Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karabacak, Mustafa" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Arefe gününün faziletiyle ilgili rivâyetlerin değerlendirilmesi
    (Aksaray Üniversitesi, 2014) Karabacak, Mustafa; Çifçi, Osman Zahid
    Allah Teâlâ bazı zamanları diğer zamanlara fazilet bakımından üstün kılmıştır. Ramazan ayının diğer aylara, Kadir gecesinin diğer gecelere ve Cuma gününün diğer günlere üstünlüğü gibi. Arefe günü de faziletli günlerden birisidir. Arefe günü mübârek bir gündür; çünkü Hac ibadetinin önemli bir rüknu olan vakfe bugünde yapılmaktadır. Bu günün faziletiyle ilgili fazlaca hadisler vardır. Biz de bu çalışmada Arefe gününde yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetlerin faziletiyle ilgili hadisleri değil; bugünün faziletine işaret eden hadisleri hadisçilik açısından inceledik. Bundaki amacımız da, bu konuda çalışma yapacaklara ve bu hadisleri konuşmalarında kullanacaklara bir reşete sunmaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bazı Emevî yöneticilerinin namaz vakitleri uygulamalarına dair rivayetlerin değerlendirilmesi
    (Aksaray Üniversitesi, 2025) Karabacak, Mustafa; Tuzcu, Recep
    Araştırma, Muaviye döneminden Ömer b. Abdilaziz dönemine kadar uzanan süreçte, Emevî yöneticilerine isnat edilen vakit dışı namaz uygulamalarının, hadis ilmi bağlamında sistematik bir şekilde değerlendirilmesini konu edinmektedir. Daha önce çalışılan Cuma ve bayram hutbelerinin namazdan önce okunup okunmadığı ve ikindi namazından sonra iki rekât nafile namazın bulunup bulunmadığı meselesi konu kapsamı dışında tutulmuştur. Bu rivayetlerde yer alan tartışmaların mezheplere tesiri ya da güncel tartışmalara dayanak alınması hususu ayrı bir çalışmanın konusudur. Bu rivayetlerin, tarihî bağlamları göz ardı edilerek Hz. Peygamber’e isnatla aktarılması; uzman değerlendirmelerinden yoksun olduğunda tarihî hatalara ve yersiz tartışmalara yol açabilmektedir. Bu açıdan konuyu öncelikle tartışmaları hazırlayan siyasî sebepleri tarihi perspektiften değerlendirilmesi önemlidir. Çalışmada nitel araştırma metotlarından biri olan doküman tarama yöntemi kullanılmıştır. Bu sebeple hadis kitaplarından Emevîlerin cuma ve ikindi namazı vaktini ihlalleri ile ilgili rivayetler muhteva değerlendirmesi çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, Emevî yöneticilerinin namaz vakitlerini ihmal etmeleri ve hutbeleri gereğinden fazla uzatmaları, dönemin fakih ve muhaddisleri tarafından eleştirilmiş ve bu durum, alternatif dinî uygulamaların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Rivayetlerin farklı tariklerle aktarılması ve siyasal-tarihî bağlamda şekillenmesi, bu hadislerin doğru anlaşılabilmesi için yalnızca tarihî olayların değil, aynı zamanda hadis ilminde uzman kişilerin yorumlarının da dikkate alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İslam'ın kadın liderliğe bakışı: Disiplinlerarası nitel araştırma
    (Iğdır Üniversitesi, 2015) Aslan, Şebnem; Çiftçi, Osman Zaid; Karabacak, Mustafa
