretmen görüşlerinin, kursların öğrencileri sınava hazırlamada katkı sağladığı görüşmüştür. Kurslarda en büyük sorun olarak devamsızlık öne çıkmıştır. Ayrıca destekleme ve yetiştirme kurslarının ekonomik anlamda öğretmen ve okul yöneticilerine katkı sağladığı ve öğrenci başarısının artmasından dolayı öğretmenlerin mesleki anlamda tatmin oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Kursların hafta içi yapılmasının öğrenci ve öğretmenin motivasyonunu düşürdüğü bu nedenle kursların hafta sonu yapılmasının daha uygun olacağı ifade edilmiştir. Ayrı bir kurs programı olmasının kursların sınavlara hazırlanma konusunda daha etkili olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcılar tarafından devamsızlık yapan öğrenci ve velisine yaptırım uygulanması ve kurslarda belli miktarda ücret alınması önerilmektedir. Ayrıca öğrenci sayısı bakımından dezavantajlı olan okullarda kurs açılabilmesi için gerekli sayının esnetilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada ortaya çıkan sonuçların Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere destekleme ve yetiştirme kursları ile ilgili tüm paydaşlara yol göstereceği düşünülmektedir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »