Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Hanay, Necattin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Aksarâyî’nin Kitabü’l-Es’ile Ve’l-Ecvibe’si ve yorum metodu
    (Yavuz Ünal, 2017) Hanay, Necattin
    Cemaleddîn Aksarayî’nin Kitabü’l-es’ile ve’l-ecvibe olarak bilinen Şerhu müşkilâti’lKur’âni’l-Kerîm ve şerhu müşkilâti’l-ehâdîsi rasûli Rabbi’l-?âlemîn adlı kitabı bazı ayet ve hadislerdeki müşkilâta dair soru ve cevapları muhtevî Farsça bir eserdir. Anadolu topraklarında beylikler döneminde yaşamış olan Aksarayî, mevcut kitabını Amasya emiri Hacı Şadgeldi Paşa’ya ithafen kaleme almıştır. Ayet ve hadislerde var olduğu düşünülen problemleri gündeme taşıyan Aksarayî’nin naslar karşısında konumlandığı yer, tevilin kendisine sunduğu geniş hareket alanını da etkin bir şekilde kullandığı yorumlama/uzlaştırma zeminidir. Bu zemini ayakta tutan epistemolojik referansı ise çoğunlukla dilbilime dayalı beyânî bilgi sistemidir. Ancak eserde kelamî ve itikadî açıdan problem teşkil eden, örneğin rü’yetullah, hüsün-kubuh, ismet-i enbiya gibi meselelere taalluk eden nasların yorumu Eş?arî düşünce sistemine dayalı teolojiye uygun olarak çözüme kavuşturulmaktadır. Elinizdeki bu çalışma hem eser hakkında bilgi vermekte, aynı zamanda nas-yorum ilişkisini mezkûr eser özelinde ortaya koymaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Eb?’l-Yusr el-Bezdev?’nin ?elletu’l-??ri' Risalesi: İnceleme ve tahkik
    (Ankara Üniversitesi, 2016) Hanay, Necattin
    Bu çalışma, Hicrî 5. asırda yaşamış büyük Māturidī kelamcısı ve Ḥanefī fakihi Ṣadru’l-İslām Ebū’l-Yusr el-Bezdevī’nin (ö.493/1100) Zelletu’l-Ḳāri başlıklı risalesinin tenkidli tahkikini ve bu esere dair bir inceleme sunmaktadır. Tahkik edilen eser, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi ve Hacı Mahmud Efendi ile Köprülü Kütüphanesi Mehmed Āsım Bey koleksiyonlarındaki üç farklı yazma dikkate alınarak ilk defa tahkik edilmektedir. Zelletu’lḲāri risalesi, yirmi beş bâb başlığını içermekte ve her bir başlık anlaşılır bir üslupla ele alınmaktadır. Müellif, risalesinde namazın rükünlerinden biri olan Kur’an kıraatinin uygun bir şekilde yerine getirilebilmesi için, namaz kılanın düşebileceği muhtemel tilavet hatalarıyla ilgili hususiyetlere dikkat çekmekte ve mezkûr hataların namazı ifsat edip etmeyeceği meselesine kendi döneminde temsilcisi olduğu Hanefî mezhebi çerçevesinde açıklık getirmektedir. El-Bezdevī’nin bu risalesi, bu yönüyle, güncel değeri ve önemi devam eden bir eser olarak görülebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ebü’l-Fazl el-Huzâî ve “İhtiyârâtü Min Kıraâti Ebî Hanîfe” risalesi
    (Aksaray Üniversitesi, 2016) Hanay, Necattin
    Bu çalışma, hicrî 4. asırda yaşamış kıraat âlimi Ebü’l-Fazl el-Huzâî’ye (ö.408/1017) ait İhtiyârâtü min kıraâti Ebî Hanîfe başlıklı risalesini ve bu esere dair bir takım değerlendirmeler sunmaktadır. Biyografi türü ve kıraat ilmine dair eserlerin büyük bir çoğunluğunda değinilen risale, Elmalı ve Diyarbakır kütüphanelerindeki yazma nüshaları esas alınarak ortaya konulmakta ve bunun öncesinde müellif el-Huzâî’nin hayatı ve eserlerine dair bilgiler aktarılmaktadır. Yazıldığı dönem ve sonrasında bir takım spekülasyonlara sebep olduğu anlaşılan Ebû Hanîfe’nin kıraat antolojisi, İmam-ı Azam’ın kıraat tercihlerine dair belli bir veriyi önümüze koymaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hamevî’nin İthâfü’l-Ezkiyâ Bi Tahkîki Mes’eleti ‘İsmeti’l-Enbiyâ adlı risalesi
    (Aksaray Üniversitesi, 2017) Hanay, Necattin; Bayer, İsmail
    İsmet-i enbiyâ (peygamberlerin günahtan korunmuşluğu) meselesi, İslam düşünce tarihinde erken dönemlerden itibaren varlığını hissettiren konulardan biridir. Şihabüddîn Ahmed b. Muhammed el-Hamevî’ye (ö. 1098/1687) ait İthâfü’l-ezkiyâ bi tahkîki mes’eleti ?ismeti’l-enbiyâ adlı risale, bu alandaki müstakil eserlerden biridir. Mutezilî-Hanefî âlimlerinden Muhtâr b. Mahmûd ez-Zâhidî (ö. 658/1260) tarafından nakledilen “bazı peygamberlerin bazen günah işledikleri”ne dair itikadî görüş, İbn Nüceym (ö. 970/1563) tarafından Sünnî-Hanefî dünyasının önemli eseri olan el-Eşbâh ve’n-nezâir’e taşınmış ve bu sebeple özel bir dikkat celp etmiştir. Elinizdeki çalışma, Hamevî’nin ilgili görüşü tartıştığı risalesine dair bir incelemeyi ve eserin tenkitli tahkikini sunmaktadır. Müellif konuyla ilgili günah kavramını küfür, yalan ve diğer günahlar tasnifi altında değerlendirmekte; yine günahları büyük ve küçük, kasten ve sehven, te’vîl hatasına dayanan ve dayanmayan, saygınlığı zedeleyen ve zedelemeyen, yasal yaptırımı olan ve olmayan, başlanılan veya devam ettirilen, vahiyden önce ve sonra ayırımına tabi tutarak konunun çözümüne adım adım gitmektedir. Diğer bir ifadeyle çözüme giden yolda, değinilen görüşün pratikteki karşılıkları üzerinden daha somut bir zemin oluşturulmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hûd Suresi 26. ayet çerçevesinde bir i‘râb tartışması ve Vanî Mehmed Efendi’nin Muhâkemesi
    (Aksaray Üniversitesi, 2018) Uçar, Hasan; Hanay, Necattin
    Ebu’s-Suûd Efendi’den (ö. 982/1574) hemen sonra yaşamış olan Vanî Mehmed Efendi (ö. 1096/1685) dönemin önde gelen vaiz ve müfessirlerinden biridir. Arâisu’l-Kur’an adlı tefsiri yanında çeşitli eserler ve kısa risaleler kaleme almıştır. Bu risalelerden birisi Ebu’s-Suûd Efendi’nin İrşadu’l-?akli’s-selîm ilâ mezâya’l-Kur’ani’l-Kerîm adlı tefsirinde Hûd Suresi’nin 26 ayet çerçevesinde dile getirdiği açıklamalara yöneltilen eleştirilerle ilgili reddiyeleri ve Vanî Mehmed Efendi’nin iki konuda yaptığı muhâkemât türünden sayılabilecek değerlendirmelerini kapsamaktadır. Bu çalışmada hem dönemin bazı âlimlerinin söz konusu eleştirileri, hem bu çerçevede görüş serdeden müelliflerin reddiyeleri, hem de bu itirazların hakemliğini yapan Vanî Mehmed Efendi’nin belli bir sistem dâhilinde ele alıp incelediği konulara yaklaşımı incelenmekte ve aynı zamanda mevcut risalenin orijinal metni okuyucunun istifadesine sunulmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kur’an’ın Yakut ve Mercan benzetmesinde kadın
    (Aksaray Üniversitesi, 2021) Bayer, İsmail; Hanay, Necattin
    Kur’ân-ı Kerîm katmanlı bir kitaptır. “Mesânî (katlı/katmanlı/çok boyutlu/ikil)” oluş, yalnız bütünü değil her bir âyeti de niteler. Burada kastedilen yalnızca zâhir-bâtın ayırımı değil, zâhir alana ait anlamların çokluğu ve çeşitliliğidir. “Anlamın anlamları” şeklinde ifade edilebilecek bu yapının daha etkin değerlendirilmesi, Kur’ân’ın daha kapsamlı anlaşılması için önem arz eder. Bu bağlamda Rahmân sûresinde yer alan “Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler” âyeti, cennet kadınlarının maddi güzelliklerini aşan özelliklerine ve dünyadaki izdüşümlerine de işaret etmektedir. Oturmuş bir karakter, toplumla bütünleşirken benliğini ve asaletini koruma, saadet kaynağı olma, barış, sabır, direnç, saflık, şeffaflık ve edep söz konusu teşbihin çağrıştırdığı dünya hayatına dair izdüşümlerdir. Bir başka ifadeyle bu özellikler, cennetlik kadınların meziyetleridir. Söz konusu benzetme, ayrıca eğitim metotları açısından veriler taşır. Olumlu yönde büyük değişimlere ivme kazandıracak ve insana mücevher değeri katacak devrimci eğitim, ancak onu harekete geçirecek dönüşüm noktalarını bilmekle mümkündür. İslâm kültüründe kendisi de yakuta benzetilen Hz. Peygamber’in eğitim mucizesinin altında yatan sırlardan biri de bu olmalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sadruşşeria'da te'vilin kodları - Yusuf kıssası örneği
    (İlim Yayma Vakfı, 2016) Hanay, Necattin; Furkani, Mehterhan
    Büyük İslam düşünürü, Hanefî fakîh ve kelam âlimi Sadruşşerîa es-Sânî elAsğar (ö. 747/1346), Yusuf kıssasını yorumladığı Te’vîl-i Kıssa-i Yûsuf başlıklı Farsça bir risale kaleme almıştır ve bunun yegâne yazması Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya, numara 1980’de kayıtlıdır. Bu makalede mezkûr eserden hareketle müellifin te’vildeki metodu irdelenmekte ve eserin içeriğiyle ilgili malumat ve değerlendirmelere yer verilmektedir. Sadruşşerîa, Yusuf kısasındaki ibret veçhesini irfanî bir zemin üzerine inşa ederken kıssadaki kişi, olay ve olguları enfüse tatbik etmektedir. Bu tatbikten hareketle de işâri ve edebî yorumlara kapı aralamaktadır. Çalışmada, Kur’an’ın yorumu karşısında müellifin konumlandığı yer, kendisine oldukça geniş bir tasarruf imkânı sunan tasavvufî bir nokta olarak tespit edilmekte; diğer bir değişle yorumcunun müdahalesini olabildiğince genişleten irfanî perspektife sahip olduğu ortaya konulmaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Şâz kıraat olgusuna Taberî vechesinden bir bakış
    (Aksaray Üniversitesi, 2017) Hanay, Necattin
    Taberî (ö. 310/923) “İmâmü’l-müfessirîn” övgüsüne mazhar olmuş önemli âlimlerden biridir. Yazmış olduğu eserlerin kıymeti ilim ehlince malumdur. Pek çok konuda olduğu gibi kıraat mevzusundaki görüşleri ve bu konudaki değerlendirmeleri oldukça önem arz etmektedir. Özellikle şâz kıraat gibi tarihi süreçte pek çok tanımlama evresi geçirmiş bir meseleye Taberî’nin yaklaşımı ayrıca önem taşımaktadır. Elinizdeki araştırma, Taberî’nin mezkûr meseleye yaklaşımını okuyucunun istifadesine gayet açık ve muhtasar bir şekilde sunmayı ilke edinmektedir. Bu sebeple çalışmada, Taberî sonrasında değişkenlik gösteren kıraat algılarına göre meselenin değerlendirilmesinden sarfınazar edilmektedir. Bizce bu durum, verileri kendi tarihselliğinde değerlendirmek ve anakronizme düşmemek adına da gerekli bir değerlendirme biçimidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Taberî’ye yöneltilen tenkitler bağlamında yedi harf ve kıraatleri savunma refleksi
    (Aksaray Üniversitesi, 2015) Hanay, Necattin
    Taberî’ye göre yedi harf (ahruf-i seb‘a) müteradif (benzer anlamlı) ifade biçimleridir. Ne var ki Hz. Osman, yedi harfin altısını dışarıda bırakarak sadece biriyle mushafları istinsah ettirmiş, mevcut kıraat birikimi de bu bir harfin içindeki farklılıklar olarak özü itibariyle kurrâ tarafından haber-i vâhid şeklinde nakledilmiştir. Bu sebeple Taberî tefsirinde, bir kıraatin tilavet edilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için kıraat rivayetlerinin ittifak/icmâ etmesinin veya kurrânın çoğunluğu tarafından okunmasının önemine özellikle vurgu yapmaktadır. Bu anlayışı onun, Kur’an ve kıraat ayrımı yaptığı anlamına gelmektedir. Kendisinden sonra mütevatir olarak kabul edilen kıraatlerden bazılarını başta icmâa muhalefeti sebebiyle çeşitli açılardan tenkide tabi tutması da bunu göstermektedir. Geleneksel düşüncede ise bir kıraatin seb‘a veya ‘aşere kurrâsından nakledilmesi demek, onun hiçbir şekilde sorgulanamayacağı anlamına gelmekte ve böyle bir sorgulama ya da rivayet edilen metnin tenkidi çoğunlukla Kur’an’ı eleştirmekle eşdeğer kabul edilmektedir. Haliyle Taberî’nin, “mütevatir” kabul edilen kıraatleri çeşitli açılardan eleştirmesi, imanı ve aynı zamanda Kur’an’ın mevsukiyetini haleldar edeceği endişesiyle sakıncalı ve tehlikeli addedilmekte; hatta Taberî, kıraat ilmi açısından itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. İşte elinizdeki çalışma mezkûr tenkitleri belli değerlendirmeler eşliğinde ele almaktadır. Netice itibariyle Taberî’ye yöneltilen eleştirilerin yerleşik kabullerle ve savunmacı bir tepkiyle yapıldığı ortaya konulmaktadır.

| Aksaray Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Aksaray Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Aksaray, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim