Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Türk vergi hukukunda vergilendirme sürecinde yetki unsuru ve idarenin takdir yetkisi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Hepaksaz, Engin; Avcı, OrçunVergiler, bir devletin kamu harcamalarını finanse etmek için kullanılan en önemli gelir kaynaklarından biridir. Anayasa’nın 73/3. maddesine göre “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır”. Ayrıca, verginin asli unsurlarının da (verginin konusu, mükellefi, vergiyi doğuran olay, matrah, vergi tarifesi ve oranı, muafiyet, istisna, ödeme zamanı) özel vergi kanunlarında açıkça yer alması gerekmektedir. Kanun çıkarma yetkisi yasama organında olup, bu yetki devredilemez. İdari işlemler ise, Anayasa ve kanunlara uygun olarak idare tarafından tesis edilir. Çünkü Anayasa hükmüne göre; idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdare ve vergi hukukunda idari işlem ve eylemler açısından ‘bağlı yetki’ ve ‘takdir yetkisi’ kavramları karşımıza çıkmaktadır. İdarenin takdir yetkisi, Anayasa’da belirtilen vergilemede kanunilik ilkesi nedeniyle vergi hukukunda istisnai bir alanı oluşturmaktadır. Takdir yetkisinin varlığında, idare bir tercih ve seçim yapma imkânına sahiptir. Ancak, hukuk devleti ve kanuni idare ilkelerinin bir gereği olarak, takdir yetkisinin hukuk kurallarına bağlı olarak ve hukuki sınırlar içerisinde kullanılması önem arz etmektedir. Burada, hukuk kuralları idarenin takdir yetkisinin sınırlarını belirler. Bu bakımdan idarenin takdir yetkisi kesinlikle keyfi kararlar veya keyfilik anlamına gelmez ve yasal sınırlarla belirlenir. Bu çalışmada idarenin takdir yetkisi, çeşitli vergi hukuku uygulamaları ve vergilendirme sürecinde ortaya çıkan idari işlemler açısından değerlendirilmiştir.Öğe Demir çelik sektöründe endüstri içi ticaret: türkiye ve ab ülkeleri üzerine bir analiz(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2020) Ürüt Saygın, SerapÜlkelerin refah düzeylerinin artmasında dış ticaretten elde edecekleri kazançlar ve rekabet gücü yüksek bir endüstri yapısı oldukça önemlidir. Son dönemlerde özellikle rekabetçi endüstrilerde ürün farklılaşmasına yönelik ticaret akımları ön plana çıkmaya başlamıştır. İşte bu noktada “Endüstri İçi Ticaret” üzerinde önemle durulan bir kavram olarak karşımıza gelmiştir. Endüstri içi ticaret (EİT), aynı endüstriye ait ürünlerin hem ihracata hem de ithalata konu olmasıdır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasındaki EİT’ yi demir-çelik sektörü için analiz etmektir. Çalışmada, 2009-2019 dönemi için Türkiye’nin AB ülkeleri ile arasındaki EİT düzeyini belirlemek amacıyla Grubel-Lloyd (G-L) endeksinden yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda, Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki demir-çelik sektöründeki ticaretin yapısının EİT biçiminde olduğu tespit edilmiştir. EİT’nin yüksek olduğu ülkeler Hollanda, Polonya, İspanya, İtalya, Almanya, Romanya ve Danimarka şeklinde sıralanabilir. Bu ülkelerin 2009-2019 döneminde ortalama 0,50’nin üzerinde bir EİT düzeyi olduğu saptanmıştır. Ayrıca, Türkiye ile yaptıkları dış ticaret hacmi demir çelik sektöründe yüksek olan İtalya, İspanya ve Almanya için alt sektörler bazında EİT düzeyleri incelenmiştir. İnceleme sonucunda demir-çelik alt sektörlerinin bir çoğundada özellikle İtalya ve Almanya’nın EİT ağırlıklı ticaret yapısının devam ettiği görülmüştür.Öğe Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde işsizlik histeresi ve doğal oran hipotezinin ampirik bir analizi(Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019) Bolat, Süleyman; Koçbulut, ÖzgürÇalışma, 37 gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede 1993-2016 döneminde doğrusal olmayan panel birim kök testlerinden Sıralı Panel Seçim Yöntemi(SPSM) ve Uçar ve Omay (2009) tarafından geliştirilen Fourier fonksiyonlu doğrusal olmayan panel birim kök testlerini kullanarak işsizlik histeresinin geçerliliğini test etmektedir. 