Aksaray Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Aksaray, Aksaray Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Türkiye çevre sorunları ve öncelikleri değerlendirme raporlarında yer alan çevre sorunları ile ilgili kavramlara yönelik bir inceleme
(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Maraş, Sezgi
Günümüzde sanayileşmenin bir sonucu olarak insanlar daha çok şehirlerde yaşamaya başlamış, bu durum hava, su ve topraktaki kirleticilerin artmasına, iklim değişikliğine, sağlıksız kentleşmeye ve ormanların yok olmasına neden olmuştur. Bu çevre sorunlarının çözümü için uluslararası alanda birçok ülke birlikte hareket etmektedir. Türkiye'de de çevre sorunlarının önlenmesine yönelik ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yasalar çıkarılmış, planlar yapılmış, politikalar uygulanmış ve raporlar hazırlanmıştır. 2008 yılında ilki, 2023 yılında ise sonuncusu olmak üzere toplam 10 adet yayımlanan Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporları, çevre sorunlarının çözümünde önemli bir kaynak niteliğindedir. Bu raporlar Türkiye Cumhuriyeti Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünün katkılarıyla hazırlanmıştır. Raporlar, çevresel sorunların nedenlerini, önerilen çözümleri ve ilgili kavramları ele almaktadır. Kavramların iyi bilinmesi ve kavramsal analizlerin yapılması, ilerideki raporlarda çevre sorunlarının çözümüne katkı sağlayacaktır. Bu kapsamda çalışmanın temel amacı, Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporlarında yer alan çevre sorunlarına ilişkin kavramların sayısal verilerle karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Bu çalışmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemde, araştırma alanı içindeki konular hakkında bilgi edinmek için kelime ve kelime gruplarının birlikte bulunma sıklıkları belirlenmektedir. Çalışmada 9 ana çevre sorunu başlığı altında 105 alt kavram analiz edilmiştir. Kelimelerin sayısal analizinde ve kelime bulutları oluşturmasında Maxqda programından faydalanılmıştır. 9 ana çevre sorunu arasında su kirliliği 936 tekrar ile en yüksek sayıya sahiptir. Ayrıca 105 alt kavram arasında en çok kullanılan kelime 5338 tekrarla su kelimesidir. Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporlarında gıda kirliliği, radyoaktif kirlilik, ışık kirliliği ve elektromanyetik dalga kirliliğine yer verilmemiştir. Önümüzdeki yıllarda raporlarda bu çevre sorunlarına yer verilerek yeni kavram araştırmaları yapılabilir. Ayrıca ülkeler, kamu ve özel sektör tarafından hazırlanan raporlarda çevre sorunlarına ilişkin kavramların karşılaştırılması ile literatüre katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Öğe
Tarih dersinden sosyal bilgilere Türkiye'de ortaokul düzeyinde tarih öğretiminde değişim ve süreklilik
(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Badıllı, Süleyman
Tarih derslerinin yerine Sosyal Bilgiler derslerinin okutulmaya başlanmasından günümüze kadar geçen süreçte ortaokul düzeyinde tarih öğretiminde meydana gelen değişimin ortaya konulmasını amaçlayan bu araştırmada 1970 Ortaokul Tarih Programı, 1969 Sosyal Bilgiler Programı, 1985 Milli Tarih Programı ve 1998, 2005 ve 2017 Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programları incelenmiştir. Ülkemizde Sosyal Bilgiler dersinin verilmesinden önce ortaokullarda uygulanan son Tarih dersi olan 1970 Ortaokul Tarih Programı, hümanist eğitim yaklaşımının izlerini taşımaktadır. 1973-1974 öğretim yılında ülke çapında uygulanmaya başlanan ilk Sosyal Bilgiler müfredatındaki tarih öğretimi, tarih kültürü oluşturma, vatandaşlık eğitimi verme, ulusal bilinci geliştirme, küresel vatandaşlığı ve barış eğitimini teşvik etme gibi kavramlar etrafında yapılandırılmıştır. 1985 yılında Sosyal Bilgiler dersi kaldırılmış, Milli Tarih, Milli Coğrafya ve Vatandaşlık Bilgisi dersleri getirilmiştir. Türk-İslam Sentezi ideolojisinden etkilenen Milli Tarih dersi, öğrencilere milliyet duygusu, Türk kimliği ve resmi ideolojiye bağlılık aşılamayı amaçlamıştır. 1998 yılında Milli Tarih dersinin yerini alan Sosyal Bilgiler dersi, tarih öğretimi yoluyla vatandaşlık bilinci, tarihsel değişim ve süreklilik anlayışı ve tarih yazım becerileri geliştirmeyi amaçlamıştır. 2005 yılında yapılandırmacı eğitim yaklaşımıyla birlikte güncellenen Sosyal Bilgiler programında tarih konularına daha az yer ayrılmış ancak tarih yazım becerilerini geliştirmeye odaklanan hedefler artırılmıştır. 2017 Sosyal Bilgiler programında tarih konularına daha az vurgu yapılmıştır. Ancak yapılandırmacı yaklaşımla tarih öğretimiyle ilgili değerler, beceriler, sözlü tarih ve yerel tarih gibi kavramların programa dâhil edilmesi, programda çok katmanlı tarih eğitimi yaklaşımın benimsendiğini göstermektedir. Bu çalışma ile tarih konularının, kültürel aktarım, vatandaşlık eğitimi ve üst düzey düşünme becerilerinin gelişimi amacıyla Sosyal Bilgiler müfredatına dâhil edildiği, farklı dönemlerde tarih konularına programlarda verilen ağırlığın değişmesinin politik ve toplumsal dönüşümler ve eğitim politikalarından etkilendiği sonucuna varılmıştır.
Öğe
Türkiye'de sosyal bilgiler öğretmeni yetiştirme programları üzerine karşılaştırmalı bir inceleme(1998-2018)
(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Battal, Sahre
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 1998 yılında öğretmen yetiştirme sistemini yeniden yapılandırılma çerçevesinde eğitim fakültelerinde ilköğretim okullarının II. kademeleri için branş öğretmeni yetiştirecek programlar açılmasına karar vermiş ve bu programlar için ders çizelgeleri ve içeriklerinden oluşan programlar hazırlamıştır. Bu araştırmanın amacı YÖK tarafından sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programları için 1998, 2006 ve 2018 yıllarında hazırlanan programları karşılaştırmalı olarak incelemektir. Araştırmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre 1998 programında yer verilen 63 dersten 28'i alan bilgisi; 8'i Türkçe yan alan, 11'i meslek bilgisi 10'u ise genel kültür derslerinden oluşmaktadır. Programda alan bilgisi dersleri %41, Türkçe yan alan dersleri %14, meslek bilgisi dersleri %29, genel kültür dersleri ise %16 ağırlığa sahiptir. YÖK'ün 2006 yılında hazırladığı programda 66 ders bulunmaktadır. Bu derslere 142 teorik, 28 uygulamalı olmak üzere 170 saat ayrılmıştır. Bu düzenlemeyle yan alan uygulaması da kaldırılmıştır. Bu programda alan eğitimi kategorisinde 34, meslek bilgisi kategorisinde 15, genel kültür kategorisinde ise 14 derse yer verilmiştir. Programda alan eğitimi dersleri %51, meslek bilgisi dersleri %29, genel kültür dersleri ise %20 ağırlığa sahiptir. 2018 yılında hazırlanan programda 65 derse yer verilmiştir. Bu derslere 154 saat ayrılmıştır. Bu programda ders saati yaklaşık %10 düzeyinde azaltılmıştır. Programda alan eğitimi kategorisinde 34, öğretmenlik meslek bilgisi kategorisinde 22, genel kültür kategorisinde ise 11 derse yer verilmiştir. Alan eğitimi derslerinin program içindeki ağırlığı yaklaşık %46, öğretmenlik meslek bilgisi derslerinin %36, genel kültür derslerinin ise %18 düzeyindedir. Programa sosyal bilgilerin disipliner yapısını yansıtacak şekilde yeni dersler eklenmesi, derslere uygulama saati eklenmesi ve öğretmenlik uygulamasının daha erken başlatılması önerilmiştir.
