Cilt 9, Sayı 1, Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Etik Kitap İncelemesi(Aksaray Üniversitesi, 2025) Şahin, Büşranur; Bayar, AdemBu çalışmada, Prof. Dr. Necati Cemaloğlu’nun editörlüğünde yayımlanan Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Etik adlı kitabın incelenmesi amaçlanmıştır. Farklı üniversitelerden akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanan kitap, bilimsel araştırma süreçlerinin kuramsal temelleri ile etik ilkelerini ele alan bütüncül bir kaynak niteliğindedir. Bilimsel araştırma sürecine dair pek çok konu sistemli bir yapı içinde sunularak kuramsal açıklamalara ve uygulamaya dönük örneklere yer verilmiştir. Bu yönüyle kapsamlı bir rehber niteliği taşımakta ve hem akademisyenler hem de lisansüstü öğrenciler için yol gösterici bir kaynak olarak öne çıkmaktadır.Öğe Yükselen Güçlerin Dengeleme Aracı: BRICS Ülkeleri(Aksaray Üniversitesi, 2025) Karaçay, Ayşem Biriz; Pur, FatihBu derleme makale, BRICS ülkeleri etrafında yoğunlaşan tartışmaları yeniden ele alarak güncel gelişmeler ışığında kapsamlı bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır. Soğuk Savaş sonrasında kurulan Amerikan hegemonyasının sarsılmaya başladığına dair analizler güçlenirken, bölgesel güçlerin yükselişi uluslararası sistemde kayda değer bir değişim sürecine işaret etmektedir. Bazı araştırmacılar yükselen aktörleri ABD’nin küresel üstünlüğü için doğrudan bir tehdit olarak görürken, diğerleri ABD’nin hegemonik konumunu hâlâ etkili biçimde koruduğunu savunmaktadır. Zira, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar ve uluslararası normlara aykırı tek taraflı kararları, küresel düzeyde çoğulcu bir sistem talebini beraberinde getirmiştir. BRICS gibi oluşumlar, bu taleplerin kurumsallaştığı alanlar olarak öne çıkarken; yükselen güçlerin farklı sektörlerde ABD ile rekabet edebilir hâle gelmesi, yalnızca Amerikan hegemonyasına yönelik bir meydan okuma olarak değil, aynı zamanda “yeni bir küresel düzen mümkün mü?” sorusunu da akademik tartışmaların merkezine taşımıştır. BRICS, küresel düzene yönelik eleştirilerin yoğunlaştığı bir dönemde, gelişmekte olan ülkelerin daha güçlü temsilini sağlamak ve çoğulculuğu desteklemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Kuruluşundan itibaren, Batı merkezli yapıya karşı alternatif bir platform olarak şekillenmiş; Yeni Kalkınma Bankası’nın kurulması ve ortak para birimi tartışmaları gibi adımlarla mevcut hegemonyaya meydan okuyan bir yapı haline gelmiştir. Son genişlemeyle birlikte 11 üyeye ulaşan BRICS, dünya nüfusunun yarısından fazlasını ve küresel gayri safi yurtiçi hasılanın önemli bir bölümünü temsil eder hâle gelmiştir. Ancak bu geniş kapsayıcılığına rağmen, platform demokratik normlar açısından çeşitli sorunlar barındırmaktadır. Üye ülkeler arasında siyasi rejimler, dış politika öncelikleri ve iç çatışmalar açısından ciddi farklılıklar bulunmakta; bu durum BRICS’in ortak bir stratejik yön belirlemesini zorlaştırmaktadır. Üyelik sürecindeki belirsizlikler ve kurum içi karar alma mekanizmalarının saydamlıktan uzak olması da eleştiri konusu olmaktadır. Öte yandan, özellikle Çin’in artan etkisiyle birlikte BRICS’in yeni bir Doğu merkezli güç hiyerarşisinin aracı hâline gelme riski taşıdığı yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, platform sadece Batı hegemonyasını dengelemeye çalışan bir oluşum değil, aynı zamanda Çin’in küresel etkisini kurumsallaştırma girişimi olarak da görülmektedir. Dolayısıyla BRICS, hem küresel güç yapısında dönüşüm arayışlarının ifadesi hem de içsel tutarsızlıkları nedeniyle yeni bir bağımlılık yapısına evrilme potansiyeli taşıyan çok katmanlı bir platformdur.Öğe Türkiye’deki Okul Yöneticilerinin Dijital Yeterliliklere İlişkin Tutumları Üzerine Lisansüstü Tezlerin İncelenmesi(Aksaray Üniversitesi, 2025) Erdem, Burhan; Erdem, Fatma; Polat, GoncaBu çalışmanın amacı, Türkiye’de okul yöneticilerinin dijital yeterliklerine ilişkin tutumları üzerine gerçekleştirilen lisansüstü araştırmaların doküman analizi yoluyla incelenmesi ve genel durumun belirlenmesidir. Bu kapsamda, 2014-2024 yılları arasında yürütülen toplam 38 lisansüstü tez değerlendirilmiştir. Araştırmada nitel yöntemlerden biri olan doküman analizi tekniği kullanılmıştır ve veriler betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Okul yöneticilerinin dijital yeterliklerine yönelik tutumları hakkında yapılan tezlerin incelenmesinde, araştırmacılar tarafından ilgili literatürden yararlanılarak oluşturulan “Tez İnceleme Formu” kullanılmıştır. Bu form; tezin yılı, türü, örneklem grubu, araştırma yöntemi, veri toplama aracı ve okul yöneticilerinin dijital yeterliklerine yönelik tutum düzeyi kategorileri açısından düzenlenmiştir. Bulgular, araştırmaların 2023 yılında en yüksek sayıya ulaştığını ve tezlerin büyük çoğunluğunun (%92.11) yüksek lisans düzeyinde olduğunu ortaya koymaktadır; bu, konunun genellikle akademik kariyerine yeni başlayan araştırmacılar tarafından ele alındığını göstermektedir. Örneklem grubu ağırlıklı olarak devlet okulu yöneticilerinden oluşurken, çalışmalar genellikle nicel yöntemler, tarama modelleri ve ölçekler kullanılarak yürütülmüştür; bu tercih, ölçülebilir ve genellenebilir sonuçlara ulaşma çabasını yansıtmaktadır. Okul yöneticilerinin dijital yeterliliklere yönelik tutumları genel olarak yüksek bulunmuştur (%50 yüksek, %34.21 orta, %15.79 düşük), bu da eğitimde dijital dönüşüm süreçlerine olumlu bir yaklaşım sergilediklerini düşündürmektedir. Ancak nitel yöntemlerin sınırlı kullanımı (%10.53) ve doktora tezlerinin azlığı (%7.89), tutumların bağlamsal ve öznel boyutlarının yeterince keşfedilmediğine işaret etmektedir. Çalışma, daha ayrıntılı incelemeler için nitel araştırmaların ve doktora düzeyinde çalışmaların artırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Yöneticilerin olumlu tutumları, teknoloji entegrasyonuna hazır olduklarını gösterse de, yeterlilik düzeylerindeki çeşitlilik, eğitim sisteminde homojen bir kapasite olmadığını ortaya koymaktadır. Farklı okul türlerini kapsayan araştırmalar ve standart ölçüm araçlarının geliştirilmesi önerilmekte; bu, gelecekteki analizlerin kapsamını ve güvenilirliğini artırabilir. Bu çalışma, dijital liderlik eğilimlerini aydınlatarak, literatürdeki boşlukları belirleyerek ve Türk eğitim sisteminde dijital dönüşümü destekleyecek politikalar için temel sunarak alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Hikâye Haritası Tekniğinin İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Yazma Becerisine Etkisi(Aksaray Üniversitesi, 2025) Dönmez, Yağmur; Şahin, AyferYazma, gerçekleştirilmesi en güç dil becerilerinden biridir. Bunun nedeni yazma becerisinin hem zihinsel hem de psikomotor süreçleri içeren karmaşık bir yapıya sahip olmasıdır. Özellikle yaratıcı yazma ile eser ortaya konulması daha da zor olmaktadır. Çünkü bu yazma sürecinde sahip olunan ön bilgiler kullanılarak tamamen özgün bir eserin ortaya konulması hedeflenmektedir. Bu zorluğuna rağmen iyi yapılandırılmış yaratıcı yazma eserleri, toplumların birikimlerini gelecek nesillere aktarmada önemli bir rol oynar. Aynı zamanda, toplumların sosyolojik yapılarının gelişimini ve sürdürülebilirliğini destekleyerek kültürel mirasın kuşaklar arasında aktarılmasına aracı olur. Bu çalışmada hikâye haritası tekniğinin dördüncü sınıfa devam eden öğrencilerin yazma becerileri üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma nicel araştırma desenlerinden ön test son test kontrol gruplu model kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan bir ilkokulun 4. sınıf öğrencilerinden 20’si deney 19’u kontrol grubunda olmak üzere toplam 39 öğrenci oluşturmuştur. Deney grubundaki öğrencilere hikâye haritası verilip hikayeler yazdırılmış, kontrol grubundaki öğrencilere ise özel bir uygulama yapılmamış öğretmenin planlamasına uygun olarak Türkçe müfredat programı doğrultusunda derslerini işleyip rutin yazma etkinlikleri yaptırılmıştır. Uygulamalar 8 hafta sürmüştür. Veriler “Yaratıcı Yazma Ürünlerini Değerlendirme Ölçeği ile öğrencilerin yazmış oldukları hikâyelerin puanlanması ile elde edilmiştir. Araştırmanın sonucunda hikâye haritası tekniğinin kullanıldığı deney grubu öğrencilerinin yazma puanlarının kontrol grubu öğrencilerinin yazma puanlarından anlamlı derecede daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca deney grubundaki öğrencilerin yazma düzeylerinin orta seviyeden iyi düzeye yükseldiği saptanmıştır. Bu sonuç, hikâye haritası tekniğinin öğrencilerin yazma becerileri üzerinde etkili olduğu şeklinde değerlendirilmiş ve bu sonuç doğrultusunda öğrencilerin yazma becerilerinin gelişmesi için hikâye haritası tekniğinin okullarda daha fazla kullanılması önerilmiştir.Öğe Avrupa Birliği’nin Yumuşak Güce Yönelik Son Yaklaşımı: Dijital Diplomasi(Aksaray Üniversitesi, 2025) Özdilek, ElifDijital dönüşüm hem sürdürülebilir kalkınmanın bir hedefi hem de sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde ek hedeflere ulaşmada önemli bir katkıdır. Ancak dijital dönüşüm süreci sürdürülebilir kalkınma üzerinde hem yararlı hem de zararlı sonuçlar üreterek ikili bir etkiye sahiptir. Uluslararası ilişkilerdeki temel kavramlardan biri yumuşak güçtür. Küreselleşme çağında, dil, kültür ve yardım gibi çeşitli sosyal ve insani yönlerden toplumları etkilemek ve kontrol etmek için önemli bir politik araç olarak hizmet eder. Küreselleşmenin şekillenmesinde ve ilerlemesinde önemli bir rol oynayan dijitalleşme, diplomasiden ekonomiye kadar toplumsal yaşamın her alanına hızla nüfuz etmektedir. Bu bağlamda dijital diplomasi, yumuşak gücü dijital alana aktarmanın bir yolu olarak ortaya çıkmakta ve bu alandaki güç dinamiklerinin ve dengelerinin yeniden yapılandırılmasını gerektirmektedir. Avrupa Birliği, küresel değişim ve dönüşümlere hızla uyum sağlayarak dijitalleşme manzarasında kendini başarıyla konumlandırmıştır. Sonuç olarak dijital diplomasi, Avrupa Birliği’nin dijital geleceği için aktif olarak örgütlendiği ve stratejiler geliştirdiği bir alandır. Dijital Avrupa terimi yaygın olarak referans alınmakta ve dijital diplomasi, AB üye devletleri, komşu ülkeler ve uluslararası örgütler arasında politika geliştirmede etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışma, dijital diplomasinin küresel sahnede dijital üstünlük kurma çabasında yumuşak gücün bir bileşeni olarak hizmet ettiği iddiasını, bir vaka çalışması olarak Avrupa Birliği’ne odaklanarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Değerlendirme, içerik analizi ve mevcut literatür kullanılarak Avrupa Birliği’nden resmi belgelerin analizini içerir. Güç ve diplomasi yönlerini birleştirerek, bu araştırma, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanlarında dijitalleşmeyi çevreleyen devam eden söylemi Avrupa Birliği perspektifinden ilerletmeyi amaçlamaktadırÖğe Psikolojik Sahiplenme ve Örgütsel Değişime Dönük Tutum Arasındaki İlişkiyi Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma(Aksaray Üniversitesi, 2025) İçerli, Leyla; Akay, DilekGünümüzün rekabetçi iş dünyasında, örgütlerin sürdürülebilirliğini sağlamaları ve başarılı olabilmeleri, değişime uyum sağlama becerilerine bağlıdır. Örgütsel değişim, bir örgütün mevcut yapısında ve işleyişinde yapılan değişiklikleri ifade eder. Bu değişim sürecinin başarılı olabilmesi, çalışanların değişime yönelik tutumlarıyla doğrudan ilişkilidir. Değişime yönelik gösterilen tutum, bireylerin bu değişim sürecinde, nasıl bir yol izleyeceklerini belirleyen önemli bir unsurdur. Çalışanlar, örgütsel değişime yönelik olarak, değişime direnç gösterme veya değişime açık olma tutumu geliştirebilirler. Bu noktada, bireyin örgütüne duyduğu psikolojik bağlılık ve sahiplenme duygusu önemli bir rol oynar. Psikolojik sahiplenme, bireyin örgütü kendi benliğinin bir parçası olarak görmesiyle ortaya çıkar ve örgütün başarısına yönelik çaba göstermeyi beraberinde getirir. Dolayısıyla psikolojik sahiplenme çalışanların örgütsel değişime yönelik olumlu bir tutum ya da olumsuz bir tutum sergilemelerine yol açabilir. Bu görüşten yola çıkarak bu çalışmanın amacı, psikolojik sahiplenmenin çalışanların örgütsel değişime yönelik tutumları üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini Aksaray Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir tekstil firmasının 250 çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler soru sorma tekniği olan anket aracılığıyla toplanmıştır. Çalışmada “Psikolojik Sahiplenme” ve “Değişime İlişkin Tutumlar” ölçeğinden yararlanılmıştır. Yapılan analiz bulguları değerlendirildiğinde, psikolojik sahiplenmenin, örgütsel değişime dönük tutum üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Psikolojik sahiplenmenin boyutları açısından, bölgecilik, hesap verebilirlik, ait olma duygusu-öz kimliğin değişime ilişkin tutum üzerinde pozitif yönlü anlamlı etkisinin olduğu belirlenmiştir. Psikolojik sahiplenmenin öz yeterlilik boyutunun ise değişime dönük tutum üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır.Öğe Osmanlı Devleti’nin Son Dönemlerinden Erken Cumhuriyet Dönemine Kavramlarının Dönüşümü: Koruma, Şifa, Hasta-Hastalık(Aksaray Üniversitesi, 2025) Öztürk Karataş, Hülya; Emiroğlu, AtiyeBu çalışma, Osmanlı Devleti’nden Erken Cumhuriyet dönemine kadar uzanan süreçte sağlık kurumlarının dönüşümünü tarihsel bir perspektifle ele almaktadır. Osmanlı sağlık sisteminin temelleri, vakıf destekli darüşşifalar aracılığıyla atılmış olup, bu yapılar hem tedavi hem de tıp eğitimi merkezleri olarak hizmet vermiştir. Geleneksel tıp yöntemleriyle desteklenen bu sistem, modernleşme sürecinde hastaneler ve karantina uygulamaları ile yeniden şekillenmiştir. Özellikle 19. yüzyılda artan salgın hastalıklar nedeniyle Osmanlı Devleti, tahaffuzhaneler ve karantina merkezlerini oluşturarak salgın hastalıkların yayılımını kontrol altına almaya çalışmıştır. Ancak, bu uygulamalar toplumsal dirençle karşılanmış ve sağlık algısına dair farklı tartışmaları beraberinde getirmiştir. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise Refik Saydam’ın liderliğinde geliştirilen koruyucu sağlık politikaları, Osmanlı’dan devralınan sağlık sistemini modernleştirerek devlet kontrolü altında daha kurumsal bir yapıya dönüştürmüştür. Bu çalışma, Osmanlı sağlık politikalarının tarihsel gelişimini ve modern sağlık sistemine etkilerini incelemektedir. Osmanlı döneminde koruma ve şifaya dayalı olan sağlık anlayışının, modern tıbbın hastalık merkezli yapısına evrilişini analiz etmektedir. Bu bağlamda, sağlık psikolojisi ve sağlık terminolojisinin bireylerin algıları üzerindeki etkileri de tartışmaya açılmaktadır. Çalışmanın yöntemi nitel tarihsel analiz olup, dokuman inceleme yöntemiyle arşiv belgeleri temel alınarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri arasındaki sağlık politikalarının dönüşümü ele alınmıştır. Osmanlı’daki darüşşifalar ve modern hastanelerin toplum sağlığına etkileri, koruyucu sağlık hizmetlerinin evrimi ve bireylerin sağlık hizmetlerine duyduğu güven gibi konular bu kapsamda değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte sağlık sisteminin değişim dinamikleri, sağlık psikolojisinin modern tıp uygulamalarına entegrasyonu ve hasta merkezli sağlık politikalarının gelişimi bağlamında kritik bir perspektif sunmaktadır. Tarihsel birikimden çıkarılacak dersler, günümüz sağlık sistemlerinin daha insancıl ve hasta dostu bir yapıya kavuşturulması için önemli çıkarımlar sunmaktadır.Öğe Mali Müşavirlik Mesleğinin İmajı: Çorum Örneğinde Bir Araştırma(Aksaray Üniversitesi, 2025) Hoş, Sefa; Şeker, YasinGünümüzde kurumların faaliyetlerini devam ettirebilmesinde sundukları ürün veya hizmetlerin yanı sıra sahip oldukları kurumsal imaj da büyük bir öneme sahiptir. Sunulan ürün ve hizmet kurumsal imajın temel yapı taşlarından biri olup güçlü bir imaj oluşturmanın itici gücünü oluşturmaktadır. Benzer şekilde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) de sundukları hizmetlerin kalitesi ve mesleki etik standartlarına uygun davranışlarıyla mesleki imajlarını şekillendirmektedir. SMMM’lerin toplumsal algısı, yalnızca bireysel yeterlilikleriyle değil aynı zamanda mesleklerine duyulan güven ve saygıyı artıran imaj unsurlarıyla da yakından ilişkilidir. Bu nedenle, SMMM’lerin mesleki imajının değerlendirilmesi, mesleğin saygınlığı ve toplumdaki statüsünün geliştirilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, çalışmanın amacı Çorum ilinde faaliyet gösteren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin (SMMM) mesleki imaj algılarını tespit etmektir. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniği kullanılmış ve öğretmenlik mesleği imaj ölçeği, mali müşavirlik mesleğine uyarlanmıştır. Çalışmanın evrenini Çorum ilinde görev yapan toplam 203 SMMM oluşturmaktadır. Ulaşılabilirlik sebebiyle tam sayım yöntemi tercih edilmiş ve anket formu evrendeki tüm bireylere gönderilmiştir. Analizler, ankete geri dönüş sağlayan toplam 95 katılımcı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, ölçeğin güvenilirliği için yapılan cronbach alfa analizi sonucunda yüksek bir güvenilirlik değeri (α>0,70) elde edilmiştir. Yapısal geçerliliği test etmek amacıyla keşfedici faktör analizi uygulanmış ve ölçeğin tasarımıyla uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. Demografik özellikler doğrultusunda yapılan analizlerde, mali müşavirlerin sosyal, iletişim becerileri ve kişisel imaj boyutlarında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Özellikle yaş, medeni durum ve mesleki kıdem göre bu algılarda belirgin değişimler gözlemlenmiştir. Elde edilen bulgular, mesleki imajın iç paydaşlar arasında algılanma biçiminin, kişisel ve mesleki değişkenlerle yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışma, muhasebe mesleğinin toplumdaki statüsünü artırmaya yönelik stratejiler geliştirilmesi için önemli bir kaynak sağlamaktadır.