37 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke için durağanlık sonucuna ulaşılmıştır. Fourier fonksiyonlu panel KSS birim kök testleri, 37 ülke lehinde uzun dönemli güçlü/önemli kanıtlar ortaya koymuştur. Analizden elde edilen sonuca göre tüm ülkelerde işsizlik serisinin durağan olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından uzun dönemli analizlerin belirlenmesi bakımından önem taşımaktadır.Öğe Tarım ve gıda fiyatlarındaki değişmelerin hanehalkı ve üreticilere yansıması: sosyal hesaplar matrisi çerçevesinde alternatif maliye politikaları(Türk Kooperatifçilik Kurumu, 2019) Taşdoğan, Bilgen; Bahçe, SerdalTarım ve gıda fiyatlarındaki artışlar, hanehalkını özellikle de işsizleri olumsuz şekillerdeetkilemektedir. Bu çalışma, tarım fiyatlarının farklı toplum kesimlerine etkisini Mikro SosyalHesaplar Matrisi (SHM) çerçevesinde çeşitli iktisadi ve mali senaryolar eşliğinde inceleyerek,fiyat şoklarına karşı alternatif maliye politika önerilerini karşılaştırmaktadır. Çalışmadaöngörülen politika senaryolarının sonuçlarını hesaplayabilmek için Fiyat Çarpan Analizikullanılmaktadır. Bu analiz kapsamında tarım ve gıda fiyatlarında ortaya çıkabilecek bir dışsalşokun mal piyasalarına, işgücü piyasalarına ve hanehalklarına etkileri eş anlı olarak takipedilebilmektedir. Sonuç olarak tarım ve gıda fiyat şoklarının en fazla küçük üretici vehanehalkının en yoksul kesimlerini etkilediği görülmüş, ortaya çıkan olumsuz etkileri telafiedebilmek maksadıyla tarımsal girdi destekleri yerine hanehalkının doğrudan yararlandığı çıktıve gelir desteklerinin daha yararlı olduğu hesaplanmıştır. Fiyat şoklarından kaynaklananolumsuzlukların üreticilere verilen desteklerle ortadan kalkmadığı ve hatta artan fiyatlardanüreticilerin yararlanamadığı görülmüştür.Öğe Merkezi ve doğu avrupa ülkelerinde gelir dağılımı yakınsaması: SPSM yönteminden kanıtlar(Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2019) Belke, Murat; Kaya, Harun; Bolat, SüleymanÇalışma dokuz Merkezi ve Doğu Avrupa (CEE) ülkesinde 1989-2015 döneminde doğrusal olmayan panel birim kök testlerinden Sıralı Panel Seçim Yöntemini (SPSM) kullanarak gelir eşitsizliği yakınsaması mı yoksa gelir dağılımı ıraksaması mı olup olmadığını araştırmaktadır. Çalışmada Fourier fonksiyonlu doğrusal olmayan Panel KSS (Ucar ve Omay (2009) tarafından geliştirilen) kullanarak Chortareas ve Kapetanios (2009) tarafından önerilen SPSM yöntemi uygulanmaktadır. SPSM yöntemi yapısal kırılmalar, doğrusal olmama, heterojenite ve yatay kesit bağımlılığını kontrol edebilmede oldukça yetkin bir yöntemdir. Geleneksel birim kök testleri kullanılarak yapılan analizler CEE ülkeleri için gelir eşitsizliğinin durağan olduğunu yani gelir dağılımının yakınsadığını elde etmiştir. Diğer taraftan Fourier fonksiyonlu SPSM yönteminden elde edilen test sonuçlarında da dokuz CEE ülkesi için 1989-2015 döneminde gelir eşitsizliğinin yakınsaması teyit edilmiştir. Sonuçlar, yapısal kırılmalar, doğrusal olmama, heterojenite ve yatay kesit bağımlılığı için kontrol sağlanması durumunda da gelir eşitsizliğinin yakınsadığını göstermektedir. Ülkeler ortak bir gelir eşitsizliği seviyesine yakınsamaktadır. Elde edilen bulgular makroekonomik politika, modelleme ve öngörü açısından CEE ülkeleri için önemli politika belirleyicilerine sahiptir.Öğe Katma değer vergisinde hasılat esaslı vergilendirme usulü(Selçuk Üniversitesi, 2019) Avcı, OrçunHasılat esaslı vergilendirme usulü, 7104 sayılı Kanun ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 38. maddesinde düzenlenmiştir. 07.02.2019 tarih ve 30679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 06.02.2019 tarih ve 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda hasılat esaslı vergilendirme usulü uygulanacak sektör ve vergi oranı konusunda ilk düzenleme yapılarak 01.03.2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, münhasıran şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti ile iştigal eden otobüs işletmelerinin münhasıran il sınırları içerisinde otobüsle yapmış oldukları toplu taşıma faaliyetleri hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına alınmıştır. Hasılat esaslı vergilendirme sisteminde KDV hasılat bazlı olarak hesaplanarak, devlete ödenmekte ve gider olarak yazılmaktadır. Esas olarak bu usul ile, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu hedeflenmiştir. Ancak bu sistem, bazı avantaj ve dezavantajları içerisinde barındırmaktadır. Çalışmada, bu avantaj ve dezavantajlar birlikte değerlendirilerek, sisteme ilişkin yapılması gerekenler ele alınacaktır.Öğe Taxation of Those Who Earn Income from Social Media in Türkiye: Problems Encountered and Solution Suggestions(Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2023) Avcı, OrçunDevelopments in information and communication technologies have made the use of the internet widespread in the world. With the increase in the use of the internet, the methods of commercial activities have diversified. Today, with the internet network and communication technologies taking a more active place in life, social networks have gained a special importance. Social networks represent the connections between people and the power of these connections. Today, apart from visual and written media, people have created a medium called social media by making new friends, finding old friends or sharing their knowledge and skills that they have specialized in a certain social, political, cultural, and economic area in the virtual environment. Social media has created a new field of activity by not staying away from economic life. The number of people who aim to generate income with the use of social media is increasing day by day. The logic of revenue generation, which can be achieved in different ways, is based on a similar cycle on most platforms. Content on social media platforms is created by users. This created content is crowned with an advertisement in order to attract attention and ultimately generates revenue. In addition, with social media, there is not only digital content, but also the sale of goods. As such, the tax situation of the income obtained is of great importance. Social media production activities are increasing in Türkiye as well as in the world. Various legal arrangements have been made in Türkiye in order to solve the tax problems that occur as a result of the digitalization of the said economic activities. However, despite the arrangements made on the subject, some problems still remain. In this direction, the study aims to identify the problems related to the taxation of income earners through social media in Türkiye and to offer various solutions.Öğe The effect of local fiscal variables on local economic growth in Türkiye(Babeș-Bolyai University, 2025) Yüksel, Cihan; Songur, MehmetThe effects of fiscal decentralization, which is a proportional value, on national economic growth and the effects of local expenditures and revenues, which are absolute values, on local economic growth are distinct areas of study. In this study, the effects of local fiscal variables of 81 provinces in T & uuml;rkiye on local economic growth were tested using the panel data technique for the period 2008-2022. The findings of the study indicate that local tax revenues, transfer revenues (grants) from the central government, population, and the schooling rate have a significant and positive impact on local GDP. The positive impact of local tax revenues is relatively low, with a value close to zero. While the impact of grants is greater than that of tax revenues, it can be said that population and schooling rates have considerable effects. No significant impact of local public expenditures and other local revenues on local GDP was found. The findings indicate that local fiscal variables in T & uuml;rkiye should undergo structural transformations to eliminate their inadequacy in increasing local economic capacity.