Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Hüdâ Berakât'ın romanlarında iç savaş, göç ve travma (Teknik ve tematik inceleme)
    (Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Akay, Seyit Ahmet
    Bu tez, çağdaş Arap edebiyatının önemli isimlerinden olan Lübnanlı yazar Hüdâ Berakât'ın romanlarında iç savaş, göç ve travma temalarını nasıl işlendiğini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaca yönelik olarak yazarın beş romanı incelenmektedir. Çalışmaya konu olan romanların ilk dördünün arka planında on beş yıl (1975-1990) süren Lübnan İç Savaşı vardır. Diğer romanın konusu ise 2010 yılında başlayan Arap Baharı sonrasında bazı Arap ülkelerinden Avrupa ülkelerine gerçekleşen göç olayıdır. Bu çalışmada iç savaş ve bunun bir sonucu olarak ortaya çıkan zorunlu göç ya da sürgünün bireyler ve toplum üzerinde bıraktığı psikolojik travmanın nasıl kurgulanarak işlendiği ele alınmakta; yazarın hayatı, edebî kişiliği, romanlarında kullandığı dil ve üslubu ile anlatım teknikleri analiz edilmektedir. Araştırmada metin çözümleme, karşılaştırmalı analiz ve tematik inceleme yöntemleri kullanılmakta; romanlarda tespit edilen özgün anlatım teknikleri örneklendirilerek yorumlanmaktadır. Hüdâ Berakât'ın çalışmaya konu olan romanları, Lübnan İç Savaşı'nın birey ve toplum üzerindeki psikolojik etkilerini derinlemesine ele alan güçlü anlatılar içermektedir. İç savaş, ekonomik nedenler, diktatoryal yönetimlerden ve toplumsal baskıcı ahlaki kurallardan kaçmak, özgürlük arayışı vb. nedenlerle yaşanan göç veya sürgünler sadece fiziksel bir mekân değişimi değil, aynı zamanda kimlik kaybı, yabancılaşma, aidiyet sorunu gibi etkileri olan yaşantılardır. Travmatik yaşantılar ve onun bireylerin hafızasında bıraktığı kalıcı etkiler karakterlerin iç dünyalarının şekillenmesinde etkin rol oynamaktadır. Tez, Hüdâ Berakât'ın edebî kişiliğinin tanıtılmasına ve eserlerinin Arap edebiyatı açısından sanatsal değerini ortaya koymaya katkı sunmaktadır. Elde edilen bulgular, çağdaş Arap edebiyatında savaş, göç ve travma temalarının nasıl işlendiğini anlamaya yönelik yeni bir perspektif ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Kur'ân'da bilme biçimleri
    (Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Kavurmacıoğlu, Selma
    Bu tezde, Kur'ân-ı Kerîm'de bilme fiilinin mahiyeti, kaynakları ve varlık türlerine göre farklılık arz eden biçimleri bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde bilgi felsefesi ve bilgi sosyolojisi alanındaki temel problemler değerlendirilerek, bilme faaliyetinin hem teorik hem de toplumsal boyutlarına dikkat çekilmiştir. Kur'ân'ın bilgi anlayışını ele almadan önce, bilgi felsefesi ve bilgi sosyolojisinin temel problemlerine yer vermek suretiyle çağdaş ve teorik bilgi tasavvurları ile Kur'ân merkezli bilgi anlayışı arasındaki farkların daha açık bir şekilde ortaya konması hedeflenmiştir. Bilginin Kur'ân'daki anlam çerçevesini ortaya koymak amacıyla, önce "ilim" kavramının etimolojik çözümlemesi yapılmış; ardından Câhiliye dönemi edebiyatında bu kavrama yüklenen anlamlar incelenmiştir. Bu tercih, Kur'ân'ın nâzil olduğu toplumda bilgiye yüklenen anlamları göz önüne sererek, Kur'ân'ın ilim kavramına nasıl yön verdiğini, onu nasıl ıslah edip tevhîd eksenli bir zemine oturttuğunu göstermek amacı taşımaktadır. Daha sonra Kur'ân'daki kullanımları bağlamında ilim kavramıyla yakın anlam ilişkisi taşıyan kelimeler, aralarındaki nüanslar vurgulanarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte bilgiyle zıt anlam ilişkisi içinde olan kavramlar da, ilmin yokluğu, zayıflığı ve kesinlikten uzak kanaatler gibi kategoriler altında tasnif edilerek incelenmiştir. Tezin ikinci bölümünde, Kur'ân'da, bilgi kaynaklarına göre varlıkların bilme biçimleri tasnif edilmiştir. Bu bağlamda, mutlak bilgi yalnızca Allah'a nispet edilmiş; ardından bu mutlak bilgiden neşet eden diğer bilme biçimleri ile bu bilgilere muhatap kılınan varlık gruplarının bilmesi ayrı başlıklar altında ele alınmıştır. Her varlığa ait bilginin mahiyeti, kapsamı ve sınırları ortaya konulmuş; ayrıca ilgili âyetlere müfessirler tarafından getirilen farklı yorumlara ve bu bağlamda ortaya çıkan kelâm ve tefsir tartışmalarına yer verilmiştir.
  • Öğe
    Arap dili gramerinin teorik temeli: İllet kuramı
    (Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Güzel, Mehmet Emin; Uçar, Hasan
    En gelişmiş iletişim aracı olan dil, günümüzde bile gizemi tam anlamıyla çözülememiş insana özgü bir yetidir. Arapçanın Kur'ân dili olması, Arap dili gramerine dair çalışmaların erken dönemde başlamasını tetikleyen en önemli etken olmuştur. Daha çok betimsel bir yaklaşımla başlayan gramer çalışmaları, zamanla normatif ve nedenselci bir hâl almıştır. Çünkü dile kutsiyet atfedilmesi sonucu dildeki hikmet arayışı, Arap dilcilerini gramerin de ötesine geçmeye sevk etmiştir. Bu yönüyle nahiv ilminin salt bir dil grameri olmayıp dildeki gizemi anlamaya yönelik bir faaliyet olduğu söylenebilir. Nitekim Arap dilcilerin, ilk dönemden itibaren "Dilsel her bir olgunun mutlaka bir illeti vardır." anlayışıyla belirledikleri gramer ilkelerini illetlerle izah ettikleri görülmektedir. İllet kuramı diye bilinen ve Hicri 2. yüzyılda Halîl b. Ahmed (ö. 175/791) tarafından kuramsal çerçevesi belirlenen bu anlayışa göre dil, usta bir ressamın elinden çıkmış şaheser bir tablo; dilci ise bu tabloyu hayranlıkla inceleyen ve her bir fırça darbesini yorumlamaya çalışan bir uzmandır. Halîl b. Ahmed, selefleri ve çağdaşı dilcilerin tespit ettiği illetler, hicri 2. yüzyıldan itibaren öğrencisi Sîbeveyhi (ö. 180/796) tarafından geliştirilerek kayıt altına alınmış, hicri 3. yüzyıldan itibaren alanla ilgili müstakil eserler yazılmaya başlanmıştır. Hicri 4. yüzyıldan itibaren illet kuramı, usûlcü yaklaşımla teorik yönden ele alınmış; illetlerle ilgili genel bazı ilkeler tespit edilmiş ve illetler farklı açılardan tasnif edilmiştir. Bu çalışmada nahiv ilminin teorik temeli olarak illet kuramı ele alınmıştır. Bu bağlamda çalışmanın ilk iki bölümünde konunun kuramsal ve kavramsal çerçevesi ortaya konduktan sonra tarihi süreç ve literatüre yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise yaygın illet türleri, hem teorik hem de pratik yönden incelenmiştir. İllet türlerinin tespitinde Celîs ed-Dîneverî'nin (ö. 490/1097) tasnifi; illetlerin teorik yönden incelenmesinde nahiv usûlu kaynakları; pratik yönden incelenmesinde ise Sîbeveyhi'nin el-Kitâb'ı esas alınmıştır. İllet kuramı çerçevesinde belirlenen illetler ile dilde temel ilkelerin belirlenip temellendirildiği anlaşılmıştır. Bu yönüyle illet kuramının Arap dil gramerinin teorik temelini oluşturduğu görülmektedir. Diğer yandan bu illetlerin, dilin hem lafız hem de anlam boyutunu esas aldığı; birini diğerine feda etmediği anlaşılmıştır. Bu bağlamda konuşan ile muhatap arasında asgari düzeyde dil çabasıyla sağlıklı bir iletişim kurmanın temel hedef olduğu ortaya konmuştur. Dildeki olguların tesadüfi olmadığını ortaya koyan bu illetler, dilin hikmet boyutuna da dikkat çektiği aşikardır.