The Role of Platelet Mass Index in Predicting Short-Term Mortality in Community-Acquired Pneumonia: An Analytical Study

Purpose: Community-acquired pneumonia (CAP) is a major cause of morbidity and mortality worldwide, particularly among elderly patients and those with comorbidities. Early risk stratification is crucial for optimizing treatment decisions. Platelets play a key role in hemostasis and inflammation, and platelet-related indices have been investigated as potential prognostic markers. The Platelet Mass Index (PMI), calculated as platelet count × mean platelet volume (MPV), has been proposed as a marker of inflammatory severity. This study aims to evaluate the prognostic value of PMI in predicting short-term mortality in hospitalized CAP patients. Material and Method: This retrospective observational study included adult patients diagnosed with CAP and hospitalized between January 1, 2023, and January 1, 2024. Demographic data, clinical parameters, laboratory findings, and severity scores (PSI, CURB-65) were collected. PMI values were compared between survivors and non-survivors. Statistical analyses included Mann-Whitney U tests, chi-square tests, and logistic regression. The predictive performance of the model was assessed using ROC curve analysis. Results: A total of 174 CAP patients (67% male, median age 77 years) were analyzed. The most common symptom was dyspnea (82%). No significant difference in PMI was observed between survivors and non-survivors (p=0.33). Higher PSI and CURB-65 scores, lower albumin levels, and elevated respiratory rates were associated with increased mortality. The predictive model for mortality demonstrated an AUC of 0.814. Conclusion: PMI was not a significant predictor of short-term mortality in hospitalized CAP patients. The inflammatory response in severe cases and potential confounders may have influenced the results. Further prospective studies in broader patient populations are needed to clarify PMI’s prognostic role.

Amaç: Toplum kökenli pnömoni (TKP), özellikle yaşlı hastalar ve komorbiditesi olan bireyler arasında dünya çapında önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Erken risk sınıflandırması, tedavi kararlarının optimize edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Trombositler, hemostaz ve inflamasyonda kilit rol oynar ve trombositle ilgili indeksler potansiyel prognostik belirteçler olarak araştırılmıştır. Trombosit Kütle İndeksi (TKİ), trombosit sayısı × ortalama trombosit hacmi (OTH) olarak hesaplanır ve inflamatuar şiddetin bir belirteci olarak önerilmiştir. Bu çalışma, hastaneye yatırılan TKP hastalarında TKİ’nin kısa dönem mortaliteyi öngörme değerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif gözlemsel çalışma, 1 Ocak 2023 ile 1 Ocak 2024 tarihleri arasında toplum kökenli pnömoni (TKP) tanısı almış ve hastaneye yatırılmış yetişkin hastaları içermektedir. Demografik veriler, klinik parametreler, laboratuvar bulguları ve hastalık şiddeti skorları (PSI, CURB-65) toplanmıştır. Trombosit Kütle İndeksi (TKİ) değerleri, hayatta kalanlar ve hayatını kaybedenler arasında karşılaştırılmıştır. İstatistiksel analizler arasında Mann-Whitney U testi, ki-kare testi ve lojistik regresyon yer almaktadır. Modelin öngörü performansı ROC eğrisi analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Toplamda 174 toplum kökenli pnömoni (TKP) hastası analiz edilmiştir (%67 erkek, medyan yaş 77 yıl). En yaygın semptom dispne olup %82 oranında gözlenmiştir. Hayatta kalanlar ile hayatını kaybedenler arasında trombosit kütle indeksi (TKİ) açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır (p=0,33). Daha yüksek PSI ve CURB-65 skorları, düşük albümin seviyeleri ve artmış solunum hızları, artan mortalite ile ilişkilendirilmiştir. Mortalite tahmin modeli, 0,814 AUC değerine sahip olarak değerlendirilmiştir. Sonuç: Trombosit Kütle İndeksi (TKİ), hastaneye yatırılan toplum kökenli pnömoni (TKP) hastalarında kısa dönem mortalitenin anlamlı bir prediktörü olarak bulunmamıştır. Şiddetli vakalarda inflamatuar yanıt ve olası kafa karıştırıcı değişkenler sonuçları etkileyebilir. TKİ’nin prognostik rolünü netleştirmek için daha geniş hasta popülasyonlarında ileriye dönük çalışmalar gereklidir.