Öğe Çevre bilinci ve çevre vergisi bilinci üzerine ampirik bir değerlendirme(Erciyes Üniversitesi, 2024) Tabakan, Gülin; Yılmaz, Büşra; Canlı, Yunus EmreBu çalışmanın amacı, bireylerde çevre bilinci ve çevre vergisi bilinci arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Buna ek olarak, çevre bilinci ve çevre vergisi bilincinin demografik değişkenlere (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, ikametgâh, gelir düzeyi, meslek) göre farklılıklarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde ikamet eden bireylere anket uygulaması yapılmış, 952 geçerli anket değerlendirmeye alınmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda; yaş, eğitim durumu ve ikametgâh değişkenleri ile çevre bilinci; yaş, medeni durum ve meslek değişkenleri ile çevre vergisi bilinci arasında istatiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Diğer demografik değişkenlerle çevre bilinci ve çevre vergisi bilinci arasında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Çalışmada bireylerin çevre bilinci ve çevre vergisi bilinci arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Basit doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre, bireylerin çevre vergisi bilinç düzeyindeki değişimin %43'ünü çevre bilincindeki değişimin açıkladığı belirlenmiştir. Çevre bilincindeki 1 birimlik artışın ise çevre vergisi bilinci üzerinde 0,707 birimlik bir artışa sebep olduğu gözlemlenmiştir. Bu bulgulardan hareketle hem çevreye hem de çevre vergilerine yönelik bilinci artırma hususunda; eğitimlerin artırılması, hükümetler tarafından oluşturulan politikalar kapsamında çevre vergilerinin etkili kullanımını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi, çevreye duyarlı ve yeni nesil teknolojilerin kullanımına yönelik teşviklerin çoğaltılması büyük önem taşımaktadır.Öğe Türkiye'de kamu harcamalarının Covid-19 salgını sürecinde seyri: sıçrama hipotezinin geçerliliğinin değerlendirilmesi(Ordu Üniversitesi, 2022) Dirican, Hüseyin; Zıvalı, Bediha SultanCovid-19 salgını tüm dünyada toplum sağlığını tehdit etmenin ötesine geçmiş, ülkelerin ticari faaliyetlerini yavaşlatmış ve üretim faaliyetlerini neredeyse durma noktasına getirmiştir. Söz konusu salgın ulusal çapta devlet müdahalelerini gerektirmiş, küresel olarak da uluslararası kuruluşlarca önlemler alınmasını gerekli kılmıştır. Alınan önlem ve tedbirler neticesinde kamu harcamalarının düzeyinde önemli artışlar yaşanmıştır. Teoride kamu harcamalarının artışını açıklayan çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Söz konusu yaklaşımlardan bir tanesi olan Peacock-Wiseman sıçrama hipotezi, kamu harcamalarının kriz, savaş gibi olağanüstü dönemlerde sıçrayarak arttığını ileri sürmektedir. Bu bağlamda çalışmanın dayanağını, olağanüstü bir dönem olan Covid-19 pandemisi ile kamu harcamaları ilişkisinin değerlendirilmesi oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye’de Covid-19 salgın döneminde gerçekleştirilen kamu harcamalarını Analitik Bütçe Sisteminde yer alan Ekonomik Sınıflandırmaya göre tasnif ettikten sonra kamu harcamalarının alt bileşenlerinde meydana gelen sıçrama düzeylerinin belirlenmesidir. Türkiye üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, Covid-19 salgını döneminde özellikle sağlık harcamalarının ve transfer harcamalarının sıçrayarak yeni bir seviyeye ulaştığı gözlemlenmiş ve kamu harcamalarındaki bu seyrin Peacock-Wiseman sıçrama hipotezi ile örtüştüğü tespit edilmiştir.