Yazar "Gengil, Veysel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ayrımların eşiğinde hanefi-maturidi tefsir geleneği imkanı ve özgünlüğü(Aksaray Üniversitesi, 2024) Karatas, Ali; Gengil, VeyselBu makale, Ehl-i Sünnet Tefsir Geleneğinin tek tip olmadığını ve aslında bu gelenek içerisinde -kısmen farklılaşsa da -temel kabuller ve yöntem açısından Hanefî-Mâtürîdî düşüncesi merkezinde inşa edilmiş tefsirlerin de bulunabileceği şeklindeki bir hipotezi temellendirmeyi konu ve hedef edinmiştir. Bu maksatla öncelikle rivayet ve dirayet tefsiri ayrımının Hanefî-Mâtürîdî geleneğinde farklı bir duruma işaret ettiği tartışılacak ve hipotez bu bağlamda değerlendirilecektir. Tefsir geleneğinin neredeyse on dört asırlık uzun bir dönemden oluşması nedeniyle çalışma Ebû Hanife (ö. 150/767), Ebû Mansûr el-Mâtürîdî ve Ömer en-Nesefi (ö. 537/1142) ile sınırlı tutulmuştur. Bu çerçevede öncelikle Ebû Hanife’nin Kur’ân âyetlerine yönelik tasnifi ile tefsir kaynaklarının Kur’ân’ı anlamadaki rolü üzerinde durulmuştur. Ardından Mâtürîdî’nin bilgi nazariyesine temas edilmiştir. Zira Mâtürîdî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eserini esasen bilgi nazariyesi merkezinde oluşturmuştur. Bu husus aynı zamanda onun, söz konusu eserinin girişinde zikrettiği şartların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Bunun içinde makalede Te’vîlâtü’l-Kur’ân şarihi Alâüddîn es-Semerkandî’nin (ö. 539/1144) açıklamalarından yararlanılmıştır. Tefsir Geleneğinde Hanefî-Mâtürîdî çizgisinin takip edildiğini delillendirmek adına Ömer en-Nesefî’nin et-Teysîr fi’t-Tefsîr adlı eser, tefsirin kaynakları bağlamında mukayeseli bir yöntem ile incelenmiştir. Eserlerin mukayesesi neticesinde -her bir müfessirin biricik olması nedeniyle kısmi farklılıklar olsa daNesefî’nin Mâtürîdî’yi takip ettiği görülmüştür. Böylece Ehl-i Sünnet Tefsir Geleneğinde baskın bir rol üstlenen anlayıştan farklı bir damarın bulunduğu neticesine varılmıştır.Öğe el-Keşşâf tefsiri özelinde Zemahşerî’nin eleştirileri(Aksaray Üniversitesi, 2021) Gengil, VeyselEleştiri, bir eleştirmenin olay, kişi ya da eserdeki yanlışı tespit edip doğruyu/hakikati ortaya çıkarma amacıyla yaptığı bir eylem olarak tanımlanır. İslâm düşüncesinde de eleştiri önemli bir yer tutmaktadır. Birçok âlim çeşitli gerekçelerle farklı düşüncedeki insanları ve anlayış biçimlerini eleştirmiş, yanlış olduğunu düşündükleri hususları ortaya koymuşlardır. Bununla beraber zaman zaman eleştirilerin dozu artmış ve fikirden ziyade isimlerin üzerine yoğunlaşılmış, eleştiri adeta karşıt düşünceyi ilzam etme aracına dönüşmüştür. Tefsirde eleştiri geleneği açısından öne çıkan kişiliklerden biri de Zemahşerî’dir. O, mensubu olduğu Mu?tezile mezhebi eksenindeki yorumlarından dolayı özellikle Sünnî anlayıştaki birçok âlim tarafından eleştirilmiştir. Bununla birlikte onun, elKeşşâf adlı tefsiri incelendiğinde kendisinin de Sünnî gelenek başta olmak üzere çeşitli kişi ve anlayışa eleştirilerde bulunduğu görülmektedir. Kendisine yöneltilen eleştirilerle tanınan müfessirin, başka kişi ve düşüncelere yönelttiği eleştiriler bugüne kadar müstakil bir araştırmada incelenmemiştir. Zemahşerî’nin, farklı kişi ve düşünce yapılarına yönelttiği eleştirilerinin konu edindiği bu çalışmada el-Keşşâf adlı eseri bütüncül bir gözle ele alınmış, onun tefsir, mezhep ve toplumsal konulara yoğunlaştığı görülmüştür.