    Bu araştırma toplumların din faktöründen etkilendiği genel varsayımı ile büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ülkemizde kadın liderlik algısının araştırılmasına yönelik geliştirilmiştir. Bu kapsamda liderlik tarihi, İslam tarihinde yaşanmış olanlarla kıyaslanmış sonrasında kadın liderliğe dair İslami yaklaşım ele alınmıştır. Bu konunun bilimsel olarak dayanağının oluşturulması yönünde Türkiye'de İlahiyat Fakültesi hadis anabilim dalı öğretim üyeleriyle görüşme tekniğiyle kadın liderlik algısı araştırılmıştır. Görüşme için hadis anabilim dalı öğretim üyelerinin seçilme nedeni, kadın liderlikle ilgili tartışmalı hadislerin bulunması ve bu hadislerin yorumunun en iyi hadisçiler tarafından yapılacağının düşünülmesidir. Araştırmada, liderlik gelişimine tarihi süreçte bakıldığında İslami yaklaşımla herhangi bir farklılığın bulunmadığı, aksine tam bir benzerliğin görüldüğü anlaşılmaktadır. Benzer şekilde kadın liderliğinin çağdaş yönetim modellerine uygun şekilde olduğu açıklanmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Ka'b b. Mâlik’in tebük seferi’ne katılmaması ile ilgili hadis hakkında bir değerlendirme
    (EKEV Akademi, 2015) Karabacak, Mustafa
    Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmış, Bedir ve Tebük seferlerine katılmamış sahabilerin öncülerinden birisidir. Oğlu Abdullah, babasının ağzından aktardığı hadiste babasının ve ayrıca iki sahabinin Tebük Seferi'ne katılmama sebebini ve Müslümanların elli günlük boykotundan sonra Allah Teâlâ'nın tevbelerini kabul ediş sürecini anlatmıştır. Ka'b'ın, Tebük Seferi'ne katılmayıp tevbesini geciktirmesi ve Allah tarafından affedildiğine dair hakkında âyet nâzil olan üç kişiden biri olması bilinirliğini biraz daha artırmıştır. Tevbenin nasıl olması gerektiğinin en güzel örneği anlatılmış olmakla birlikte, bu hadis farklı alanlar için üzerinde çalışılması gereken bir rivayettir. Hadiste belirtildiğine göre, Ka'b b. Mâlik, İkinci Akabe biatına katılmayı Bedir'de bulunmaktan daha üstün görmektedir. Bu değerlendirmesinde de yalnız değildir. Bu rivayet sahabenin kendi aralarında da bir fazilet sıralaması yaptığını ve bu konuda bir birliğin olmadığını da göstermektedir. Bu makalede onun ifadelerinden yola çıkarak sahabenin fazilet derecelendirmesi incelenmiştir.Ka'b ve iki sahabi, Tebük Seferi'ne kendi ifadesine göre geçerli hiçbir mazereti olmamasına rağmen katılmamışlar ve bu konuda Hz. Peygamber'e hiçbir mazeret de söylememişlerdir. Tebük Seferi'ne katılmadığı halde mazereti olmayan başkaları da vardı. Bunların dışındakiler hatalarını hemen anlamışlar ve Hz. Peygamber'in savaştan dönmesini beklemeden tevbe etmişlerdir. Bu üç sahabi ise tevbeyi geciktirmişler ve bir hata işledim sonucuna katlanacağım deyip beklemeye başlamışlar ve sonuçta Allah tevbelerini kabul etmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kur’an ve hadisler bağlamında Hz. Dâvûd’un örnekliği
    (Aksaray Üniversitesi, 2018) Karabacak, Mustafa
    Peygamberler, bir zincirin halkaları gibi birbirlerini tamamlayan seçkin kullardır. Bunlar öncelikle gönderildiği kavim/kavimler için olmak üzere diğer peygamber ve kavimler için de örnektirler. Kur’an-ı Kerim Hz. Mûsâ gibi bazı peygamberlerden sık sık bazısından ise nadiren bahsetmektedir. Bazı peygamberlere kitap verilmesi, Allah Teâlâ’nın kendileriyle konuşması, gönderildikleri kavimle yaptıkları mücadele ve katlandıkları sıkıntılar ve benzeri şeyler onlardan sıkça bahsedilmesinin muhtemel sebepleri olabilir. Allah Teâlâ’nın Kur’an’da kendisine “üstünlük verdim” dediği ve birçok özelliğinden bahsettiği peygamberden biri de Hz. Dâvûd’dur. Hz. Dâvûd hadislerde örnekliğinden en fazla bahsedilen