Öğe Adam Smith'in vergileme ilkeleri çerçevesinde vergiye gönüllü uyumun analizi(Uluslararası Maliye Sempozyumu / Türkiye, 2022) Teyyare, Erdoğan; Dirican, HüseyinModern maliye anlayışının bir gereği olarak hükümetlerin iktisadi, mali ve sosyal alanlarda görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi adına ihtiyaç duyduğu gelirin önemli bir bölümü vergiler ile finanse edilmektedir. Hükümetlerin vergilerden beklenen optimum hasılatı sağlayabilmesi, işlevsel bir vergi sistemlerinin oluşması ile mümkün olabilmektedir. İşlevsel bir vergi sistemini oluşturabilmeleri ise vergileme ilkeleri ile yakın ilişki içerisindedir. Nitekim bir vergi sisteminden beklenen faydanın sağlanabilmesi, vergileme ilkelerinin vergi sistemine nüfuz etme derecesi ile ilişkilidir. Vergi sistemlerinin sağlam temeller üzerine inşa edilebilmesinde vergileme ilkeleri önem arz etmekteyken, bu sistemden sağlanacak olan optimum hasılat için vergiye gönüllü uyum önem arz etmektedir. Vergi uyumunun sağlanması dünyadaki tüm ülkelerin vergi ile ilgili en önemli problemleri arasında gelmektedir. Vergi sosyal bir olgu olmakla birlikte, verginin yüklenicisi olan mükellef için psikolojik bir olgudur. Bu bağlamda hükümetlerin, vergi sistemlerini oluştururken vergileme ilkelerine, sistemden optimum hasıla sağlayabilme durumunda ise vergiye gönüllü uyuma önem vermeleri gerekmektedir. Çalışmada Adam Smith’in vergileme ilkeleri kapsamında Kocaeli ilinde vergiye gönüllü uyum analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda bireylerin vergiye gönüllü uyum göstermelerini teşvik eden en önemli ilke “iktisadilik ilkesi” iken vergiye karşı gönülsüz tavır sergilemelerini tetikleyen ilke ise “adalet ilkesi” olarak tespit edilmiştir.Öğe Taxation of e-sports in developing world(Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, 2021) Avcı, OrçunToday, great progress is being made in information technology with the digital age. However, technological opportunities have started to be used extensively in many areas. The game industry has also been affected by this situation. With electronic sports (e-sports), the sports concept of the new digital world has begun to change. E-sports has become an important organization for both the players and the game industry. E-sports, where interest is increasing day by day, has led to the formation of a large economic market. The world benefits greatly from this market. However, there are some problems with taxing e-sports in the world. It is seen that there is no clarity on how e-sports will be taxed. The existing problem in this regard causes a decrease in the tax revenues of the countries and the emergence of international tax problems. The aim of this study is to provide information about e-sports in the developing world and to make suggestions on various examples of taxation. As a result of the study, it was determined that there are weaknesses in taxing e-sports around the world. Especially the absence of tax legislation regarding e-sports and the existence of a legal gap in taxation could seriously damage the tax systems of countries.Öğe KDV’ye yeni bir öneri: İngiliz modeli(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2019) Demirci, Zeynep; Avcı, OrçunGünümüzde vergiler; iktisadi, mali ve politik açıdan büyük önem arz etmektedir. Vergiler, kamuhizmetlerinin finansmanı için devlet tarafından ya doğrudan ya da bazı mal veya hizmetlerin fiyatlarınaeklenerek dolaylı olarak toplanmaktadır. Katma Değer Vergisi (KDV), dolaylı olarak toplanan vergilerarasında yer almaktadır. KDV’de mükellefler verginin nihai yüklenicisi olmayıp, vergiyi idare adına nihaitüketiciden tahsil eden aracı durumundadır. Bu vergi, tüm dünyada hızla yayılan ve önemini koruyan birvergi türüdür. Ülkemizde zaman içerisinde birçok vergi türünde değişiklikler yapılmaktadır. KDV dezaman içerisinde bu değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç duyulan vergiler arasındadır. Geçtiğimiz yıl, eskiMaliye Bakanı Naci AĞBAL’ın KDV’de İngiliz Modeli’ne geçilmesi ile ilgili reform açıklamalarınınardından İngiliz KDV Modeli tartışılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda çalışmada, İngiliz KDV Modelininülkemizde benimsenmesi ve uygulanması durumunda ortaya çıkabilecek olası durumlar tespit edilmeyeve değerlendirilmeye çalışılacaktır.Öğe Vergi rekabetinin değerlendirilmesi: Türkiye için çıkarımlar(Adıyaman Üniversitesi, 2020) Ürüt Saygın, Serap; Avcı, OrçunÜlkeler, finans ve sermaye akımlarını kendi ülkelerine çekebilmek adınaçeşitli vergisel avantajlar aracılığıyla rekabet güçlerini arttırmayaçalışmaktadır. Bu bağlamda ülkemizde de çeşitli vergisel araçlar ile vergirekabeti konusunda gerek mevzuatsal gerekse de ekonomik adımlaratılmaya çalışılmaktadır. Çalışmada, atılan adımlar çerçevesinde vergirekabeti konusu öncelikle teorik kapsamda değerlendirilmektedir. Dahasonra çalışmada 2000 - 2018 yılları arasında OECD ülkeleri için vergirekabetinin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkisininpanel veri analizi ile tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Analiz sonucundakurumlar vergisi oranındaki 1 birimlik artışın doğrudan yabancı sermayeyatırım miktarını 0.50 birim azalttığı belirlenmiştir. Bu da, doğrudanyabancı sermaye yatırımlarının vergi rekabeti üzerindeki etkisini ortayakoymaktadır.Öğe Vergi sistemlerine pandemi ayarı(Ankara Hacı Bayram Veli University, 2020) Avcı, Orçun; Yeniçeri, HarunAralık 2019’da Çin’de baş gösteren koronavirüs (Covid-19) salgını sosyal ve ekonomik bakımdan birçok ülkeyi olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına almıştır. Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde Covid-19 vakasının tespitinden sonra insan sağlığına vereceği zararı önlemeye yönelik çok ciddi önlemler alınmıştır. Bu önlemlerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik ekonomik paket açıklanırken, vergi mükellefleri üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için de bazı vergisel düzenlemeler yoluna gidilmiştir. Covid-19 sürecini yaşayan ülke ekonomilerinin bu süreç sonrası içine düşeceği kötü durumu en az hasarla atlatabilmeleri, alınacak önlemlerin dozu, süresi ve zamanlamasına bağlıdır. Uygulanan bu politikalar kapsamında ekonominin yeniden canlandırılması için genelde para ve maliye politikaları özelde ise, vergiye yönelik düzenlemeler büyük önem arz etmektedir. Pek çok ülkede finansman sağlamaya yönelik önlemlerin yanında ilk aşamada uygulanan veya uygulanması değerlendirilen farklı vergisel önlemler yer almaktadır. Özellikle vergi mükelleflerinin gelecekte vergi mevzuatı karşısında zor duruma düşmemeleri için mali tedbirler kapsamında yer alan vergilemeye yönelik tedbirlerin alınması zorunlu hale gelmiştir. Söz konusu önlemler, vergilerin beyanı ve ödeme sürelerinin ertelenmesi, zamanında verilemeyen beyannameler nedeniyle ortaya çıkabilecek yaptırımların esnetilmesi, idari hizmetlerin dijital ortamlarda sunulması ve vergi iade sürecinin hızlandırılması şeklinde sıralanabilir. Bu önlemlerin başarı şansı verilen desteklerin ekonomiye pozitif şekilde yansımasının denetimiyle mümkündür. İşletmelerin bireysel olarak Covid-19 ile mücadele işlemlerine ilişkin giderlerinin vergiden indirilebilmesine imkân tanınmalıdır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Covid-19 süreci ve sonrasında ekonomide yaşanabilecek olumsuzlukları en aza indirebilmek için Türkiye ve salgından etkilenen gelişmiş ülkelerin aldığı vergisel önlemleri değerlendirip, karşılaştırarak çeşitli öneriler sunmaktır.