Aksaray Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Aksaray, Aksaray Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

Güncel Gönderiler
Serum IgG threshold values associated with increased risk of diseases in preweaned lambs
(İlker ÇAMKERTEN, 2025) Gokçe, Erhan; Atakişi, Onur; Cihan, Pınar; Kırmızıgül, Ali Haydar; Erdoğan, Hidayet Metin
Serum IgG cut-off points associated with increased risk of septicemia, fatigue anorexi syndrome (FAS), diar- rhea and pneumonia in preweaned lambs was investigated in this study. The study involved 347 Akkaraman crossbred lambs born on two farms in Kars, Turkey. Blood samples were collected 24±1 h after birth and serum IgG concentrati- on was measured by ELISA assay and cut-off values for each disease were determined. Neonatal lambs with diarrhea, FAS and septicaemia had statistically significantly lower IgG concentrations compared to healthy lambs (P<0.05). Cri- tical SIgGC-24 cut-off values for increased risk of diarrhea, FAS and septicaemia in neonatal lambs were <800, <1000 and <200 mg/dl. In post-neonatal period, SIgGC-24 (mg/dL) was lower in only lambs with pneumonia compared to he- althy lambs (P<0.05). The risk of developing septicaemia (IgG<200 mg/dL vs IgG>200 mg/dL), diarrhoe (IgG<800 mg/ dL vs IgG>800 mg/dL), FAS (IgG<1000 mg/dL vs IgG>1000 mg/dL) and pneumonia ((IgG<1000 mg/dL vs IgG>1000 mg/dL) was 203, 6, 18 and 12 times higher, respectively. A threshold vaule of IgG<998 mg/dL and IgG<193 mg/ dL were determined for neonatal morbidity and mortality, respectively. An appropriate colostrum management may help to maintain the health of pre-weaning lambs, thereby improving the productivity and profitability of sheep farms..
Hemşirelik öğrencilerinin ruh sağlığı okuryazarlığı düzeyi ile ruhsal hastalıklara yönelik inançları
(Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2025) Karaca, Hatice; Yüksel, Arzu
Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin ruh sağlığı okuryazarlığı düzeyi ile ruhsal hastalıklara yönelik inançları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel türde yapılan araştırmaya 310 hemşirelik öğrencisi katılmıştır. Araştırmada “Öğrenci Bilgi Formu, Ruh Sağlığı Okuryazarlığı Ölçeği (RSOÖ) ve Ruhsal Hastalığa Yönelik İnançlar Ölçeği (RHYİÖ)” kullanılarak google forms üzerinden online olarak araştırmanın verileri toplanmıştır. Araştırma için üniversitenin etik kurulundan ve hemşirelik bölümü dekanlığından izin alınmıştır. Bireysel özelliklerin analizinde tanımlayıcı testler, Mann-Whitney U test, Kruskal Wallis-H testi ve değişken arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Spearman korelasyon testi kullanılmıştır. RSO ölçeğinin toplam puan ortalaması 110.44±11.09, RHYİ ölçeğinin puan ortalaması 50.08±15.36’dır. Öğrencilerin yaşları ile RSOÖ toplam puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede bir farklılık bulunmuştur (p<0.05). Yakın çevrelerinde ruhsal hastalığı olan birey durumu ile RHYİÖ toplam puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede bir farklılık bulunmuştur (p<0.05). RSOÖ ile RHYİÖ arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki vardır (r=-0.204, p<0.01). Öğrencilerin ruh sağlığı okuryazarlık puanı arttıkça ruhsal hastalıklara yönelik olumsuz inançlarının azaldığı belirlendi. Öğrencilere ruh sağlığı ile ilgili eğitim programlarının verilmesi önerilebilir.
The effect on mycotoxin development of combined organic acid additive at different levels in dairy feed
(Hasan ÖNDER, 2025) Budak, Duygu; Bilgeçli, Kazım
Organic acid treatment to prevent deterioration of feeds by exposure to mycotoxins and to extend their storage life is the most important requisite of natural, safe and wholesome feed production. (1) Background: The aim of this study was to determine the effects of an organic acid (OA) combination added in incremental levels to commercial dairy feed, on mycotoxin development in feeds stored for varying lengths of time; (2) Methods: For the trial, a total of 5 treatment groups were formed as control, 10 lt water only (without OA), and 10 lt water with respectively 0.2, 0.3 and 0.4 kg/ton OA addition. The trial conducted in a commercial feed mill for a span of 3 months from March through May, was set-up in a 3x5 factorial plan, taking into account the effect of groups and storage duration in months. Deoxynivalenol, zearalenone, aflatoxin, fumonisin B1, T-2 toxin, ochratoxin, fumonisin B2 and HT-2 levels were measured in the feed samples taken at certain control points of the feed manufacturing process, that is to say after the mixer, conditioner and cooler, and stored for three months; (3) Results: It was determined on the basis of the results that, deoxynivalenol and aflatoxin levels significantly decreased (P
Micromechanical modeling of basalt fiber and glass fiber reinforced Pa66 Matrix composite materials
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Yıldırım, Ferdi
In this study, mechanical properties of basalt fiber (BF) and glass fiber (GF) reinforced polyamide66 (PA66) matrix composite materials were investigated using the mean field homeogenization (MFH) method. BF and GF reinforced PA66 matrix composite materials with 5, 10, 20, 40 wt% additives were modeled using MFH based Digimat-mean field (Digimat-MF) software. With Digimat-MF software, micromechanical modeling of composite materials was performed and maximum tensile strength and elastic modulus were calculated. In addition, representetive volume element (RVE) modeling of composite materials was performed using Digimat-finite element (Digimat-FE) software. Then, micro-scale damage analysis (stress and strain regions) were evaluated on RVE models of composite materials. According to the results obtained, the mechanical properties of BF reinforced PA66 (BF/PA66) and GF reinforced PA66 (GF/PA66) composite materials were compared. The results showed that BF/PA66 composite materials exhibited superior mechanical properties compared to GF/PA66 composite materials at all additive ratios.
Hemşirelik öğrencilerinin tıbbi hata ile karşılaşma durumları
(Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2025) Yeşilyurt, Maide; Turan, Oğuzhan; Yüksel, Serpil
Bu çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin klinik eğitim sürecinde karşılaştıkları tıbbi hata türlerini ve nedenlerini belirlemek amaçlandı. Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, bir üniversitenin hemşirelik fakültesine kayıtlı 206 öğrenci ile gerçekleştirildi. Araştırma kapsamına klinik uygulamaya düzenli devam eden ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri dahil edildi. Veriler, Kişisel Bilgi Formu ve Hemşirelik Öğrencileri için Tıbbi Hata Ölçeği ile yüz yüze toplandı. Tıbbi hata ile karşılaşan öğrencilerin, en sık karşılaştıkları tıbbi hata türlerinin hastane enfeksiyonları (%83.8), bakım-izlem ve malzeme hataları (%83.8) ve ilaç uygulama hataları (%70.3) olduğu saptandı. Tıbbi hatalara neden olan başlıca faktörleri, hemşire sayısının az olması (%82), yorgunluk (%75.7), hasta sayısının fazla olması (%73.8) ve iş yükünün fazla olması (%70.9) olarak bildirdiler. Öğrencilerin çoğunluğu, tıbbi hata ile karşılaşırsa bu hatayı sorumlu hemşireye ve sorumlu öğretim elemanına söyleyeceklerini belirtti. Kız öğrencilerin, 21 yaş ve üzerindekilerin ve ikinci sınıflara göre dördüncü sınıf öğrencilerinin tıbbi hatalara karşı anlamlı olarak daha dikkatli ve kontrollü davrandığı belirlendi. Öğrenci hemşireler klinik eğitim sırasında farklı tıbbi hata türleri ile karşılaştıklarını ve tamamının tıbbi hatalara karşı dikkatli ve kontrollü davranmaktadır. Öğrencilere yaptıkları veya tanık oldukları tüm tıbbi hataları ve bu hataların nedenlerini bildirmeleri öğretilmelidir.