Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 12 / 12
  • Öğe
    Futbolcularda sporcu tatmini ve zihinsel dayanıklılığın tükenmişlik üzerine etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Aktaş, Özgür; Ünlü, Hüseyin
    Sporcu tatmini ve zihinsel dayanıklılığın sporcu tükenmişliği üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla gerçekleştirilen araştırmaya, profesyonel futbol takımlarının akademilerinde oynayan 191 futbolcu katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; Kişisel Bilgi Formu, Sporcu Tatmin Ölçeği, Zihinsel Dayanıklılık Ölçeği ve Sporcu Tükenmişlik Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edildikten sonra ikili grup karşılaştırmaları için bağımsız örneklem t testi, değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için Pearson korelasyon testi ve sporcu tatmini ile zihinsel dayanıklılığın sporcu tükenmişliği üzerindeki yordayıcılığını belirlemek amacıyla çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda antrenman saatlerinden memnuniyet ve antrenman ekipmanlarından memnuniyet değişkenleri ile sporcu tatmini alt boyutları olan antrenör tatmini, bireysel tatmin, takım tatmini ve sporcu tükenmişliği alt boyutu olan duyarsızlaşma arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Yine beslenme memnuniyeti ile sporcu tatmini alt boyutlarından olan antrenör tatmini, bireysel tatmin, takım tatmini, zihinsel dayanıklılık alt boyutları olan devamlılık, kontrol ve sporcu tükenmişliği alt boyutu olan azalan başarı hissi arasında anlamlı farklılık saptanmıştır. Sporcu tatmini ve zihinsel dayanıklılık ile sporcu tükenmişliği arasında negatif yönde orta düzeyde anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Sporcu tatminin, sporcu tükenmişliğinin azalan başarı hissi ve duyarsızlaşma alt boyutları üzerinde önemli ve anlamlı bir yordayıcı olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında zihinsel dayanıklılığın güven ve kontrol alt boyutlarının sporcu tükenmişliğinin azalan başarı hissi üzerinde önemli ve anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmüştür. Sonuç olarak sporcu tatmini ve zihinsel dayanıklılığın sporcu tükenmişliği üzerinde etkili olduğu, subjektif antrenman memnuniyeti ile ilgili değişkenlerin de sporcular için önemli olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Bedensel engelli sporcuların salgın hastalıklara yakalanma kaygısı ve psikolojik iyi oluş düzeylerinin incelenmesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çavdar, Çağatay; Şahin, İbrahim
    Çalışmada bedensel engelli sporcuların salgın hastalıklara yakalanma kaygısı ve psikolojik iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Betimsel tarama modelinin kullanıldığı araştırmada; 2023-2024 sezonunda Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'nda (TBESF) aktif lisansa sahip, 68'i kadın 143'ü erkek olmak üzere toplam 211 sporcu katılmıştır. Araştırmada verilerin elde edilmesinde; araştırmacı tarafından geliştirilen on iki maddelik "Tanılayıcı Bilgi Formu", Hızlı Sayar ve ark. (2020) tarafından geliştirilen "Salgın Hastalık Kaygı Ölçeği" ve Diener ve Ark. (2010) tarafından geliştirilen Telef (2013) tarafından Türk kültürüne uyarlama çalışmaları yapılan "Psikolojik İyi Oluş Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin çarpıklık ve basıklık değerlerin normal dağılım göstermesi sebebiyle parametrik testler uygulanmıştır. Verilerin çarpıklık ve basıklık değerlerin normal dağım göstermesi sebebiyle parametrik testlerler (t testi, ANOVA testi ve Pearson Korelasyon testi) uygulanmış, VIF değerinin 5' ten küçük olması nedeniyle çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Araştırmanın analizleri sonucunda katılımcılar araştırma ölçeklerinden: psikolojik iyi oluş için yaş, eğitim ve gelir düzeyi; salgın hastalık kaygısı için salgın hastalığa yakalanma durumu, salgın hastalık sebebiyle aileden birini kaybetme durumu, yaş, gelir düzeyi ve salgın hastalığı atlatma düzeyi değişkenleri açısından anlamlı farklılık bulunmuştur. Her iki ölçek için demografik değişkenlerden; cinsiyet, medeni durum, kronik hastalık durumu, engelli olma sebebine göre anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Katılımcıların psikolojik iyi oluş düzeyi ile salgın hastalık kaygı düzeyi arasında ilişki tespit edilmemiştir. Sonuç olarak; Bedensel engelli sporcularda yaş, eğitim ve gelir düzeyi, salgın hastalığa yakalanma, hastalık sebebiyle aileden birini kaybetme ve hastalığı atlatma seviyesi gibi değişkenlerin psikolojik iyi oluş ve/veya salgın hastalık kaygısı için önem arz ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca ölçekler arasında anlamlı ilişki bulunmamasına rağmen korkulan hastalık türleri; % 9,6 salgın hastalık kaygı düzeyini, % 8,9 psikolojik iyi oluş düzeyini etkilediği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Yüzücülerde TRX egzersizlerinin yüzme performansı ve seçilmiş fiziksel uygunluk parametrelerine etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Yıldız, Yağmur; Ünlü, Hüseyin
    Bu araştırmanın amacı yüzücülerde 8 haftalık TRX egzersizlerinin denge, kuvvet ve yüzme performanslarına etkisini incelemektir. Araştırmada, 28 erkek yüzücü TRX grubu (TRX, n=14) ve Kontrol grubu (KON, n=14) olarak randomize şekilde iki gruba ayrılmıştır. TRX grubu yüzme antrenmanlarına ek haftada 3 gün, 30-45 dakika arası değişen TRX egzersiz programı uygularken, kontrol grubu rutin yüzme antrenmanlarına devam etmiştir. Yüzücülerin 50m ve 100m serbest stil yüzme dereceleri, dinamik ve statik denge performansları, dikey sıçrama, plank, sağlık topu fırlatma ve otur eriş performansları antrenman programı öncesi ve sonrasında ölçülmüştür. Veriler ortalama ve standart sapma ile birlikte %95 güven aralığı ile sunulmuş ve p anlamlılık seviyesi 0.05 kabul edilmiştir. 50m ve 100m serbest yüzme performanslarında TRX grubunun ön test-son test değişim anlamlı bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda bu değişim anlamlı bulunmamıştır. Plank, dikey sıçrama performansı ve otur eriş performanslarında TRX grubunun ön test-son test değişimi anlamlı bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda ise bu değişim anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Flamingo denge performansları ve sağlık topu fırlatma performanslarında ise yine TRX grubunda artış görülürken (p<0.05), kontrol grubunda artış gürülse de bu artış anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Y denge testi (YDT) performanslarında sol ve sağ bacak Anterior (A), Posteromedial (PM) ve Posterolateral (PL) yönde her iki grubun ön test-son test değişimi anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Sonuç olarak, TRX egzersiz programlarının yüzücülerin fiziksel performans parametrelerini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla TRX egzersizlerinin yüzücülerin antrenman programlarına dahil edilmesi performans gelişimi açısından katkı sağlayabilir.
  • Öğe
    Kadın sıklet sporcularında hızlı vücut ağırlığı değişimlerinin oksidatif stres ve kas hasarına etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özdek, Büşra; Karahan, Mustafa
    Sporcular bir alt kategoride yarıştıklarında avantaj elde edecekleri düşüncesiyle müsabakalardan önce vücut ağırlıklarını hızlı azaltma ve tartı sonrası hızlı geri kazanma yöntemlerine başvurmaktadır. Sporcular vücut ağırlıklarını hızlı azaltıp ve hızlı geri kazandıklarında avantaj sağlayacaklarını düşünseler de bu durum sağlık ve performanslarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bu çalışmada, sıklet sporcularında hızlı vücut ağırlığı kaybı ve hızlı vücut ağırlığı alımının oksidatif stres ve kas hasarı üzerindeki etkilerinin incelenmesi ve bu etkiler arasında anlamlı bir fark olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya sıklet sporlarında en az beş yıl ulusal düzeyde yarışmış, 20-25 yaş arasında (22.25±1.60), 12 sağlıklı kadın sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar, kendi seçtikleri bir yöntemle, beş gün içinde hızla vücut ağırlıklarını azaltmış ve ardından 16 saat içinde vücut ağırlıklarını hızla geri kazanmışlardır. Araştırma sürecinde, vücut ağırlığı kaybı öncesi, kayıp sonrası ve hızlı ağırlık kazanımı sonrası olmak üzere üç farklı zaman diliminde, sporcuların vücut ağırlıkları, yağsız vücut kütlesi, vücut yağ oranı ve su oranları ölçülmüştür. Ayrıca, oksidatif stres ve kas hasarı göstergeleri olarak kabul edilen total oksidan seviyesi (TOS), total antioksidan seviyesi (TAS) ve kreatin kinaz (CK) düzeyleri belirlenmek üzere katılımcılardan antekübital venlerinden kan örnekleri alınmıştır. Verilerin analizinde tekrarlı ölçümlerde tek faktörlü varyans analizi (ANOVA), Pearson korelasyon analizi ve basit doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Verilerin anlamlılık düzeyleri p<0.05 olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada, hızlı vücut ağırlığı kaybı ve alımı dönemlerinde oksidatif stres ve kas hasarı göstergeleri üzerinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir (p<0.05). Hızlı vücut ağırlığı kaybı sonrasında vücut ağırlığındaki %6.39'luk azalmanın yanı sıra toplam antioksidan düzeyindeki %19.44 ve kreatin kinazdaki %161.36'lık artış istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Ancak total oksidan düzeylerindeki %8.53'lük artış ve oksidatif stres indeksindeki %22.74'lük azalma istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Buna karşılık, hızlı vücut ağırlığı alımı toplam oksidan düzeylerinde %22.33 ve oksidatif stres indeksinde %52.79 oranında istatistiksel olarak anlamlı artış tespit edilirken (p<0.05), toplam antioksidan düzeylerindeki %6.97 ve kreatin kinaz düzeylerinde %0.86 oranındaki azalmalar istatistiksel olarak anlamlı değildir (p<0.05). Ayrıca, total oksidan seviye ve kreatin kinaz arasında hızlı vücut ağırlığı kaybı (r=0,674, p<0.05) ve hızlı vücut ağırlığı alımı dönemlerinde (r=0,875, p<0.05) pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Bununla birlikte total oksidan seviyenin hızlı vücut ağırlığı kaybı sırasındaki kas hasarı değişikliklerinin %39.9'unu, hızlı vücut ağırlığı alımı sırasında ise %74.3'ünü açıkladığı belirlenmiştir. Çalışmanın bulguları, hızlı vücut ağırlığı kaybı sırasında total oksidan seviyesindeki artışa karşın, antioksidan seviyesindeki yükselme ile oksidatif hasarın önlenmiş olabileceğini göstermektedir. Buna karşılık, hızlı vücut ağırlığı alımı döneminde antioksidan seviyelerinin artan oksidan seviyeleri dengeleyememesi sonucu oksidatif stresin oluştuğu belirlenmiştir. Ayrıca, hızlı vücut ağırlığı kaybının kas hasarını artırdığı, ancak hızlı vücut ağırlığı alımının kas hasarında beklenen toparlanmayı sağlamada yetersiz kaldığı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Maksimal yoğunluklu beceri tabanlı antrenmanların kadın voleybolcularda yaşla ilişkili fiziksel performans özelliklerine etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Elmas, Leman; Karahan, Mustafa
    Sporda beceri tabanlı antrenmanlar teknik beceri ve kondisyonel özelliklerin eş zamanlı gelişimine etkisinden dolayı antrenman verimliliği açısından önemlidir. Beceri tabanlı antrenmanların sporcuların fiziksel performans özellikleri üzerine etkisi ile ilgili birçok çalışma olmasına rağmen farklı yaş gruplarında, özellikle ergenlik dönemindeki kadın voleybolcularla ilgili kıyaslamalı bir çalışmaya bugüne kadar henüz rastlanılmamıştır. Bu nedenle, bu araştırmada maksimal yoğunluklu beceri tabanlı antrenmanların ergenlik dönemindeki kadın voleybolcuların fiziksel performans özellikleri üzerine etkileri ve bu etkilerin yaş grupları arasında farklı olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya U19 (n=12), U17 (n=12) ve U15 (n=12) yaş grubundan en az iki yıl antrenman ve müsabaka tecrübesine sahip toplam 36 sağlıklı kadın voleybolcu gönüllü olarak katıldı. 12 haftalık hazırlık döneminde her gruba eş zamanlı olarak, takım antrenörlerinin gözetiminde, haftada üç gün, günde 90 dakika, maksimum yoğunlukta beceriye dayalı antrenman programı uygulandı. Antrenman programından bir hafta önce ve sonra birbirini takip etmeyen günlerde dikey sıçrama, sağlık topu atma, mekik, şınav, T-testi, 20 m mekik koşusu ve 6x35 m anaerobik sprint koşu (RAST) gibi bir dizi test uygulamaları gerçekleştirildi. Veriler, iki faktörlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak değerlendirildi ve yaşa bağlı ön test-son test değişiklikleri Pearson korelasyon katsayısı ile hesaplandı. Bu çalışma, fiziksel performans ölçümlerinde hem zaman (p<0.05) hem de grup (p<0.05) faktörleri açısından önemli farklılıklar olduğunu gösterdi. Antrenman programı sonrasında U15, U17 ve U19 gruplarının sırasıyla şınav hareketlerinde %13.89, %14.54, %15.16, mekik hareketlerinde %10.92, %13.24, %13, dikey sıçramalarında %5, %5.62, %5.31, patlayıcı güçlerinde %64.67, %70.66, %73.48, yön değiştirme yeteneklerinde %2.03, %2.08, %2.92, sağlık topu fırlatmalarında (%4.14, %5.16, %5.49), maks. VO2 %5.03, %7.03, %7.20 ve anaerobik güç değerlerinde %12.27, %17, %25 önemli şekilde iyileşmeler görüldü. Bunun yanı sıra, dikey sıçrama yüksekliği ve patlayıcı güç hariç, şınav (F= 567,2; r= .54, p<0.05), mekik (F= 826,1; r= .52, p<0.05), sağlık topu atma (F= 467,3; r= .60, p<0.05), yön değiştirme (F= 368,5; r= .39, p<0.05), maks.VO2 (F= 1760,2; r= .71, p<0.05) ve anaerobik güç (F= 417,4; r= .77, p<0.05) özelliklerin gelişiminde hem gruplar arasında (zaman x grup) hem de yaşla ilişki bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar vardı. Bu çalışmada, 12 haftalık maksimal yoğunluklu beceri tabanlı antrenmanın genç kadın voleybolcuların fiziksel performans özelliklerinin iyileşmesinde önemli bir etkisinin olduğu ve bu etkinin dikey sıçrama ve patlayıcı güç dışında test edilen tüm fiziksel performans özelliklerinde yaşla ilişkili olarak önemli şekilde farklılaştığının sonucuna varıldı. Bu çalışmanın bulguları, genç kadın voleybolculara yönelik antrenman programları tasarlanırken yaşa bağlı faktörlerin dikkate alınmasının önemli olabileceğini önermektedir.
  • Öğe
    Zekâ oyunları ve geleneksel çocuk oyunlarının ortaokul öğrencilerinde dikkat ve görsel algıya etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yıldız, Rahmi; Koçak, Çalık Veli
    Araştırmanın amacı; zekâ ve geleneksel çocuk oyunlarının ortaokul öğrencilerinin dikkat ve görsel algı düzeylerine etkisini incelemektir. Araştırmada kontrol gruplu yarı deneysel (ön test-son test) model ile amaçlı örneklem yöntemi kullanıldı. Araştırma grubunu, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Sivas Merkez Süleyman Demirel Ortaokulunda öğrenim gören öğrencilerden, geleneksel çocuk oyunları grubu (n=20), zekâ oyunları grubu (n=20), hem geleneksel çocuk oyunları hem de zeka oyunları grubu (n=20) ve kontrol grubu (n=20) olmak üzere toplam 80 öğrenci oluşturmaktadır. Uygulama gruplarına geleneksel çocuk oyunlarından, seksek, yakan top, mendil kapmaca ve tombik oyunu; zekâ oyunlarından ise, satranç, dama, gri ceviz ve mangala oyunları oynatılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından oluşturulan kişisel bilgi formu, Uluç (2019) tarafından geliştirilen, gelişimsel görsel algı testi ve Yaycı (2013) tarafından uyarlaması yapılan d2 dikkat testi kullanılmıştır. Uygulama gruplarına belirtilen zekâ ve geleneksel çocuk oyunları haftada 1 gün, 2 saat olacak şekilde 12 hafta boyunca oynatılmıştır. Verilerin analizinde SPPS programından yararlanılarak aritmetik ortalama, frekans, standart sapma ve korelasyon betimsel analizleri kullanılmıştır. Gruplara göre, ön test-son test ve fark puanlarının karşılaştırılması için Kruskal Wallis Testi, görsel algı ve d2 dikkat testi puanlarının değişkenlere göre karşılaştırılması için ise Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Bulgulara göre; dikkat ve görsel algı fark puanlarının, tüm gruplar da anlamlı bir şekilde gelişim olduğu görülmüştür. Bu farklılık gruplar arasında hem dikkat hem de görsel algı gelişim düzeylerinde geleneksel çocuk oyunları oynayan uygulama grubu lehine olduğu görülmüştür. Cinsiyet ve spor branşı olma değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermediği görülmüştür. Sonuç olarak; geleneksel çocuk oyunları ve zeka oyunlarının özellikle çocuklar da zihinsel becerileri geliştirmede bir eğitim aracı olarak kullanılabileceği görülmüştür.
  • Öğe
    Beden eğitimi dersinde öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerini artırmaya yönelik stratejiler: beden eğitimi öğretmenlerinin fiziksel aktivite ve algılanan fiziksel okuryazarlık düzeylerinin etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Balanlı, Orhan Fatih; Ünlü, Hüseyin
    Araştırma beden eğitimi öğretmenlerinin fiziksel aktivite ve fiziksel okuryazarlık düzeylerini belirlemek ardından beden eğitimi dersi ile ilgili ve öğrencilerin fiziksel aktivite düzeylerini artırmaya yönelik beden eğitimi öğretmenlerinin görüşlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede çalışmada hem nicel hem de nitel boyutları içeren sıralı açımlayıcı karma desen kullanılmıştır. Araştırma örneklemini Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda görev yapan 383 beden eğitimi öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak 'Kişisel Bilgi Formu', 'Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi (Kısa Form)' ve 'Algılanan Spor Okur-yazarlık Ölçeği' kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden aritmetik ortalama ve standart sapma tekniklerinden yararlanılmıştır. Ayrıca, ikili karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t-testi ve çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (Anova) kullanılmıştır. Varyansın kaynağını belirlemek amacıyla da Tukey testinden yararlanılmıştır. Araştırmada, değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemede Pearson korelasyon katsayısı tekniğinden ve değişkenlerin yordayıcılığını belirlemek amacıyla da çoklu doğrusal regresyon analizinden faydalanılmış, nitel verilerin analizinde ise tema, betimsel ve içerik analizi metodu kullanılmıştır. Araştırma örneklemindeki beden eğitimi öğretmenlerinin fiziksel aktivite düzeylerinin orta düzeyde olduğu, fiziksel okuryazarlık düzeylerinin çok yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında cinsiyet, görev yaptığı okul türü değişkenleri açısından fiziksel aktivite düzeyinde anlamlı bir farklılığa rastlanmıştır. Araştırmada eğitim durumu, okulun beden eğitimi ders alt yapısı, alan ile ilgili ulusal ya da uluslararası kongreye katılım, lisanslı spor yapma değişkenleri açısından fiziksel okuryazarlık düzeyinde anlamlı bir farklılığa rastlanmıştır. Araştırmada ayrıca beden eğitimi öğretmenlerinin fiziksel aktivite ve fiziksel okuryazarlık düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilirken; fiziksel aktivite düzeyinin fiziksel okuryazarlık düzeyi üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmüştür. Araştırmanın nitel bölümünde ise beden eğitimi öğretmenleri beden eğitimi dersinde müfredat ve programa fiziki koşullar, öğrenci, öğretmen, veli ve idarenin engel olabildiğini olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca genel olarak lisans eğitimi süresince fiziksel aktivite ile ilgili ders aldıklarını ve kendileri için yararlı olduğunu ifade etmişlerdir. Beden eğitimi dersine ise spor salonu olmaması, spor alanı eksikliği, malzeme eksikliği ve iklim şartlarının genel olarak engel olduğunu belirtmişlerdir. Diğer yandan fiziksel aktivite stratejisi olarak fiziksel aktiviteye teşvik, farklı uygulamalar, fiziki koşullar ve ders saati şeklinde sıralamışlardır.
  • Öğe
    Sportif hareket eğitiminin korunmaya muhtaç çocuklarda motor gelişim, sosyal kaygı, ruhsal uyum ve yaşam kalitesine etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Yazıcıoğlu Çalışkan, Hande; Koçak, Çalık Veli
    Korunmaya muhtaç çocukların topluma entegre olmalarında, toplumda yaşama bilinçlerinin oluşmasında, sosyal beceri ve davranışlarında olumsuzluklar görülebilmektedir. Bundan dolayı korunmaya muhtaç çocuklarda fiziksel, ruhsal ve davranışsal sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle çocuklara spor etkinliklerinin yararlı olabileceği düşünülmüştür. Sportif hareket eğitiminin korunmaya muhtaç çocuklarda motor gelişim, sosyal kaygı, ruhsal uyum ve yaşam kalitesine etkisini belirlemek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmaya Aksaray çocuk evlerinde yaşayan, yaşları 10-11 arasında olan, uygulama grubunda 20 ve kontrol grubunda 20 olmak üzere toplam 40 çocuk katılmıştır. Araştırmaya katılan uygulama ve kontrol grubundaki çocuklara "Kişisel Bilgi Formu, Eurofit Test Bataryası, Hacettepe Ruhsal Uyum Ölçeği, Çocuklar için Sosyal Kaygı Ölçeği Yenilenmiş Form, Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği" uygulanmıştır. Ön testler uygulandıktan sonra uygulama grubundaki çocuklara 2021 yılı içerisinde 12 hafta boyunca haftada üç (3) gün 60'ar dk. süreden oluşan, sportif hareket becerisi gelişimi amacıyla belirlenmiş sportif hareket eğitimi çalışma programı uygulanmıştır. 12 haftalık sportif hareket eğitimi programı sonrasında uygulama ve kontrol grubundaki çocuklara son test olarak tekrardan "Eurofit Test Bataryası, Hacettepe Ruhsal Uyum Ölçeği, Çocuklar için Sosyal Kaygı Ölçeği Yenilenmiş Form, Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği" uygulanmıştır. Verilerin normal dağılım varsayımını karşılayıp karşılamadığını belirlemek için Shapiro Wilk Testi, çarpıklık, basıklık değerleri ve gövde yaprak diyagramlarından yararlanılmıştır. Elde edilen bulgulara bakılarak verilerin normal dağılım gösterdiği kabul edilmiştir. Araştırma verilerinin istatistiksel analizlerinde frekans, yüzde, minimum ve maksimum değerler için betimsel istatistik analizleri; gruplar arası farkların karşılaştırılması için Bağımsız Örneklem T-testi, grup içi farkların karşılaştırılması için Bağımlı Örneklem T-Testi, kullanılmıştır. Sportif hareket eğitimi alan uygulama grubundaki korunmaya muhtaç çocukların Eurofit test bataryası ön test ve son test puanları arasında anlamlı farklılık ortaya çıktığı belirlenmiştir. Araştırmanın kontrol grubu ön test ve son test sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık belirlenememiştir. Sportif hareket eğitimi alan uygulama grubundaki korunmaya muhtaç çocukların sosyal kaygı düzeyinin ön test ve son test puanları arasında anlamlı farklılık gösterdiği, son test ortalamasının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sportif hareket eğitimi alan uygulama grubundaki korunmaya muhtaç çocukların ruhsal uyum düzeyinin ön test ve son test puanları arasında anlamlı farklılık gösterdiği, son test ortalamasının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sportif hareket eğitimi alan uygulama grubundaki korunmaya muhtaç çocukların yaşam kalitesi düzeyinin ön test ve son puanları arasında anlamlı farklılık gösterdiği, son test ortalamasının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak; sportif hareket eğitiminin korunmaya muhtaç çocuklarda motor beceriyi olumlu etkileyerek geliştirdiği, sosyal kaygıyı azalttığı, ruhsal uyum düzeylerini artırdığı, yaşam kalitesini artırdığı söylenebilir.
  • Öğe
    Profesyonel futbolculara uygulanan psikolojik beceri antrenman programı uygulamasının içsel konuşma ve zihinsel dayanıklılık becerilerine etkisi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Orhan, Selman; Salman, Melih Nuri
    Sportif performansın psikolojik boyutunda içsel konuşma ve zihinsel dayanıklılık becerileri önemli olup performansı etkileyebilmektedir. Bu önem dahilinde yapılan araştırmanın amacı; hedef belirleme, diyafram nefes egzersizi, imgeleme, denetim odağı, motivasyon, sportif güven, zihinsel dayanıklılık ve içsel konuşma teknikleri kullanılarak planlanan 8 haftalık psikolojik beceri antrenman programı uygulamasının profesyonel futbolcuların içsel konuşma ve zihinsel dayanıklılık becerilerine etkisini incelemektir. Araştırmanın katılımcıları TFF 2020-2021 sezonu 2. Lig'de bulunan Elazığspor ve Amedspor profesyonel erkek futbol oyuncuları oluşturmuştur. Araştırmaya uygun örnekleme yöntemi ile seçilen 31 oyuncu katılmış ve oyuncuların 15'i deney (?yaş=23.60±6.80) 16'si ise kontrol grubu (?yaş=26.37±5.84) olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılan sporcuların içsel konuşma düzeylerini ölçmek amacıyla ''Kendinle Konuşma Anketi'' ve zihinsel dayanıklılık düzeylerini ölçmek amacıyla ise ''Sporda Zihinsel Dayanıklılık Envanteri'' kullanılmıştır. Ayrıca deney grubundan 9 katılımcı ile Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu aracılığıyla bireysel görüşme yapılmıştır. Verilerin analizinde nicel yöntemde non-parametrik testler, nitel yöntemde ise içerik analizi uygulanmıştır. Araştırmanın nicel bulgularında deney grubundaki futbolcuların istatiksel olarak içsel konuşma sıra ortalama puanlarının arttığı saptanmıştır. Zihinsel dayanıklılık becerilerinde ise istatiksel anlamlılık saptanmamıştır. Nitel bulgularda ''Anlam, Uygulamalar, Katkılar ve Öneriler'' temalarıyla ilgili kodlar saptanmıştır. Ayrıca nitel bulgularda deney grubunda futbolcuların hem içsel konuşma hem de zihinsel dayanıklılık becerilerinin geliştiğine dair kodlar da saptanmıştır. Araştırma sonucunda; PBA'nın profesyonel futbolcuların içsel konuşma düzeylerini artırdığı, zihinsel dayanıklılık düzeylerinde ise etkisinin olmadığı saptanmıştır.