Öğe The effect of urbanization and economic growth on the environment in the emerging markets(Türk Kooperatifçilk Kurumu, 2021) Ürüt Saygın, SerapThe present study aims to determine the effect of urbanization and economic growth in selected emerging market economies (Argentina, Brazil, China, India, Indonesia, Mexico, Poland, Russia, S. Africa and Turkey) on the environment. The study covers the years from 1990 to 2016 and includes a panel cointegration analysis. After that, the long-term predictions were estimated with the panel augmented mean group (AMG) estimator. As a result of the analysis, it was found that there is a positive relation of both economic growth and urbanization with the volume of carbon emissions. This reveals that economic growth and increasing urbanization have a negative effect on the environment. According to the panel AMG estimator, an increase of 1 unit in economic growth increases the amount of carbon emissions by 0.73 unit. In addition, it was determined that the effect of urbanization on the environment is more dominant. As a result of the analysis, it was determined that an increase of 1 unit in the level of urbanization increased carbon emissions by 1.16 units.Öğe Vergi tahsilatında yapay zekânın kullanımı ve önemi(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2021) Avcı, OrçunVergilendirme işlemleri düşünüldüğünde tahsilat oldukça önemli bir aşama olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun en büyük sebebi, vergilendirme işleminin son aşaması olmasıdır. Özellikle devlet açısından tahsil edilecek gelirin önemi oldukça büyüktür. Değişen zaman ve teknoloji birçok yeniliği de beraberinde getirmektedir. Özellikle yapay zekânın ortaya çıkması ve tartışılmasıyla birlikte bu değişim büyük bir hız kazanmıştır. Bilişim çağının gereği olarak vergi yönetimlerine de büyük bir rol düşmektedir. Vergi tahsilatında yapay zekânın kullanılmasına ilişkin ülkemizde pilot uygulamanın yapılmasıyla birlikte, bu konuda atılan adımlar da somut bir şekilde ortaya konmuştur. Çalışmanın amacı, geleneksel vergi tahsilat yöntemlerine alternatif olabilecek yapay zekâ uygulamasını değerlendirmektir. Çalışma sonucunda yapay zekânın oluşabile-cek vergi hatalarının önüne geçtiğine ve vergi tahsilatını olumlu etkileyebile-ceğine ulaşılmıştır. Ayrıca, erken uyarı sisteminin mükelleflerin vergisel işlemlerini kolaylaştıracağı da düşünülmektedir.Öğe Anayasal vergilendirme ilkeleri kapsamında vergi affı(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2021) Yeniçeri, Harun; Avcı, OrçunAnayasa’da af ile ilgili hükümlere yer verilmesine rağmen, af konusu hukukun tartışmalı konularından biri olmaya devam etmektedir. Vergi affı her ne kadar vergi yasalarında yer almasa da, Türkiye’de en çok düzenlenen af konusu olması nedeniyle sürekli gündemde yer almaktadır. Bu bakımdan literatüre katkı sağlayabilmek adına vergi affı, anayasal vergilendirme ilkeleri bağlamında birey ve devlet açısından ele alınmıştır. Vergi affı, dayanağını yasalardan aldığı için konu; anayasa hukuku, ceza hukuku ve vergi hukuku bağlamında incelenmiştir. Ayrıca vergi affı konusunun siyasi, ekonomik, sosyolojik gerekçeleri ve hukuki anlamda doğurduğu sonuçlar bulunmaktadır. Her ne kadar siyasi, ekonomik ve sosyolojik gerekçeler vergi affının gerekliliğini ortaya koysa da getirilen vergi affından istenilen sonuçların elde edilebilmesi için hukuksal temellerinin ve dayanaklarının sağlam oluşturulması gerekir. Böylece, getirilecek bir vergi affının anayasal vergilendirme ilkelerini esas alması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, vergi affı uygulamalarının anayasal vergilendirme ilkeleri bakımından değerlendirilmesidir. Çalışma kapsamında ilk olarak vergi affının kavramsal çerçevesi ve vergi affının gerekçeleri hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonra vergi affının hukuk içindeki yeri ve anayasal vergilendirme ilkeleri kapsamında değerlendirilmektedir.Öğe Seçilmiş OECD ülkeleri bağlamında plastik poşet vergisi üzerine bir değerlendirme(Mali Çözüm, 2021) Avcı, Orçun; Dirican, Hüseyin; İlkim Mengülerek AkülkerÇevre kirliliği günümüzde giderek artmakta, plastik poşetler de bu kirliliğin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kirlilik birçok alanda istenmeyen sonuçlar doğurmakta hatta insan sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir. Kirliliği azaltabilmek için ülkelerin çeşitli politika araçlarıyla müdahale ettikleri görülmektedir. Söz konusu politika araçlarından en çok tercih edileni ise vergilerdir. Çalışmanın amacı çevre kirliliğini azaltmada bir araç olarak kullanılan plastik poşet vergisinin, kirliliği azaltma konusundaki etkilerinin değerlendirilmesi ve çeşitli OECD ülkelerindeki uygulamaların ortaya konulmasıdır. Durum analizinin ortaya konulmasından sonra ise plastik poşet vergisinin güçlü yönlerinin ve vergi idaresince dikkat edilmesi gereken hususların değerlendirilmesini sağlamaktır. İlgili uygulamaların tüketicilerin plastik poşet kullanımını azaltmada başarılı sayılabileceği, çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerinde de olumlu etkiler yarattığı görülmektedir.Öğe Küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi: E7 ülkeleri için bir uygulama(Mustafa Süleyman Özcan, 2021) Ürüt Saygın, SerapUluslararası alanda, farklı şekillerde ortaya çıkan hareket serbestisi ülkelerin gelişimi açısından önem arz etmektedir. Günümüzde emeğin ve sermayenin daha rahat dolaşabilmesi söz konusudur. Üretim faktörlerinin serbestçe dolaşımının yanı sıra ülkeler arasında finansal bütünleşmelerin de ortaya çıkışı ülkelerin refah düzeylerini yükseltme süreçlerinde önemli bir adım olarak ifade edilmektedir. Ayrıca sermayenin dolaşımı ile beraber teknolojinin de yayılımının artması da oldukça önemli bir noktadır. İşte bahsedilen tüm bu gelişmelerin özeti olarak ifade edilebilen küreselleşme kavramı üzerinde çeşitli incelemelerin yapılması da kaçınılmaz olmaktadır. Ekonomilerin serbestleşme süreci ile ortaya çıkan küreselleşme hareketlerinin ülke ekonomilerine pozitif katkı sağlaması beklenmektedir. İşte bu noktada, çalışmanın amacı da, E7 ülkeleri bağlamında küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin ampirik olarak analiz edilmesidir. Çalışma dönemi olarak 1990-2018 yılları arası dönem seçilmiştir. Küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi genel, ekonomik, sosyal ve politik küreselleşme şeklinde dört farklı endeks yardımı ile incelenmiştir. Çalışmanın ampirik kısmında, genel, ekonomik, sosyal ve politik küreselleşmenin etkilerini saptayabilmek için farklı modeller kurulmuştur. Breusch-Pagan LM testi ve Hausman testi kullanılarak model seçimi yapılmıştır. Modellerde değişen varyans, otokorelasyon ve yatay kesit bağımlılığı tespiti için çeşitli testlere başvurulmuştur. Değişkenler arasındaki ilişkiyi belirleyebilmek için sabit ve rassal etkili modeller çerçevesinde panel veri analizi uygulanmıştır. Modellerdeki varsayımları sağlayabilmek için ise, Dricsoll-Kraay dirençli tahmincisi kullanılmıştır. Analiz sonucunda, genel küreselleşme endeksinin büyüme üzerindeki etkisi pozitif bulunmuştur. Genel küreselleşmedeki bir birimlik artışın ekonomik büyümeyi 0.03 birim arttırdığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde ekonomik ve politik küreselleşmenin de büyümeye pozitif katkı yaptığı saptanmıştır. Ekonomik küreselleşme ve politik küreselleşmedeki bir birimlik değişmenin ekonomik büyümeyi sırasıyla 0.03 ve 0.04 birim arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Sosyal küreselleşmenin ise ekonomi büyüme üzerine etkisi ise istatistiki olarak anlamsız bulunmuştur.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »