Yazar "Ata, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu Türk-İslam medeniyeti ve dayandığı temeller(Tarihin Peşinde Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2016) Ata, RamazanAnadolu Türk?İslam Medeniyeti olarak özel bir vurgulama yapıldığı zaman, dört evren? sel değerin sentezini ifade edilmektedir ki bunlar; din, adalet, barış ve insan haklarıdır. Selçuklular, Anadolu’ya geldikleri andan itibaren bu değerlerin temsilcisi olmuşlardır. Selçuklu Türkleri ve Osmanlılar, Müslüman olmalarına ve bu dinin koruyuculuğunu yapmalarına rağmen, Anadolu’daki diğer dinlere karşı adil bir muamele göstermişlerdir. Herinanç sahibi dinini yaşamada, devlete itaat etmesi ve vergilerini ödemesi karşılığında serbest bırakılmıştır. İnsanlarinançlarını değiştirmeye zorlanmamıştır. İslam kelimesinin bizzat barış manasına gelen ifadesi Anadolu’da asırlarca yaşanmıştır. Anadolu’da yaşa? yan değişik inançtan insanların din, dil, ırk, mezhep ayrımına tabi tutulmadan barış içinde yaşadıkları tarihi bir gerçektir. Dönemin şartları içinde değerlendirildiği zaman bu medeniyet, insan haklarına en fazla riayet eden medeniyet olmuştur denilebilir. Bunun görülebilmesi için aynı çağın medeniyetleriyle karşılaştırma yapılması yeterlidir. Bu medeniyetin kaynağı; Türk tarihi, İslam dini ve Anadolu kültürlerinde aranmalıdır.Öğe Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat(Mustapha Rashid Pasha and administrative reforms, 2014) Ata, Ramazan; Çifçi, Osman ZahidBir tarihçinin dediği gibi; Gerçeklik ressam için neyse tarihçi için de odur. Nasıl ki tek bir manzara yoksa tek bir tarih de yoktur. Geçmiş herkese farklı bir ışık altında görülür. Mustafa Reşit Paşa’nın yaşadığı ve en önemli aktörlerinden birisi olduğu Tanzimat dönemi bakış açısına göre değişen böyle bir dönemdir. Kimine göre Osmanlı Devleti’ni yıkımın eşiğine getiren sürecin başlangıcıyken, kimine göreyse bu devletin yaşam süresini uzatan ve aydınlarını modernleştirerek getirdiği Liberal ve Batıcı medeniyet düşüncesi ile Cumhuriyet’e giden yolu açan bir süreçtir. Tanzimat nasıl bakış açısına göre değişiyorsa, Mustafa Reşit Paşa da değişir. Mustafa Reşit Paşa; hürriyet kahramanlığından vatan hainliğine çok geniş bir çizgide değerlendirilmektedir. Biz onu, dönemin Osmanlı belgeleri ışığında Mısır meselesinin halledilmesi ve Tanzimat’ın ilanındaki rolüyle ele alacağız.Öğe Osman Turan'a göre Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Aksaray(Özel Akademi, 2016) Ata, RamazanAksaray eski ticaret yolları üzerinde bulunan tarihin kadim şehirlerinden birisidir. Dönem içinde yükselişler ve düşüşler yaşamıştır. Yeni bir medeniyet sentezine Anadolu Selçuklu Devleti zamanında doğudan ve batıdan gelen parlak zekâlarla ulaşmıştır. Özellikle II. Kılıçarslan döneminde maddi ve manevi alanda yapılan imar faaliyetleri ile Dâr-ı Sulehâ ve Dâr-ı Zafer sıfatlarını hak etmiştir. Aksaray Belediyesi tarafından 2014 yılında kendisine amblem olarak seçilen Alayhan kervansarayındaki tek başlı çift gövdeli aslan figürü bize Anadolu Selçuklu medeniyetinin kuruluş felsefesini hatırlatmıştır. Horasan’dan yola çıkan Mevlana, ?ran, Irak, Hicaz ve Suriye yoluyla işlediği düşünce ve tasavvufunu Anadolu’ya getirirken; Endülüs’den yola çıkan Muhyiddin Arabî, ?spanya, Mağrip, Mısır, Hicaz, Irak ve Suriye yoluyla işlediği düşünce ve tasavvufunu Anadolu’ya getirmiştir. Doğu ve batının düşünce ve tasavvufu, Aksaray’ın da içinde bulunduğu Anadolu medeniyet havzasının kadim kültürleri ile harmanlanarak hoşgörüye dayalı Anadolu ?slam medeniyetini ortaya çıkarmıştır.Öğe Osmanlı devletinde cemalîler okulu: Cemal Halvetî ve Zenbilli Ali Cemalî Efendi(Fırat Üniversitesi, 2015) Ata, RamazanXV-XVI. asırlarda Osmanlı Devleti'nde her alanda olduğu gibi ilim, fikir ve tasavvuf alanında da zirve dönemi yaşanmıştır. Biz bu çalışmamızda dönemin iki köşetaşı diyebileceğimiz, Halvetîliğin Cemalî kolunun kurucusu ve Anadolu'yu Şiileşmekten kurtaran en önemli şahsiyetlerden olan Cemal Halvetî'nin Tefsir Risalesi ile amcazâdesi olan dönemin şeyhülislamı ve Kanunî dönemi kanunnamelerinin düzenleyicisi Zenbilli Ali Cemalî Efendi'nin Nasihat Risalesi'nin bir karşılaştırmasını yapmaya çalışacağız. Böylece bu zirve dönemde ilimle tasavvufun elele vererek ideal insanı nasıl yetiştirdiğini ortaya koymak için gayret göstereceğiz. Osmanlı Devleti yükselme ve zirve döneminde, pek az istisnalar hariç, insanların maddi ve manevi yönden eğitimi için medrese ile tekkeler arasında uyumlu bir birliktelik kurmuştu. İnsan-ı Kamil olmanın yollarını ortaya koymaya çalışan her iki âlim de farklı yöntemlerle aynı sonuca varmışlardır. Değerler eğitimi bakımından baktığımızda, medrese-tekke-zaviye bağlantısı koptuğu andan itibaren Osmanlı Devleti gerilemeye başlamıştır.Öğe Vefatının 500. yılında Yavuz Sultan Selim ve Camalî ailesi ile münasebetleri(Aksaray Üniversitesi, 2020) Ata, RamazanYavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin en önemli hükümdarlarından birisi belki de birincisidir. Kısa denilebilecek bir sürede devlet sınırlarını üç kata yakın büyüterek, yaptığı uygulamalar ile zirve döneme taşımıştır. Safevîler ve Memlükler karşısında kazandığı zaferler ile doğu sorununu büyük oranda çözmüş ve devletin buradaki sınırlarını güven altına almıştır. Yaklaşık 750 yıllık Abbasî hilafetine son vererek bu görevi Osmanlı hanedanı üzerine almıştır. Şiî meselesi ve Mısır meselesinde en önemli danışmanları ve destekçileri Cemalî Ailesi’nin birer üyesi olan Osmanlı’nın iki ve üç numaraları Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa ve Zenbilli Ali Efendi olmuştur. Bu iki devlet adamının destekleri ile Şiî tehdidi altında dağılma noktasına gelen devleti kökten çözümlerle tekrar zirveye çıkararak dünyanın en büyük devleti haline getirmiştir. Tarihin en sert yöneticilerinden birisi olmasına rağmen Pîrî Mehmed Paşa ve Zenbilli Ali Efendi ile genellikle saygın bir iletişimi olmuştur. Bu saygının nedeni onların âlim bir ailenin saygın üyeleri olarak devletin bekası için gösterdikleri bitmez tükenmez gayretleri olmalıdır. Aslında Safevîler, Osmanlılar için daha önce devleti dağılmanın eşiğine getiren Timur istilasından daha tehlikeliydi. Çünkü bunlar Anadolu’daki göçebe Türkmenler tarafından da gönülden destekleniyorlardı. Ama tehlikenin büyüklüğünü çok iyi bilen Cemalî Ailesi üyelerinin Yavuz tarafından önemli görevlere getirilmesinin katkılarıyla idarî, dinî ve tasavvufî alanlarda alınan tedbirler bu tehlikenin yayılması engellemiştir. Özellikle Cemalî Ailesi’nin tarikatı diyebileceğimiz Halvetîlik Şiîliğin Anadolu’da yayılmaması konusunda koruyucu bir aşı görevi görmüştür.