  • Öğe
    Ortaokullarda öğrenim gören mülteci ve göçmen çocukların motor beceri düzeyleri ve beden eğitimi temel psikolojik ihtiyaçlarının incelenmesi
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Atıcı, Ali Rıza; Erbaş, Mustafa Kayıhan
    Dünya'nın farklı bölgelerinde değişik tarihlerde devam eden çatışmalar ve savaşlar, milyonlarca insanı yerinden yurdundan zorunlu göç ettirmiştir. Son yıllarda 4 milyona yakın insan Irak, Suriye ve Afganistan'dan Türkiye'ye göç etmek durumunda kalmıştır. Bu kadar çok sayıda insanın sosyal hayata katılmasıyla birlikte onların eğitimi de önemli bir gündem konusu haline gelmiştir. Göçle gelen sorunların başında göçmen ve mülteci çocukların durumu olmuştur. Çocukların eğitimleri bu sorunların başında gelmektedir. Çocukların Türk eğitim sistemine dâhil olmasıyla birlikte okullarda birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır. Mülteci ve göçmen çocukların temel psikolojik ihtiyaçları ve motor gelişimleri yeni geldikleri ülkedeki çocuklardan farklı olabileceği ve bundan kaynaklı yaşanabilecek uyum problemlerin tespitinin yapılması ve çözüm önerilerinin getirilmesi çalışmanın en önemli amaçlarından biridir. Çalışmaya 2020-2021 eğitim öğretim yılında Aksaray ilinde yaşayan 11-14 yaş arası ortaöğretim öğrencileri arasından rastgele yöntemle seçilmiş 148 erkek ve 123 kız olmak üzere toplam 271 gönüllü mülteci ve göçmen öğrenci katılmıştır. Katılımcıların motor becerileri Eurofit Test Bataryası ile temel psikolojik ihtiyaçları ise Beden Eğitiminde Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği ile belirlenmiştir. Ayrıca araştırma grubunda yer alan öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini tespit etmek amacıyla "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Analiz kapsamında, betimleyici istatistiklerden yararlanılmış, bunun yanında verilerin normal dağılım gösterip göstermediğini test etmek amacıyla verilerin homojenliği ve varyansları test edilmiş, normalite için Kolmogorov-Smirnov testi uygulanmış ve verilerin normal dağılım gösterdiği görülmüştür. Bu doğrultuda demografik değişkenler açısından elde edilen verilerle de motor beceri düzeyleri ve beden eğitiminde temel psikolojik ihtiyaçları incelenmiştir. Bağımsız gruplarda aritmetik ortalamalar arası farka ait karşılaştırmalarda t-testi kullanılmıştır. İkiden fazla değişenin yer aldığı karşılaştırmalar da ise tek yönlü varyans analizi kullanılmış; anlamlılık düzeyi olan heterojen dağılımlarda ise Tukey testi kullanılmıştır. Araştırmada grubundaki mülteci ve göçmen çocukların cinsiyete göre, anne-baba eğitim durumlarına göre, mensubu olduğu uyruğa göre, sınıfa göre, Türkiye'de kalma sürelerine göre ve sportif etkinliklere katılım sürelerine göre anlamlı farklılıklara rastlanmıştır. Mülteci ve göçmen çocukların beden eğitimi temel psikolojik ihtiyaçlarının ve motor beceri düzeyleri arasındaki ilişkilerinin düzeyi ve yönü arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Mülteci ve göçmen çocukların beden eğitimi temel psikolojik ihtiyaç alt boyutlarına göre ilişki düzeyi ve yönü arasında anlamlı farklılıklara rastlanılmıştır. Sonuç olarak; araştırmadan elde edilen tüm veriler ışığında, motor beceri düzeylerinin temel psikolojik ihtiyaçların karşılanmasında önemli faktörlerden biri olduğu söylenebilir. Fiziksel aktiviteler, beden eğitimi dersleri ve sportif branşlara yönelik faaliyetlerin motor beceri düzeylerinin geliştirilmesi sürecinde önemli bir araç olduğu bilinmekle beraber, bu araştırma sonucunda dolaylı olarak temel psikolojik ihtiyaçların karşılanması açısından da çok önemli bir yeri olduğu düşünülmektedir. Özellikle mülteci ve göçmen çocukların ülkeye entegrasyon sürecini hızlandırmak adına fiziksel aktivite, beden eğitimi dersleri ve farklı spor branşlarına ait faaliyetlerin ön plana çıkartılabileceği ve bir araç olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Egzersiz sonrası geleneksel ve spor masajı toparlanma yöntemlerine hormonal tepkiler
    (2023) Budak, Hamza; Karahan, Mustafa
    Egzersiz sırasında vücudun iç dengesinin korunmasında etkili olan hormonların salgılanmasındaki değişiklikler fiziksel performansı olumsuz etkilemektedir. Fiziksel yüklenmeyi takip eden dönemde gerçekleştirilen toparlanma uygulamaları, bu hormonların kan plazmasındaki oranlarının hızla dinlenme düzeyine ulaşmasında önemli rol oynamaktadır. Bu konuda gerçekleşen araştırmalar incelendiğinde hangi toparlanma yönteminin daha etkili olduğuna dair bir kanıta henüz rastlanılmamıştır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, şiddedi giderek artan yüksek yoğunluklu egzersiz sonrası gerçekleştirilen geleneksel ve spor masajı toparlanma yöntemlerinin bazı hormonlar üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktır. Çalışmaya yaş ortalaması 23.41±2.96 ve spor yaşı 11.83±2.28 olan iyi antrenmanlı 12 yarı elit erkek sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Birer hafta arayla tekrarlanan, yorulana kadar uygulanan yüksek yoğunluklu koşu egzersizlerinin ardından katılımcılar, çaprazlama tasarımla 20 dakika boyunca geleneksel ve spor masajı toparlanma yöntemlerine dâhil