peygamberdir. Hz. Peygamber, Dâvûd’un (as) el emeği ile geçindiğini, savaştan kaçmadığını, ibadet hayatı ve benzeri özelliklerinden bahsederek örnek alınması gerektiğini bildirmektedir. Makalede Hz. Dâvûd’un peygamberlik ve saltanat gibi kendisine mucize olarak verilen ve örneklik teşkil etmeyen özelliklerinden bahsedilmeyecektir. Çünkü bunlar kulun gayretiyle elde ettiği ve başkasına örnek olabilecek özellik taşımazlar. Bu çalışmada Hz. Dâvûd’un biyografisinden değil; Kur’an ve hadislerde hangi özellikleri dolayısıyla Müslümanlara örnek olarak sunulduğu üzerinde durulacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mehmed Akif Ersoy’un Balkan harbi zamanında yaptığı vaazlarda kullandığı hadislerle ilgili bir değerlendirme
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2014) Karabacak, Mustafa
    Mehmet Âkif Ersoy, Osmanlı Devleti’nin sonu ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşamış münevver bir İslam şâiridir. Onun Balkan Harbi ve Milli Mücadele yıllarında verdiği vaazlarda âyet ve hadisleri kullanarak toplumun bilinçlenmesine ve sorunların çözümüne katkıda bulunmaya çalıştığı bilinmektedir. Yaptığı vaazlar, Eşref Edip tarafından kaleme alınmıştır. Onun yayınlanmış dokuz sohbet ve vaazı vardır. Balkan Savaşı sırasında Beyazıd, Fatih ve Süleymaniye camilerinde yaptığı vaazlar Sırât-ı Müstakîm dergisinde neşredilmiştir. Vaazlarında toplam 12 hadis tespit ettik. Bunları konuları itibariyle gruplandırdık ve başlık oluşturduk. Hadisleri onun görüşlerini esas alarak açıkladık ve hadis kritiği açısından inceledik. Şüphesiz vaazların yapıldığı zamanlar, toplumda duygusal aklın ön plana çıktığı süreçlerdir. Aynı zamanda bu vaazların irticâli/kendiliğinden konuşmalar olduğunu da unutmamak gerekir. O, vaazlarında hadislerin bazen arapça metninin tamamını, bazen bir kısmını, bazen de sadece hadisin tercümesini vererek kullanmıştır. Âyet ve hadisleri kullanmadaki mahareti onun bu konulardaki engin bilgisine işaret etmektedir. Onun mevzû haberler konusunda tepkisi bilinmekle birlikte; bazen hadislerin sıhhatini araştırmadan kullandığı da muhakkaktır. Bunları da konularına göre gruplandırarak şu başlıklar altında inceledik. Kavmiyetçilik yerine İslam kardeşliği, Aklı kullanmak, Çalışmak, Güzel Ahlaklı olmak ve Hz. Ömer’in fazileti.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mehmed Akif Ersoy’un Kurtuluş Savaşı zamanında yaptığı vaazlarda kullandığı hadislerle ilgili bir değerlendirme
    (Asos Eğitim Bilişim Danışmanlık Limited Şirketi, 2014) Karabacak, Mustafa
    Mehmet Âkif ERSOY, Osmanlı Devleti’nin sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını yaşamış münevver bir İslam şâiridir. Onun Balkan Harbi ve Milli Mücadele yıllarında vaazlarında âyet ve hadisleri kullanarak toplumun bilinçlenmesine, sorunların çözümüne katkıda bulunmaya çalıştığı bilinmektedir. Onun bu vaazları Eşref Edip tarafından kaleme alınmıştır. Mehmed Âkif’in yayınlanmış dokuz sohbet ve vaazı vardır, bunları da genel olarak üç başlık altında toplamak mümkündür: 1-İttihat ve Terakkî Hey’eti İlmiyesi azası iken Şehzâdebaşı Kulübü’nde yaptığı konuşma; 2-Balkan Savaşı yıllarında Beyazıt, Fatih ve Süleymaniye camilerinde yaptığı vaazlar; 3-İstiklal Savaşı yıllarında farklı camilerde yaptığı vaazlar. Toplam dokuz vaazından ilkini 23 Ocak 1920 Cuma günü Balıkesir Zağnos Paşa Camii’nde; ikincisini Kasım 1920 Kastamonu Nasrullah Paşa Camii’nde; üçüncü ve dördüncüsünü Kasım ve Aralık 1920 Kastamonu’nun kazalarında; beşincisini Aralık 1920 Kastamonu’nun havâlisinde vermiştir. Balıkesir Zağnos Paşa Camii ile Kastamonu Nasrullah Paşa Camii‘ndeki vaazı Sebîlürreşâd'ın Kastamonu’da basılan 464. Sayısında yayımlanmış gördüğü rağbet dolayısıyla bu sayı birkaç defa bastırılarak Anadolu’ya ve cephelere gönderilmiştir. Mehmed Âkif’in vaazlarında kullandığı toplam hadis sayısı 13’tür. Bu çalışmada, onun vaazlarında kullandığı hadisleri konularına göre guruplandırdık ve hadis kritiği açısından inceledik. Şüphesiz vaazların yapıldığı zamanlar toplumda, duygusal aklın ön plana çıktığı süreçlerdir. Aynı zamanda bu vaazların irticâli konuşmalar olduğunu da unutmamak gerekir. O, vaazlarında hadislerin bazen Arapça metninin tamamını, bazen bir kısmını, bazen de sadece hadisin tercümesini vermiştir. Âyet ve hadisleri kullanmadaki mahareti onun bu konulardaki engin bilgisine işaret etmektedir. Onun, mevzû haberler konusunda tepkisi bilinmekle birlikte; bazen hadislerin sıhhatini araştırmadan kullandığı da muhakkaktır. Âkif’in vaazlarında kullandığı hadisleri konularına göre gruplandırarak şu başlıklar altında inceledik. “İslam tevhid dinidir, Temizlik imanın yarısıdır, Ümmetin maruz kalacağı imtihanlar, Müslümanların dertleriyle ilgilenmek ve Cemaatten ayrılmamak”
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Müşriklerin Tevhide Aykırı Uygulamaları: Hac Örneği
    (Aksaray Üniversitesi 2023 Mütefekkir 10 19 2148-5631/ 2148-8134, 2023) Karabacak, Mustafa
    Hac, bütün ilâhi dinlerde benzerinin bulunduğu bir ibadettir. İslâm’ın da temel ibadetlerinden olup Mekke şehrinde icra edilmektedir. Kur’an’ın beyanına göre hacca çağıran ilk peygamber Hz. İbrâhim’dir. Hz. İbrâhim haccın ilkelerini ilk defa tespit ederek Kâbe’nin ziyaret edilmesini sağlamış ve kendisinden sonra gelen peygamberler ve ümmetleri de Kâbe’yi ziyaret etmişlerdir. Hz. İbrâhim’in hacla ilgili koyduğu bu ilkelerde süreç içerisinde tevhid, mekân, zaman ve şekil boyutunda değişiklikler olmuştur. İhtimal ki farklı boyutlu olması nedeniyle en fazla değişikliğe uğramış ibadet hacdır. Hac ile ilgili yapılan bu değişiklikleri İslâm’ın geldiği zamanda Mekkelilerin yaptığı ekonomik ve sınıfsal uygulamalarda görmek mümkündür. Makalenin sınırlılığı nedeniyle Mekkelilerin hac ibadetinde yaptıkları değişikliklerin tümü değerlendirilmemiş çalışmada konunun sadece tevhid boyutu ele alınmıştır. Tevhid ise genelde bütün dinlerin özelde de İslâm’ın en temel ilkesidir. Zira Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlerin gönderiliş amacı zamanla tahrif edilen tevhid bilincini yeniden düzenlemektir. Hz. İbrâhim’in koyduğu hac ile ilgili ilkelerinden de ilk ve en önemli sapmanın tevhid konusunda olduğunu söylemek mümkündür. Mekkelilerin haccın tevhid boyutunda yaptıkları bu değişiklikler âyet ve Hz. Peygamber’in uygulamalarıyla aslî şekline dönüştürülmüştür. Bu dönüştürmede aynı zamanda İslâm’ın önceki dinlerin uygulamalarına karşı takındığı duruş olan bazısını aynı ile devam ettirme, bazısını ret, bazısını değiştirerek kabul etmeyi bariz bir şekilde görmek mümkündür. Böylece âyet ve Hz. Peygamber’in uygulamaları ile hac, putperestlik ve şirkten arındırılmış, batıl itikatlar silinmiş ve tekrar Hz. İbrâhim dönemindeki orijinal şekline dönüştürülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Râvînin adâleti bağlamında Buhârî’nin kullandığı Ta?dil Istılahları
    (Aksaray Üniversitesi, 2021) Karabacak, Mustafa
    Hadisin sıhhati senet ve metin incelemesiyle gerçekleşir. Sahih hadisin tanımında da görüldüğü gibi muhaddisler senedin muttasıl olup ve rivayetin şaz ve muallel olmamasını râvinin adâlet ve zabt sıfatlarından sonra araştırmışlardır. Diğer bir tabirle muhaddisler, hadisin sıhhatini tespitte önceliği râvilerin durumlarını araştırmaya vermişlerdir. Hadisin senedindeki râvilerin durumları da yine muhaddisler tarafından geliştirilen cerh ve ta?dil lafızlarıyla ifade edilmiştir. Bu lafızların da bir gelişim süreci vardır. Cerh ve ta?dil lafızlarının gelişim sürecinde Buhârî’nin yeri ise yadsınamayacak derecede önemlidir. Buhârî, tasnif dönemi ve hadisin altın çağı olarak nitelendirilen üçüncü asırda yaşamış bir muhaddistir. Döneminde rical ve tarih bilgisiyle daha sonra da el-Câmiu’s-sahîh’i ile meşhur olmuştur. Yazdığı hadis ve rical kitaplarında birçok cerh-ta?dil lafzı ve hadis ıstılahı kullanmıştır. İlk mustakil hadis usûlü kitabının kendisinden yaklaşık bir asır sonra yazıldığı düşünülürse Buhârî’nin kullandığı hadis ıstılahları bu anlamda önemlidir. Buhârî’nin kullandığı bütün hadis ıstılahları makale boyutunu aşacağından bu çalışmada sadece onun eserlerinde kullandığı ta?dil lafızları tespit edilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Tirmizî’nin es-Sünen’i çerçevesinde Buhârî’nin kullandığı hadis usûlü terimleri
    (Aksaray Üniversitesi, 2019) Karabacak, Mustafa
    Bir ilmin usûlünü ve terimlerini bilmek başta o ilimle uğraşan kişiler açısından önemlidir. Hadis usûlü denilen, hadis ilminin usûl ve terimlerini içeren bu ilmin müstakil eserleri, temel hadis kitaplarından sonra yazılmıştır. Muhaddislerin hadis kitaplarındaki usûlleri, eserlerine yazdığı mukaddimeden tespit edilebilmektedir. Fakat bazı muhaddislerin eserlerine mukaddime yazmadıkları için, usûl kriterleri, kendilerinin veya talebelerinin eserlerinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi temel hadis kitapları ikinci üçüncü asırda yazılırken elimize ulaşan ilk usûl kitabı dördüncü asırda yazılmıştır. Fakat, dördüncü asra kadar, eserlerinde hadis usûlü konularından bahseden muhaddisler vardır. Bunlardan biri üçüncü asırda yaşamış Tirmizî’dir. Tirmizî, es-Sünen isimli kitabının sonundaki “Kitâbu’l-ılel” bölümünde bu konuya değinmekte olup hakikatte o, eserinin tamamında yeri geldikçe hadis usûlü konularından bahsetmektedir. Bu çalışmada Tirmizî’nin es-Sünen isimli eseri özelinde hocası Buhârî’nin kullandığı hadis usûlü terimleri tespit edilecektir. Konu örneklendirmeler yapılarak işlenecektir. Makalede temel amaç Buhârî’nin kullandığı hadis usulü terimlerini tespit olduğundan rivayetler incelenirken Buhârî’nin söz konusu etmediği isnadın diğer ravileri hakkında bir değerlendirme yapılmayacaktır. Makalede ayrıca Buhârî’nin rivayet veya ravi hakkında vardığı sonuca öğrencisi Tirmizî’nin katılıp katılmadığı da belirtilecektir. Ayrıca Buhârî’nin ta‘dîl veya cerh ettiği ravilerden rivayette bulunup bulunmadığı da rivayetin sonunda söz konusu edilecektir.

| Aksaray Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Aksaray Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Aksaray, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim