Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 37
  • Öğe
    Şeyhoğlu Mustafa'nın Hurşîd-nâme mesnevisinin Fransa Ulusal Kütüphanesi Turc 314 numaralı nüshası (İnceleme, metin, tıpkıbasım)
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Güneş, İsa; Taş, Bünyamin
    Edebiyatımıza Fars edebiyatından geçmiş olan mesnevi nazım şeklinin ilk örnekleri XI. yüzyılda verilmeye başlanmıştır. XIV. yüzyılda oldukça yaygınlık kazanan mesnevi, Anadolu sahasında en çok tercih edilen nazım şekli olmuştur. Hatta bu yüzyıldaki birçok şairin divanı olmadığı halde en az bir mesnevisi olmuştur. XIV. yüzyılda Germiyanoğulları topraklarında yetişmiş Şeyhoğlu Mustafa'nın da divanı olmadığı halde Hurşîd-nâme adlı meşhur bir mesnevisi vardır. Eser, Germiyan Beyi Süleyman Şah için kaleme alınmış; ancak eserin tamamlandığı 789/1387 yılından önce şahın ölmesi üzerine Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid'e sunulmuştur. Dinî-tasavvufî konularda mesnevi yazmanın revaçta olduğu bir dönemde Şeyhoğlu, etkisinde kaldığı İranlı şairlerin de tesiriyle aşk konulu bir mesnevi yazmıştır. Hurşîd-nâme'de, birbirlerini görmeden âşık olan Mağrib Padişahı'nın oğlu Ferahşad ile Acem Şah'ı Siyavuş'un kızı Hurşid'in aşkı ve kavuşmaları yolunda karşılaştıkları engeller ve sıkıntılar anlatılmaktadır. Bu çalışmanın birinci bölümünde önce Şeyhoğlu Mustafa'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında kısaca bilgi verilmiş; sonra da Hurşîd-nâme şekil ve dil özellikleri yönünden incelenmiştir. Çalışmanın asıl konusu olan ikinci bölümde ise Fransa Ulusal Kütüphanesi Turc 314 numaralı kayıtta yer alan Hurşîd-nâme nüshasının çeviri yazı (transkripsiyon) metni hazırlanarak tanıtımı yapılmıştır.
  • Öğe
    İ.B.B. Atatürk Kitaplığı BEL_Yz_K_0445/02 numarada kayıtlı şiir mecmuası (İnceleme-transkripsiyonlu metin)
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Karaimamoğlu, Şerife; İpek, Abdulmuttalip
    Bu çalışmada ele alınan şiir mecmuası İ.B.B. Atatürk Kitaplığı Sayısal Arşiv ve e-Kaynaklar Kütüphanesi Yazma Eserler bölümünde BEL Yz_K_0445/02 numarada kayıtlıdır. Eser iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda Neşâtî'nin şiirleri ikinci kısımda (Neşâtî de dahil) farklı şairlerin şiirleri yer almaktadır. Mecmuanın sonunda ise Latin harfleri ile kaleme alınmış bir fihrist bulunmaktadır. Bu tez ile mecmuadaki şiirlerin Türkiye Türkçesine aktarılması ve böylece daha önce çalışılmamış olan bir metnin ilim âlemine tanıtılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle mecmua ve eser sahibi Fâik Reşâd hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra ise mecmuada yer alan şairlerin yaşamları hakkında bilgi verilerek söz konusu şairler yaşadıkları yüzyıla göre tasnif edilmiştir. Her şairin şiir sayısı ayrı bir tabloda gösterilmiştir. Son kısımda ise şiir mecmuası Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.
  • Öğe
    Aksaraylı Aşıkların şiirlerinde Anasır-ı Erbaanın bileşenleri: Su, hava, ateş ve toprak
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Öztürk, Fatma Zehra; Gökçen Kayabaşı, Rabia
    Anasır-ı erbaa su, hava, ateş, toprak unsurlarını tanımlayan; insanoğlunun kendini tabiatla bütünleştirdiği, temel gereksinimlerini doğadan karşıladığı dört ana unsurdur. Bu unsurlar; tarih boyunca araştırmaya ve tartışmaya açık, varlıkbilimsel bir konu olmanın yanında halk edebiyatının da esas kavramlarındandır. Anadolu'da birçok âşığa ilham olan anasır-ı erbaa, bilim alanlarında farklı düşüncelere ulaştırmıştır. Anasır-ı erbaayı ilham edinen âşıklar ise halkın duygu ve düşüncelerini yansıtan, geleneğe uygun şiir söyleyebilen, karşılıklı atışma yapabilen, hikâye anlatabilen ve çoğunlukla icralarını saz eşliğinde gerçekleştiren sanatçılardır. Âşıkların bağlı olduğu gelenek olan âşıklık geleneği, uzun yıllar süren deneyimlerin etkisi ile biçimlenmiş, kendisine özgü icrası olup belli kuralları bulunmaktadır. Evliya Çelebi tarafından "Salihler Şehri" olarak adlandırılan ve İç Anadolu Bölgesi'nin merkezinde bulunan Aksaray, âşıklık geleneği açısından önem arz etmektedir. Aksaray'da âşıklar, gazete ve mektup yoluyla geleneği icra etmişlerdir. Bu çalışmaya şiirleri k haline getirilen "Sururi Başer, Bekir Coşkun, Murat Coşkun, İdris Baştuğ ve Osman Apaçık" adlı âşıklar konu olmuştur. Bu âşıkların şiirinde anasır-ı erbaa incelemesi yapılarak su, hava, ateş ve toprak unsurlarının âşıklık geleneğinde önemi vurgulanmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde araştırmanın amacı, önemi, yöntemi, kapsamı ve sınırlılıkları anlatılmıştır. Birinci bölümde âlemi ve âdemi var ettiğine inanılan anasır-ı erbaa kavramı üzerinde detaylı bir şekilde durulmuştur. İkinci bölümde ise Aksaray ilinin âşıklık geleneği temsilcileri âşıklara değinerek şiirlerinde anasır-ı erbaa incelemesi yapılmıştır. Sonuç bölümünde ise konu geniş bir çerçevede ele alınarak çalışma sonunda ulaşılan düşüncelere yer verilmiştir. Çalışma uzun bir kaynakça ile sonlandırılmıştır.
  • Öğe
    Hasan Hilmî Edirnevî Dîvânı(Dîvân-ı Sânî) [bağlamlı dizin ve işlevsel sözlük]
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Sarı, Ahmet; Ekici, Hasan
    Bu çalışmayla XIX. yy şairlerinden Hasan Hilmî Edirnevî'nin divanının (Dîvân-ı Sânî) bağlamlı dizin ve işlevsel sözlüğü oluşturulmuştur. Çalışma TEBDİZ projesi üzerinden yürütülmüştür. TEBDİZ yani "Türk Edebiyatı Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlük" projesi temelleri 2007 yılında atılmış bir projedir. Aslında 2007 yılından önce ilk örneklerini Prof. Dr. Günay Karaağaç'ın danışmanlığındaki tezlerde gördüğümüz bağlamlı dizin ve işlevsel sözlük çalışmaları daha sonra Prof. Dr. Cem Dilçin danışmanlığında başlayan ve Prof. Dr. İsmail Hakkı Aksoyak danışmanlığında biten Furkan Öztürk'ün hazırladığı "Baki Dîvânı Sözlüğü [bağlamlı dizin ve işlevsel sözlük]" adlı çalışmayla bugünkü halini almıştır. Proje internet ağı üzerinden yürütülmektedir. Bu çalışma sonunda da Hasan Hilmî'ye ait 343 na't anlamlandırılmıştır. Tebdiz sistemine yüklenmeyen 2 na't , 1 manzum biyografi, 3 Farsça beyit ve 2 mersiye de ayrı bir bölüm altında verilmiştir. Çalışma sonucunda Hasan Hilmî'nin üslup açısından çok başarılı bir şair olmadığı görülmüştür. Hem Arapça hem de Farsça tamlamaları kullandığı yine bunun yanında deyimlere ve kalıp ifadelere de yer verdiği görülmüştür. Aruzu kullanma konusunda pek de maharetli değildir. Hatta bazı beyitlerde neredeyse aruzu hiçe saymıştır. Daha çok nasıl anlattığına değil de ne anlattığına önem veren bir şair olarak karşımıza çıkmaktadır. Eserini araç olarak kullanmıştır.
  • Öğe
    Şermin Yaşar'ın eserlerindeki halk bilimi unsurlarının incelenmesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Bursa, Veyis; Kayabaşı, Rabia Gökçen
    Şermin Yaşar, çocuklar ve yetişkinler için eserler veren bir yazardır. Bu çalışmada Şermin Yaşar'ın eserleri, halk bilimi unsurları açısından incelenmiştir. Bu inceleme, Şermin Yaşar'ın kendi yazdığı yirmi yedi kitap ve İlber Ortaylı ile beraber yazdıkları Cumhuriyet'in İlk Sabahı adlı hikâye ile sınırlandırılmıştır. 2023 yılının sonunda yayımlanan Söyleme Bilmesinler adlı roman çalışmaya dâhil edilmemiştir. Günümüzde eser veren bir yazar olan Şermin Yaşar'ın Türk halk kültürünü eserlerine ne ölçüde yansıttığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Şermin Yaşar hakkında yapılacak çalışmalara kaynak teşkil etmek ve Türk halk bilimine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Ayrıca Şermin Yaşar'ın eserleri bağlamında, çağdaş Türk edebiyatı ile Türk halk edebiyatı arasındaki bağlantı incelenerek disiplinler arası bir çalışma ortaya konulmuştur. Çalışmanın giriş bölümünde araştırmanın amacı, önemi, yöntemi, kapsamı ve sınırlılıkları anlatılmıştır. Birinci bölümde yazarın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde halk bilimi kavramına değinilerek halk biliminin dünyadaki ve Türkiye'deki gelişim süreci aktarılmıştır. Bu bölümde ayrıca halk biliminin çağdaş edebiyat üzerindeki etkilerine de kısaca değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise Şermin Yaşar'ın eserlerindeki halk bilimi unsurları tespit edilmiştir. Eserler, ilk yazıldıkları tarihe göre sıralanarak incelenmiştir. Bu yöntemle yazarın halk bilimini, eserlerinde kullanma sıklığının zaman içerisinde ne ölçüde değiştiği gözlemlenmiştir. Halk biliminin alt başlıkları belirlenirken Sedat Veyis Örnek'in oluşturduğu tasnif esas alınmıştır. İncelenen eserler doğrultusunda bu tasnifte bazı değişiklikler yapılarak alt başlıklar oluşturulmuştur. Sonuç olarak, Şermin Yaşar'ın halk bilimi unsurlarını eserlerinde sıklıkla kullandığı böylece anlatıma doğallık ve akıcılık kattığı ayrıca kültürel mirasın aktarılmasına katkı sağladığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Saratlı kasabası geçiş dönemleri ve bu geçiş dönemlerinin halkbilimsel açıdan incelenmesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Pekdemir, Ali; Kayabaşı, Onur Alp
    Toplumu bir araya getiren bireylerin ilişkilerinden, birbirlerine olan tesirinden, ortak mücadele ve iş birliklerinden ortaya çıkan; kaide, örf, adet, pratik, uygulama, düzen ve teşkilat yapısı ile ilgili unsurlar halk kültürünü oluşturur. Her toplumun kendine özgü özellikleri, davranış biçimleri ve yaşam tarzları vardır. Bu özellikler, bireyin hayatının önemli anları olarak kabul edilen ve geçiş dönemleri (doğum, evlilik ve ölüm) olarak adlandırılan pratiklerde kendini göstermektedir. Bu çalışmada; Saratlı kasabası ve çevresindeki Alevi-Bektâşî kültürüne sahip köylerde gerçekleştirilen doğum, evlenme, ikrarlanma ve ölüm ile ilgili inanç, tören ve uygulamalardan bahsedilmiştir. Bölgede gerçekleştirilen ritüeller ve inanç unsurlarında eski Türk kültürünün izleri aranmış ve bunların Türk kültür coğrafyasındaki diğer topluluklar ile karşılaştırması yapılmıştır Tezin giriş bölümünde; çalışmanın konusundan, amacından, kapsamından, çalışmada kullanılan yöntem ve tekniklerinden bahsedilmiştir. Birinci bölümde; Saratlı ve araştırma kapsamı içinde yer alan diğer köylerin tarihi hakkında bilgi verilmiş, Alevilik-Bektâşîlik kavramları açıklanmış ve bölgede var olan Sultan Samıd, Arzumanlı ve Eslemezoğlu Ocakları hakkında bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde; Saratlı bölgesinde doğuma verilen önemden, çocuğu olmayan kadınlar için yapılan uygulamalardan ve bu konudaki tedavi yöntemlerinden, hamilelik öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası ile ilgili inanç ve uygulamalardan bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde evlenme gelenekleri incelenmiştir. Bölgedeki evlenme biçimleri, düğün öncesi, sırası ve sonrası yapılması gerekenler aktarılmıştır. Dördüncü bölümde tarikate giriş töreni olarak tanımlayabileceğimiz ara geçiş dönemi olarak görülen ikrar incelenmiştir. Kişinin ikrarlanması için neler yapması ve bilmesi gerektiği, ikrar töreni ve ikrar sonrası talip statüsüne geçen bireyin hayatına nasıl devam edeceği ile ilgili bilgiler verilmiştir. Beşinci bölümde ise ölümü hatırlatan sebepler, ölüm sırası ve sonrasında uygulanan inanç ve ritüellerden bahsedilmiştir. Tezin sonuç bölümünde; genel bir değerlendirme yapılmış ve bu değerlendirmede, Saratlı Bölgesinde yaşayan halkın kültürel unsurlarının eski Türk kültürü ve Türk Dünyası'ndaki diğer toplumlarla benzerlik gösterdiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Şor destan kahramanlarının tip özellikleri
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Salman, Fatih; Kayabaşı, Onur Alp
    Şor sözlü verimleri içinde kahramanlık destanları önemli bir yere sahiptir. Muhteva bakımından halkın gelenek göreneklerini, düşüncelerini, bakış açısını, beklentilerini, tutumlarını, milletin geçmişini, kültürel varlıklarını kapsamaktadır. Bu misyonu merkezi kahramanın bünyesinde toplar ve onun taşıdığı bir ülkü değer oluşturur. Merkezi kahraman bu beklenti ve değerler uygun biçimde hareket ederek tip özelliği gösterir. Merkezi kahramanın oluşturduğu bu tip özelliklerinin konu edildiği araştırma giriş hariç beş bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın ilk bölümünde Şor Türklerinin tarihi, nüfusu, dili, ekonomik yapısı, yaşadığı bölge hakkında genel bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde destan terimi incelenerek diğer Türk boylarında destan icra geleneği anlatılıp ardından çalışmaya konu olan Şor Türklerinin icra geleneği araştırılmıştır. Üçüncü bölümde araştırma konusunu biraz daha sınırlandırmak için edebi eserde tip kavramı üzerine yapılan çalışmalar ve tipin özellikleri incelenmiş, dördüncü bölümde çalışmanın esas konusu olan Şor Türklerinin destan kahramanı tip özellikleri maddeler halinde tespit edilerek Metin Ergun'un ''Şor Kahramanlık Destanları'' eserinde günümüz Türkçesine çevrilen on beş destan metnindeki kahramanlar, merkezi kahraman tipi ve alt tip başlığı altında yapılan sınıflandırmayla tespit edilmiştir. Merkezi kahramanın sekizi doğal, on biri davranışsal olmak üzere toplam on dokuz adet tip özelliği tespit edilmiştir. Ayrıca her bir destan kahramanının sahip olduğu tip özelliğine uygun kategori tablo ile gösterilerek konunun daha anlaşılır olması sağlanmıştır. Alt tip kategorisinde farklı bir sınıflandırma yoluna gidilerek dinamik ve edilgin alt tip sınıflandırması yapılmıştır. Sonuç kısmında ise yapılan araştırmada ortaya konan bulgular tespit edilmiştir. Bu araştırmada Şor Türklerinin destanlarında merkezi kahramanın tutum ve davranışları ile toplumun algısının, bakış açısının, zihin dünyasının yansıtılması hedeflenmiştir. Yapılan araştırma Şor Türkleri ile diğer Türk boylarının destanları arasında kıyaslama yapılmasına, destan metinlerinin bütüncül bakış açısıyla değerlendirilmesine olanak sağlamış ve bu alanda yapılan çalışmalara katkı sunmuştur.
  • Öğe
    Yaşar Kemal'in "Binboğlar Efsanesi" romanında söz varlığı
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Öksüz, Seda; Altuğ, Murat
    Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal yollarla oluşmuş, her toplumun kültürüne göre şekillenen bir vasıtadır. Söz varlığı da dilin kültürle ilişkisini belirlemede önemli bir yere sahiptir. Temel söz varlığı, yabancı sözcükler, deyimler, atasözleri, ilişki sözleri, kalıplaşmış sözler, terimler, çeviri sözler gibi unsurlar genellikle söz varlığı kapsamında değerlendirilir. Bu bağlamda çalışmamızda argo kelimelere de yer verilmiştir. Bu çalışmada Yaşar Kemal'in Binboğalar Efsanesi romanı incelenerek Türkçenin söz varlığına katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda romandaki söz varlığı unsurları kaynak tarama yöntemiyle tespit edilmiştir. Tespit edilen unsurlar sınıflandırılıp romanda geçtiği cümleler, sayfa numaralarıyla birlikte sunulmuştur. Söz varlığı unsurlarının yüzdelik dağılımına sonuç kısmında yer verilmiştir. Çalışmanın sonucunda Yaşar Kemal'in Türkçenin zengin söz varlığı ögelerinin pek çoğuna eserinde yer verdiği görülmektedir. Bu çalışmada, Türk dilinin zenginliğini yansıtan söz varlığı eserden hareketle ortaya çıkarılmıştır.
  • Öğe
    Risâle-i Cüneyd adlı eser üzerinde bir dil incelemesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kapan, Engin; Güneş, İsmail
    Eski Anadolu Türkçesi dil özelliklerini taşıyan ve 16. yüzyılda istinsah edilen Risâle-i Cüneyd'in müellifi belli değildir. Dinî-didaktik türde bir eser olan Risâle-i Cüneyd'in bilinen tek nüshası Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halil İnalcık Kütüphanesi Yazma Eserler bölümündeki bir mecmuanın 71a-105a sayfaları arasında bulunmaktadır. Eserin tamamı harekeli olup 34 varaktan ibarettir. Eski Anadolu Türkçesi devresinin tüm yönleriyle aydınlatılması için metin incelemeleri önemli olduğu aşikârdır. Bu doğrultuda eserin dil özellikleri incelenerek dönemin diliyle ilgili yapılan çalışmalara katkı sağlanması ve Türk dilinin tarihî mirasına ait bir eserin Türklük bilimine kazandırılması amaçlanmıştır. Çalışma giriş, gramer incelemesi, transkripsiyonlu metin, sonuç ve kaynakça bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş bölümünde tez çalışması ile ilgili genel bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde metnin gramer incelemesi kapsamında metnin imlası, ses ve şekil özellikleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde metin bulunmaktadır. Burada Risâle-i Cüneyd'in 71a-105a sayfaları arasında yer alan metni Eski Anadolu Türkçesi döneminin dil özelliklerine ve aslına uygun olarak çeviri yazılı bir şekilde verilmiştir. Sonuç bölümünde ise inceleme sonucunda elde edilen verilerin bilim dünyasına kazandırılması amacı doğrultusunda çalışma ile ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır. Son olarak da okuyucuların karşılaştırma yapabilmeleri için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Halil İnalcık Kütüphanesi Yazma Eserler bölümünde bulunan Risâle-i Cüneyd'in tıpkıbasımına yer verilmiştir.
  • Öğe
    Mezar ve türbelere kült merkezli bir bakış: Adana örneği
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Savur, Hilmi; Gökcen Kayabaşı, Rabia
    Akdeniz'in köklü tarihî geçmişine sahip olan Adana, içerisinde bulundurduğu zengin toplumlar ve kültürel miraslar sayesinde türlü çalışmalara kaynak olmuştur. Türbe, yatır ve ziyaret yerleri toplumun sosyal yapısını ortaya çıkarmaktadır. Adana ilinde bulunan bu mekânlar, halkın çeşitli sıkıntı ve isteklerine çare aradıkları yerlerdendir. Bu mekânların bazısı ulusal çapta bilinirken bazısı terkedilmiş durumdadır. Olağanüstü özellikleri olduğuna inanılan bu yerlerin çevresinde yapılan uygulamalar ve inanışlar, mülakat, fotoğraf, ses kayıtlarıyla tespit edilip çalışma içerisinde aktarılması amaçlanmaktadır. Her türlü dilek, istek ve adaklar için gelinen bu mekânlar, evliyaların olağanüstü özelliklerinin yanında cezalandırma gibi korkutma özellikleri de halkın ilgisini çekmektedir. Bu özellikler, toplulukların bu mekânlarda buluşmalarına, ibadet etmelerine, adaklarla paylaşım alanları hâline gelmesine sebep olmaktadır. Eski Türklerde olağanüstü güçlerle iletişim kurabilme vasfı şaman ve kamlara aitken, Adana ili anlatılarında bu vasfın evliyalarda olduğu görülmektedir. Mezar, Türklerin ilk dönemden bu güne kadar önemini korumuş kutsal alanlarından bir tanesidir. Çalışma içerisinde kültürel açıdan mezar, mezar kültü, mezar taşları ve simgeler açıklanmaya çalışılmıştır.Çalışmamız giriş, beş ana bölüm, sonuç, kaynakça, fotoğraflar, sözlü kaynaklar kısımlarından meydana gelmektedir. Giriş kısmında evliya, mezara dönük teorik bilgi, çalışmanın amacı, yöntemi, birinci bölümde Adana ilinin tarihî, coğrafî durumundan bahsedilmiştir. İkinci bölümde Türkiye genelinde bulunan ziyaret yerleri, türbeler, mezarlar üzerine yapılan çalışmalar ve bu yerler hakkında bilgiler, üçüncü bölümde Adana ilinde tespit edilen türbe ve anlatıları aktarılmıştır. Dördüncü bölümde çeşitli kültler bağlamında tespit edilen türbeler değerlendirilmiştir. Beşinci bölümde Adana ilinde bulunan mezarlar tespit edilip mülakatlar yapılmış, mezarlarda yapılan uygulamalar ve simgeler değerlendirilip açıklanmıştır.
  • Öğe
    Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 'Ankara' isimli romanında kelime grupları
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Buzunoğlu, Onur; Altuğ, Murat
    Bu çalışmada, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Ankara" isimli romanında yer alan kelime gruplarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak alanla ilgili kaynak taraması yapılarak kelime grubu kavramının tanımı, adlandırılması, tasnifi ve genel özellikleriyle ilgili dil bilimcilerin görüşleri incelenmiştir. İncelemeler esnasında kelime gruplarıyla ilgili farklı tanımlama ve tasniflerle karşılaşılmıştır. Yapılan bu çalışmada Leyla Karahan'ın "Türkçede Söz Dizimi" adlı kitabında yer alan tasnif ve tanımlar esas alınmıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışma giriş, üç ana bölüm, sonuç ve kaynakça bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, yapılan çalışmanın amacı, yöntemi ve sınırlılıklarıyla ilgili bilgilere yer verilmiştir. Birinci bölümde Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun hayatı, edebi kişiliği, eserleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde kelime gruplarıyla ilgili dil bilimcilerin tanımlamalarına, adlandırmalarına, tasniflerine yer verilerek görüş farklılıkları ortaya konmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde kelime grupları tasnif edilerek incelenmiş ve kelime gruplarının başka kelime grupları içerisindeki durumuna bakılmıştır. Bu bölümde kelime grupları incelenirken konuyla ilgili örnekler incelemiş olduğumuz romandan verilmiştir. Sonuç bölümüne gelindiğinde tesadüfi örneklem yoluyla seçilen sayfalardaki kelime gruplarının sayıları ve kullanım yüzdelikleri verilerek buradan hareketle de yazarın dili ve üslubuyla ilgili birtakım değerlendirmeler yapılmıştır. Kaynakça bölümünde ise tezimiz boyunca faydalandığımız kaynaklara yer verilmiştir.
  • Öğe
    Ortaokul 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe ders kitaplarının tema metinlerinin atasözleri ve deyimleri içermesi bakımından karşılaştırmalı incelenmesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Bölükbaş, Sibel; Altuğ, Murat
    Eğitim ve öğretim, toplumların önemsediği bir olgudur. Bu nedenle eğitim ve öğretimin toplumların yaşayışlarından, düşünüşlerinden ve toplumsal hafızasında birikmiş olan millî, kültürel ve toplumsal ögelerden izler içermesi ve bunları bir sonraki nesile taşıması beklenir. Atasözleri ve deyimler, bu tür izleri taşıması açısından eğitim ve öğretimin bu minvaldeki amaçlarının gerçekleştirilmesinde kullanılan oldukça önemli dil ögeleridir. Atasözleri ve deyimler meydana geldikleri toplumun aynası gibidir.Ait olduğu toplumun yaşayış biçimini,gelenek ve göreneklerini kısacası kültürünü yansıtırlar.Atasözleri ve deyimler düşünceleri özlü olarak daha etkili , daha kalıcı ifade etme açısından Türkçe derslerinde faydalanılabilecek çok yararlı dil unsurlarıdır.Özellikle ana dilin öğretiminde önemli bir yere sahip olan Türkçe derslerinde bu unsurlara daha fazla yer verilmesi gerekir. Bir milletin kültüründen önemli izler taşıyan atasözleri ve deyimlerin Türkçe ders kitaplarında kullanım sıklığı oldukça önemlidir.Bu bağlamdan hareketle T.C. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ortaokullarda okutulan Türkçe ders kitapları (5,6,7 ve 8. sınıf seviyeleri) örneklem olarak seçilmiş ve tarama yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen veriler, doküman incelemesi yoluyla betimsel yöntem kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu kitaplarda bulunan tema metinlerinin atasözleri ve deyimleri içermesi bakımından karşılaştırmalı değerlendirmelerinin yapıldığı çalışmada, tema metinlerinde atasözlerine ya hiç yer verilmediği ya da çok az yer verildiği görülmektedir. Deyimlerin kullanımı ise sınıf seviyelerine göre değişkenlik göstermektedir. Bu durum, öğrencilerin toplumsal hafıza ile tanışma ve soyut anlamlandırma noktasındaki beceri gelişimlerinde eksikliklere sebep olmaktadır. Çalışma, giriş, araştırma ile bilgilerin verildiği birinci bölüm, kavramsal çerçevenin sunulduğu ikinci bölüm, verilerin sunulduğu üçüncü bölüm ve çalışmada ele alınan konu hakkındaki verilerin yorumlandığı, varsayımlara cevap arandığı, önerilerin sunulduğu sonuç ve değerlendirmeler bölümlerinden oluşmaktadır.
  • Öğe
    Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun hikâyelerine psikanalitik bir bakış
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Tanrıbuyurdu, Elif; Evat, Yılmaz
    Bu tezde Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun hikâyelerinin psikanalitik bir incelemesi yapılmıştır. Saçlıoğlu'nun hikâyeleri Lacancı psikanaliz çerçevesinde incelenmiştir. İnceleme Saçlıoğlu'nun on altı hikâyesi ile sınırlandırılmıştır. Hikâyelerin incelemesi yapılırken bilinç dışının görünümlerini tespit etmek amacıyla metinler yapısöküme uğratılmıştır. Tezin amacı bilinç dışının dil gibi yapılanmış özünü çözmektir. Metin yapısöküme uğratılırken Freud'un, Sophokles'in Kral Oidipus eseri ve Lacan'ın, Edgar Allan Poe'nun Çalınmış Mektuplar hikâyesinin yorumları referans alınmıştır. Tezde psikanaliz ve hikâye anlatıcılığı arasında bağlantı kurulmuştur. Hikâyelerin incelemesi esnasında Ferdinand de Saussure'ün gösterge kavramından ve Paul Ricoeur'ün yorum bilgisi kuramından yararlanılmıştır.
  • Öğe
    Mim Kemâl Öke'nin tarihî romanlarında yapı ve izlek
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Altınkaynak, Ali; Evat, Yılmaz
    Bu tez, yazar ve akademisyen Mim Kemâl Öke'nin tarihî romanlarını incelemek üzere yazılmıştır. Tarihî romanlar, edebiyatın en fazla ilgi gören türleri arasında yer almaktadır. Tarih ve iktisat eğitimi almış olan Mim Kemâl Öke, uzmanlık alanlarını roman ile harmanlayarak bilgisini okuyucuya aktarmaktadır. Tarihsel roman türünün önemli özelliklerinden birisi geniş kitlelere ideoloji ve düşünce boyutunda ulaşmaktır. Milliyetçi ve muhafazakâr bir anlayışa sahip olup tasavvufa da ilgi duyan yazar, kendi fikirlerini ve tarih şuurunu romanları aracılığıyla sunmaktadır. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde tarihî roman kavramı üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır. İkinci bölüm, yazarın hayatını, tasavvuf anlayışını, medyatik yönünü ve eserlerini ele almaktadır. Son kısım olan üçüncü bölüm ise araştırmamızın ana hatlarını oluşturup, yazarın romanlarını olay örgüsü, zaman, mekân, şahıs kadrosu, bakış açısı ve anlatıcı, dil ve üslup, anlatım teknikleri ve tema yönünden incelemeye ayrılmıştır.
  • Öğe
    Ahmet Paşa Dîvânı'nın Tâhirü'l-Mevlevî tarafından nesre çevirisinin Latin harflerine aktarımı
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Tezen, Zehra; İpek, Abdulmuttalip
    Klasik Türk şiirinin yaklaşık altı asırlık tarihî serüveni gözden geçirildiğinde matbu ve yazma olmak üzere gerek manzum gerek mensur pek çok eser vücuda getirilmiştir. Söz konusu eserlerin günümüz okuruna ulaşması noktasında bu eserlerin Latin harflerine aktarımı büyük önem arz etmektedir. Ancak en az bunun kadar önemli olan bir diğer husus ise eski edebiyat, kültür ve medeniyet dünyamıza ait metinlerin anlaşılması ve yorumlanmasıdır. Bu düşünceden hareketle Tâhirü'l-Mevlevî'nin "Veliyyü'd-din Oğlu Ahmed Paşa Divanı'nın Nesre Çevrilişi" adlı rika hatlı metin tez konusu olarak belirlenmiş ve bu sayede XV. yüzyılın sacayaklarından biri olan ve özellikle kaside sahasında şöhret kazanmış divan şairlerinden Ahmed Paşa'nın şiir anlayışı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, Fethi Sezai Türkmen Koleksiyonu 85-86 numarada kayıtlı olan eserin tamamının çalışılması yüksek lisans tezinin sınırlarını aşacağından bu çalışmada söz konusu eserin 86 numarada kayıtlı defterin tamamı ile 85 numaralı defterin ilk 28 varağı yeni yazıya aktarılmıştır. Eser, Ahmed Paşa gibi edebiyat tarihimizin önemli bir şairinin divanındaki tüm şiirlerin nesre çevirisini ihtiva etmesinin yanı sıra divanın tümünün şerh edilmesine bir basamak teşkil etmesi; üstelik nesre çevirilerin Tâhirü'l-Mevlevî gibi o geleneğe hâkim ve çok yönlü bir kimse tarafından yapılmış olması yönüyle de ayrıca önem arz etmektedir. Bu sebeple çalışmamıza eserin müellifi Tâhirü'l-Mevlevî hakkında hayatı, edebî kişiliği ve eserleriyle ilgili bir bölüm eklemeyi uygun gördük.
  • Öğe
    İhsan Oktay Anar romanlarında psikolojik tipler
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Kaya, Gökhan; Emre, İsmet
    Carl Gustav Jung, insan kişiliğine ve ruhuna yönelik birçok kuram geliştirmiştir. Jung'un geliştirdiği bu kuramlardan bir tanesi de üzerinde yirmi yıl çalıştığı ''Psikolojik Tipler'' kuramıdır. Bu kuramla Jung, bireyin dünyayla, insanlarla ve şeylerle ilişkilerini ele alma amacındadır. İlgilerinin ya da libidonun hareketiyle belirlediği, içedönük ve dışadönük olarak adlandırdığı tutum tipleriyle daha özel olarak tanımladığı; düşünme, hissetme(duygu), duyum ve sezgi olarak adlandırdığı işlev tiplerini birleştirerek toplam sekiz tip belirler. Bu sekiz tip her insanda vardır. Ancak baskın olan biri, diğer tiplerden ayrılır. Jung'un bakış açısını diğer meslektaşlarından belirli yönlerle ayırma ihtiyacından doğan bu kuram, insanın ruh dünyasının anlamlandırılıp çözümlenmesine etki eder. Bu etkinin edebî eserlerdeki kişi kadrosunun çözümlenmesinde de kullanılabileceği açıktır. Bu çalışmayla son dönem postmodern anlatı örnekleri kuran İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel, Efrasiyab'ın Hikayeleri, Amat, Suskunlar, Yedinci Gün ve Galiz Kahraman adlı romanları tipik açıdan incelenmiş ve bu inceleme sonucunda roman kişilerinin psikolojik tipler kuramında genellikle dışadönük tipler oldukları görülmüş, bu roman kişilerinin psikolojik tipler kuramının tip tanımlamalarına uygunluk gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Şeyh Ahmed Hüsâmî Efendi Dîvânı (İnceleme-metin)
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Gülpinar, Rukiye; İpek, Abdulmuttalip
    Şeyh Ahmed Hüsâmî Efendi, 18. yüzyılda yaşamış Halvetîlik’in Uşşâkîlik koluna bağlı bir mutasavvıftır. Şeyh Ahmed Hüsâmî Efendi Dîvânı’nda, muhteva ve konuların işlenişinde müellifin bağlı olduğu tarîkatın dinî yaklaşımı belirleyicidir. Bu bakımdan eserde edebîlikten ziyade didaktik gayeler ön plana çıkmaktadır. Dîvânın transkripsiyonunu ve dinî-tasavvufî unsurlar açısından incelenmesini konu alan tez çalışması, HalvetîUşşâkîlik’in tasavvuf anlayışını bir sâlikinin dilinden ifade etmektedir. Bu çalışmada, Şeyh Ahmed Hüsâmî Efendi Dîvânı’nın Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz FB 327 arşiv numarasıyla kayıtlı nüshası esas alınarak transkripsiyonu yapılmıştır. Dîvânın Halvetî-Uşşâkîliğin dinî öğreti ve yaklaşımının örnek metinlerinden biri olması bakımından bu çalışmanın 18. yüzyıl tasavvuf edebiyatını konu alan akademik çalışmalara katkı sunacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Feminist kuramlar bağlamında Dede Korkut Kitabı'nda kadın
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Yurtsever, Derya; Çevik, Mehmet
    En yalın ifadeyle "kadın hareketleri" olarak tanımlanabilecek feminizm, hem düşünce akımı hem bir eylem şekli olarak hem de kuramlaşmış hâliyle bugüne kadar üzerinde sayısız görüş belirtilmiş bir kavramdır. Özellikle tarihsel süreç içerisinde kuramlaşması, sosyal bilimler alanında muhtelif ve sayısız çalışmaya konu olmasına ve bu çalışmalara farklı bir boyut kazandırmasına neden olmuştur. Sosyal bilim alanlarına katkısı, özelinde yazın alanını da yakından ilgilendirmiştir. Feminist Edebiyat Eleştirisi olarak adlandırılan çalışmaların ilgilendiği ve irdelediği konu ise feminizmin kendi uğraş alanına ilintili olarak "kadın" olmuştur. Bu doğrultuda Türk Dili ve Edebiyatı'nın hem dil hem de edebiyat açısından en yetkin ve önemli eserlerinden biri olan Dede Korkut Kitabı'nda kadın temsilinin, feminist kuramlar açısından tespit edilerek eleştirilmesi ve bugüne kadar Dede Korkut Kitabı'nda kadın ile ilgili yapılan çalışmalara disiplinler arası farklı bir yorum getirilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda öncelikle feminizm ve Dede Korkut Kitabı ile ilgili literatür taraması yapılmış ve yöntemsel çerçeve oluşturulmuştur. Elde edilen bulgular ışığında hazırlanan bu çalışma giriş ve üç ana bölüme ayrılmıştır. Giriş bölümünde çalışmanın amacı, konusu, yöntemin, kapsamı ve sınırlılıklarına yer verilmiştir. İkinci bölümde feminizm kavramsal, tarihsel ve kuramsal olarak incelenmiş ve feminizm-folklor ilişkisine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde Türk kültüründe kadın ve Dede Korkut Kitabı ile ilgili bilgiler verildikten sonra Dede Korkut Kitabı'nda kadın ile ilgili yapılan çalışmaların genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Dördüncü ve son bölümde ise feminist kuramların söylemleri doğrultusunda Dede Korkut Kitabı'nda kadın ve temsili yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Mavera dergisi tahlili (Seçilmiş metinler-fihrist)
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Saygılı, Tuğba; Emre, İsmet
    Bu çalışmanın merkezini Mavera dergisi oluşturmaktadır. 1976-1990 yılları arasında aylık olarak yayınlanan dergi, toplamda 164 sayıdır. Toplumsal değişikliklerin ve gerçekliklerin anlaşılmasında pay sahibi, bilhassa İslâmî duyarlılığı ile dikkatleri üzerine çeken, düşünce dünyamıza aralanan bir kapı olarak ifade edebileceğimiz Mavera dergisi, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alâeddin Özdenören, Mehmet Akif İnan gibi isimlerin teşebbüsleri ile yayın hayatına başlar. Çalışmada sosyal, siyasi, edebî vb. birçok alana kaynaklık edebilme hüviyetine sahip olan Mavera dergisinin sayıları incelemeye tabi tutularak tahlili bir fihrist oluşturuldu. Sayılardan seçilen metinlerle derginin düşünce dünyamızın şekillenmesindeki ve zenginleşmesindeki rolünün biraz da olsa anlaşılmasına katkı sağlanmaya çalışıldı. Bunlara ek olarak Mavera dergisi yönetimince bir kısmı hazırlanan fihrist,araştırmacıların istifadesine sunuldu veiki çalışma arasındaki farkın ortaya çıkması amaçlanarak hazırlanan bu çalışmanın gerekliliğine dikkat çekilmek istendi. Ayrıca sayılara dair kapak fotoğrafları ile çalışma zenginleştirildi.
  • Öğe
    İbn-i Kâtib'in Mahzen-i Manzûm'u (İnceleme-Metin)
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Başar, Serpil; Ekici, Hasan
    Mehmed Konevî, XV. yüzyılın sonu ve XVI. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır. Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde İstanbul’a gelmiş, astronomi zalimliği ve muvakkitlik yapmıştır. Astronomi dilinin, Türkçeleşmesine katkısı inkâr edilemez bir gerçektir. Mehmed Konevî’nin, Mahzen-i Manzûm adlı Türkçe eseri astronomi ve melheme ile ilgilidir. İçeriğinde gezegenler, ayın durumları, yıldızların hareketleri, saat türleri, cümel hesabı, takvimler, haftanın günleri ve alametleri, kehanetlerden bahsedilmektedir. Eser inceledikten sonra, eserin transkripsiyonu metni verilerek eser tanıtılmıştır. Bir melheme örneği olan bu eser, Klasik Türk şiirinin diğer disiplinlerle iç içe olduğunun göstergesidir.