Öğe
Türkiye'de COVİD-19 pandemi sürecinin sosyal bilgiler eğitime etkisini konu alan yüksek lisans tezlerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi
(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Özdoğan, Resul
2019 yılı içerisinde Çin Halk Cumhuriyetinden dünya geneline yayılan Covid-19 salgınında toplumlar sağlık, gıda ve temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamada birçok problemle karşılaşmışlardır. Ülkeler bu denli kitlesel ve küresel çapta salgın problemine hazırlıksız yakalanmış ve birçok problem süreç içinde çözüme kavuşturulmuştur. Bu küresel salgından en çok etkilenen alanlardan biri de şüphesiz öğrenci, okullar ve eğitim-öğretim faaliyetleridir. Kısa ve uzun vadede bu etkinin olumsuzluklarını en aza indirebilmek ve eğitim çağındaki genç nesillerin çağa uygun koşullarda yetişmesini sağlamak için Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim-öğretim faaliyetlerinin Eğitim Bilişim Ağı (EBA) Platformu ile TRT EBA TV üzerinden uzaktan eğitim şeklinde yürütülmesi kararını almıştır. Uygulanan uzaktan eğitim modelinin bu denli büyük bir kitlesel nüfusu ilgilendirmesi ve etkilemesi, bizleri alınan bu kararın uygulandığı dönem içerisinde Sosyal Bilgiler eğitimi üzerinde avantajları ve sınırlılıklarını tespit etmeye yöneltmiştir. Bu çalışma sonucunda, uzaktan eğitim modelinin sosyal bilgiler eğitimine avantajları olmakla birlikte dezavantajlarının daha fazla olduğu görülmüş, elde edilen bulgular ve önerilerin gelecekteki benzer durumlar için örnek teşkil etmesi amaçlanmıştır.
Öğe
Temiz su şebekesinde arıza potansiyelinin çok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemleri ile tespiti: Mersin yenişehir örneği
(Aksaray Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2025) Kanun, Ganime Melike
Türkiye, 2000'li yıllardan önce su bakımından zengin bir ülke olarak değerlendirilebilmesine rağmen, günümüzde su sıkıntısı yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Yanlış su yönetimi, uygulanmakta olan su politikalarındaki eksiklikler, hızla artan nüfusun tüm sektörlerdeki su talebini artırması ve küresel iklim değişikliğinin etkileri, su sorunlarının başlıca nedenleri arasında gösterilmektedir. Dağıtım şebekelerindeki su kayıpları, dünyadaki birçok şehir ve ülke için ortak bir sorundur. Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede, ortalama yıllık su kayıpları %50'yi aşmaktadır. Suya olan talebin hızla artması ve iklim koşullarının değişmesi nedeniyle, dünyanın birçok yerinde su temini sorunları yaşanmaktadır. Dolayısıyla, su kayıplarını azaltmak ve kontrol altına almak kritik öneme sahiptir. Bu nedenle su kaynaklarımızı daha verimli kullanmak için kayıp-kaçak oranlarını belirlemek ve bunları azaltmaya yönelik yöntem ve teknolojiler geliştirmek önemlidir. Su borusu arızalarını meydana gelmeden önce tahmin edebilmek büyük önem taşımaktadır. Bu tezde, çalışma alanı olarak Akdeniz Bölgesi, Mersin ili, Yenişehir ilçesi seçilmiştir. Su borusu arızalarını tahmin etmek için, öncelikle boruları etkileyen çevresel kriterler belirlenmiştir. Bu kriterler arasında toprak tipi, jeoloji, eğim, yükseklik, bakı, bina yoğunluğu, nüfus yoğunluğu, doğrusallık ve yollara olan uzaklık yer almaktadır. 9 kriter Frekans Oranı (FO) ve Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemleri birlikte uygulanarak önem sırasına göre ağırlıklandırılmış, literatüre yenilikçi bir yaklaşım sunulmuş ve elde edilen model gerçek arıza verileriyle karşılaştırılarak %92.40 doğruluğa ulaşılmıştır.