edilmiştir. Sporculardan istirahatte, egzersiz sonrası, fiziksel toparlanmanın ortasında ve sonunda antekübital venden kan örnekleri alınarak kalp atım hızları dijital gösterge cihazı ile takip edilmiştir. Santrifüjlenmiş kan örneklerinin serum kortizol, adrenokortikotropik hormon (ACTH), kortikotropin hormonu (CRH) ve endorfin hormonu değerleri spektrometrik yöntemle belirlenerek raporlanmıştır. Verilerin normalliği ve homojenliği sırasıyla Shapiro-Wilk ve Levene testleri ile belirlenmiştir. Elde edilen veriler, iki yönlü varyans analizi (ANOVA) ile ikili karşılaştırmalar ise post hoc testlerinden Tukey testi ile analiz edilmiştir. Geleneksel ve spor masajı toparlanma yöntemlerinin hormonların seviyesi üzerindeki etkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Egzersiz sırasında dinlenik seviyeye oranla serum kortizol (%89), ACTH (%80) ve CRH (%71) değerindeki artışlar ile endorfin hormonunda (%-42) değerindeki azalma istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05). Geleneksel ve spor masajı toparlanma yönteminin ortasında egzersiz sonrası değerlere oranla sırasıyla kortizolde %58'e karşı %17 (p<0.05) ve endorfinde %32'ye karşı %40 (p<0.05) oranında anlamlı artışlar vardır. Diğer yandan, sırasıyla geleneksel ve spor masajı yöntemlerinin toparlanma sonunda serum kortizolde %-37'ye karşı %-42 (p<0.05) oranlarında azalma, endorfinde ise %36'ya karşı %41 (p<0.05) oranlarında artış vardır. Egzersizle ilişkili olarak %80 oranında önemli şekilde artan ACTH hormonunda toparlanma yöntemlerinin ortası (p<0.05) ve sonunda (p<0.05) önemli şekilde azalmış olup, geleneksel ve spor masajı yöntemleri arasında sadece toparlanma ortasında (sırasıyla %-30 karşı %-40, p<0.05) anlamlı farklılık bulunmuştur. Egzersize bağlı olarak CRH'de %71 oranında bir artış olup bu değer sırasıyla geleneksel ve spor masajı masajı toparlanma yöntemlerinin ortasında %28'e karşı %30 ve toparlanma yöntemlerinin sonunda %41'e karşı %45 oranlarında önemli şekilde azalmıştır (p<0.05). Ancak her iki toparlanma periyotları için yöntemler arasında önemli farklılık bulunmamaktadır. Egzersizle ilişkili olarak plazmadaki seviyeleri önemli şekilde değişen endorfin (azalma), ve kortizol, ACTH, CRH (artan) hormonları hem geleneksel hem de spor masajı toparlanma periyotlarındaki oranlarında önemli değişiklikler oluşmuştur. Bu çalışmada, CRH hariç kortizol ve endorfin hormonlarının toparlanma ortası ve sonunda, ACTH'nin toparlanma ortasında spor masajı yöntemine tepkileri, geleneksel yönteme kıyasla daha olumlu tepki verdiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Tenisçilerde optimal duygu aralıklarının belirlenmesi: IZOF modeli
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yüceant, Metin; Ünlü, Hüseyin
    Araştırma, bireysel optimal fonksiyon alanı (IZOF) model alınarak tenisçilerin optimal duygu aralıklarını belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tenisçilerin stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı düzeylerinde optimal duygu aralıkları belirlenmiştir. Araştırma grubunu, Türkiye Tenis Federasyonu'nun faaliyet programında yer alan tenis müsabakalarına katılan toplam 40 lisanslı tenisçi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak 'Kişisel Bilgiler Formu', 'Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği', 'Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri' ve 'Spor Kaygı Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden aritmetik ortalama ve standart sapma tekniklerinden yararlanılmıştır. Ayrıca, ikili karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t-testi ve çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (Anova) kullanılmıştır. Varyansın kaynağını belirlemek amacıyla da Tukey testinden yararlanılmıştır. Araştırmada, değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemede Pearson korelasyon katsayısı tekniğinden ve değişkenlerin yordayıcılığını belirlemek amacıyla da çoklu doğrusal regresyon analizinden faydalanılmıştır. Araştırmada grubundaki tenisçilerin stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklıklarındaki geriye dönük, müsabaka öncesi ve müsabaka sonrası optimal duygu aralıklarında bireysel farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, araştırmada tenisçilerin stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı düzeylerinin orta sevide olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında yaş, spor yaşı, aile gelir düzeyi ve yaşadığı çevrede tenis kortunun bulunup bulunmaması değişkenleri açısından tenisçilerin stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı düzeylerinde anlamlı bir farklılığa rastlanmıştır. Araştırmada, tenisçilerin cinsiyet ve müsabaka zamanı değişkenleri açısından stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı düzeylerinde ise anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Araştırmada ayrıca, tenisçilerin stres, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı düzeyleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilirken; tenisçilerin stres düzeylerinin, kaygı, endişe, depresyon ve konsantrasyon dağınıklığı üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmüştür.