Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 217
  • Öğe
    Ters yüz sınıf modeline dayalı etkinlik temelli öğretimin türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin yazma becerilerine etkisi
    (Milli Eğitim Bakanlığı, 2025) Öncüyiğit, Kübra; Türkben, Tuncay
    Bu araştırmanın amacı ters yüz sınıf modeline dayalı etkinlik temelli yazma eğitiminin, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin yazma becerileri ve yazma öz yeterliklerine etkisini incelemektir. Araştırmada ön test son test kontrol gruplu yarı deneysel desenden yararlanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Necmettin Erbakan Üniversitesi KONDİL’de yabancı dil olarak Türkçe öğrenen 30 öğrenci oluşturmaktadır. Deney ve kontrol grupları yansız atama yolu ile belirlenmiştir. Çalışma B2 kurs süresi boyunca sürdürülmüş ve deney grubunda ters yüz sınıf modeli destekli etkinlik temelli yazma çalışmaları yapılırken kontrol grubunda mevcut ders müfredatına göre yazma eğitimi gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri “Yazılı Anlatım Dereceli Puanlama Anahtarı”, “Yazma Becerisi Öz Yeterlilik Ölçeği”, “Ön Test Son Test Yazma Becerisi Sınavı” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde SPSS 26 istatistik paket programından yararlanılmıştır. Ölçümlerin karşılaştırılmasında Bağımlı Örneklerde t Testinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular ters yüz sınıf modeli ve etkinlik temelli öğretim ile yapılan yazma eğitiminin yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin yazma becerilerini ve yazma öz yeterliklerini geliştirdiğini göstermektedir.
  • Öğe
    LGS’nin türkçe söz varlığı
    (Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2025) Karatay, Halil; Dilekçi, Atilla; Koçyiğit, Sezgin
    Sözcükler iletişim için bir dilin en temel anlam birimleridir. Dil eğitiminin temel amaçlarından biri öğrencilerin söz varlığını zenginleştirmektir. Öğrencilerin akademik başarılarına uygun bir liseye geçmeleri için yapılan Liselere Geçiş Sistemi’nde [LGS] söz varlığı öğrencilerin sınav başarısını etkilemektedir. Bu araştırmada LGS’deki Türkçe sorularının söz varlığı incelenmiştir. Son altı yılda yapılmış LGS Türkçe sorularının toplamı 9.714 sözcükten oluşmuştur. Bu sınavlarda 2725 farklı sözcük kullanılmıştır. Sınavların ortalama sözcük sayısı 1263 ila 1977 arasında değişmektedir. Altı yılda her sınavda çıkan sadece 76 sözcük vardır. Öğrenciler, her yıl farklı sözcüklerle karşılaşmaktadırlar. Sınavlarda her yıl çıkan ortak sözcüklerin az olması, öğrencilerin bu sınavlara hazırlanmalarını zorlaştıran bir etmendir. Son 6 yılda çıkan 2725 farklı sözcüğün %83’ü Türkçe derlemde ilk 20 bin sözcük arasındadır. Geriye kalan bu sözcüklerin %17’si ilköğretim 8. sınıf düzeyindeki her öğrenci bilmeyebilir. Bu durum paragraf sorularını anlamayı güçleştiren temel etkenlerden biridir.
  • Öğe
    T.C. İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük ders kitaplarında tarihsel kanıt türleri
    (Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 2025) Dere, İlke; Demirci Dölek, Emine; Gedik, Hatice
    Ders kitapları, tarih öğretiminde kullanılan temel materyallerden biri olup, kanıta dayalı öğretimin gerçekleştirilmesine aracılık etmektedir. Özellikle tarih ders kitapları bireylerin değer, inanç, karakter ve dünya görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabı, Türkiye’de kanıt temelli tarih öğretimi açısından önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır. Bu dersin kitapları, ortaokul kademesinde tarih dersinin nasıl ele alındığını değerlendirmek için önemli materyallerdir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitaplarını tarihsel kanıt kullanımı açısından değerlendirmektir. Çalışma, doküman incelemesi yöntemiyle yürütülmüş olup, araştırmanın veri kaynaklarını Millî Eğitim Bakanlığı ile Semih Ofset tarafından yayınlanan, 2024 yılında Türkiye’de ortaokullarda 8. Sınıf kademesinde okutulan T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitapları oluşturmaktadır. Ders kitaplarından elde edilen veriler, içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiş ve hangi tür kanıtların nasıl kullanıldığı tespit edilmiştir. Analiz sürecinde, kanıt türleri temel alınarak kodlamalar yapılmış, veriler bu kodlar altında sınıflandırılmış ve yorumlanmıştır. Araştırma sonuçları, incelenen ders kitaplarında benzer sayıda kanıta yer verildiğini göstermektedir. En yaygın kullanılan kanıt türünün görsel kanıtlar olduğu, görsel kanıtlar içerisinde ise en fazla fotoğrafların kullanıldığı, fotoğrafların dışında kalan görsel kanıtlara kitaplarda sınırlı bir şekilde yer verildiği tespit edilmiştir. Yazılı kanıtlar arasında en çok söylev türünün kullanıldığı, ancak diğer kanıt türleri arasında yer alan kültürel ve toplumsal hafızayı yansıtan adetler, gelenekler, seremoniler ve kutlamalara ders kitaplarında yeterince yer verilmediği görülmüştür. Ayrıca, ders kitaplarında sözlü ve arkeolojik kanıtlara rastlanmamıştır. Kitaplarda Türkiye’nin yakın tarihini içeren konular bulunmasına rağmen sözlü kanıtlara yer verilmemesi dikkat çekici bir eksiklik olarak kaydedilmiş, buna bağlı olarak ders kitaplarının sözlü kanıtlarla zenginleştirilmesi önerilmiştir.
  • Öğe
    Online history lessons conducted during the emergency remote teaching process in Turkey: a review of teachers' opinions
    (Informascope, 2022) Turan, Refik
    The study aims to examine the online history course design practices and approaches of history teachers in the emergency remote teaching process in Turkey during the COVID 19 global epidemic. In the study survey method is used based on qualitative data obtained via opinions of the teachers. The participants were composed of randomly selected 44 history teachers in state high schools in Aksaray. The data were collected via a semi structured interview form developed by the researcher. The obtained data were analyzed through nonparametric descriptive tests such as frequency and percentage as well as direct quotations of the teachers. The results have revealed that history teachers mostly conduct their online history lessons through ZOOM and EBA digital platforms, and they try to implement the teaching methods and techniques, tools and materials and activities that they use during face- to-face education in these lessons. The results of the research also reveal that history teachers use the textbooks prepared for face-to-face education as basic education materials in the emergency remote teaching process, give homework to the students as much as possible and follow up, and try to implement different assessment and evaluation activities. While the participating history teachers find the online history lessons generally useful, they see the low student interest and participation in the lessons as the most important problem. It is suggested that different dimensions of distance education should also be examined the in line with the opinions of teachers and students.
  • Öğe
    Öykü temelli öğrenme yaklaşımı odaklı yaratıcı yazma etkinlikleriyle öğrencilerin öyküleyici metin yazma becerilerinin geliştirilmesi
    (Yusuf UYAR, 2022) Türkben, Tuncay; Karaca, Hava
    Bu araştırmanın amacı, öykü temelli öğrenme yaklaşımı odaklı yaratıcı yazma etkinliklerinin öğrencilerin öyküleyici metin yazma becerisi üzerindeki etkisini belirlemektir. Araştırmada ön test-son test, kontrol gruplu yarı deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırma, 2021-2022 eğitim-öğretim yılı bahar dönemi Aksaray’da Millî Eğitim Bakanlığına bağlı iki farklı okulda öğrenim gören 6.sınıf öğrencileriyle gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda, öykü temelli öğrenme yaklaşımı odaklı yaratıcı yazma etkinlikleri ile öğretim gerçekleştirilirken kontrol grubunda ise mevcut öğretim programı doğrultusunda hazırlanılan ders kitabındaki yazma etkinlikleriyle öğretim gerçekleştirilmiştir. Öykü temelli öğrenme yaklaşımı odaklı yaratıcı yazma etkinlikleri 8 haftada gerçekleştirilmiştir. Araştırmada öğrencilere yazdırılan öyküleyici metinler “Öykü Yazma Becerisi Ölçeği” ile değerlendirilmiştir. Araştırma verilerinin analizinde SPSS 22 paket programından faydalanılmıştır. Araştırma sonunda, ölçeğin geneli üzerinden yapılan analizler neticesinde deney grubu öğrencilerinin son test puan ortalamalarının kontrol grubunun son test puan ortalamalarından anlamlı bir şekilde yüksek olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın genel bulgularından hareketle, öykü temelli öğrenme yaklaşımı odaklı yaratıcı yazma uygulamalarının öğrencilerin öyküleyici metin yazma becerilerini geliştirmede programda yer alan yazma tekniklerinden daha etkili olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Review on the attitudes of high school students towards historical places
    (Ahmet Şimşek, 2022) Gültekin, Fatma; Akça Berk, Neval; Berk, Fatih
    With the aim to identify the attitudes of high school students towards historical places, this study was carried out with 551 high school students in the 9th, 10th, and 11th grades of Science, Anatolian, and Social Sciences high schools in Yüreğir, Sarıçam, and Seyhan (the central districts of Adana) who volunteered to participate. In the study, the Attitude Scale toward Historical Places developed by Akça Berk and Gültekin (2019) was used to identify the attitudes of high school students toward historical places. The students’ levels of "valuing historical places”, “curiosity towards/special interest in historical places”, “indifference to historical places”, and “awareness of historical places" were reviewed by considering variables such as gender, class, school type, parents' educational status, and the person who accompanied them during their visit to the museum. In the analysis of the resulting data, the Mann–Whitney U test was used for paired comparisons to examine the differences between the groups regarding variables, and the Kruskal–Wallis test was used to compare more than two groups. The results show that there is no difference in attitudes between male and female students towards historical places. In terms of school type, the attitudes of Anatolian High School students toward historical places are more negative than those of the students of Science and Social Sciences High Schools. In terms of school grade, the most positive attitude is observed in the 11th-grade students, whereas the most negative attitude is observed in the 9th-grade students. The educational status of parents does not make a difference in the attitudes of students toward historical places. The results show that students not visiting the museum accompanied by a teacher, family, or school have a more positive attitude than those visiting the museum accompanied by their teacher, family, or school.
  • Öğe
    Güney Batı toroslarda saç motifli mezar taşları: Muğla, Denizli örneği
    (Özgür TÜRKER, 2022) Kayabaşı, Onur Alp
    Kültür insanların yaratıcılığının kaynağıdır. İnsanoğlu kendisinden önceki nesillerin tarihini ve geleneklerini miras olarak almıştır. Buna bağlı olarak da eski ile yeniyi sentezleyerek yeni yaratmalar ortaya koymuştur. Türk kültür coğrafyasının her bir noktasında oluşan bu yaratmalar farklılıklar gösterse de temelde aynı noktada buluşurlar. Böylece aynı kültür dairesindeki insanları da ortak bir zeminde bir araya getirir. Bu yaratmalar hayatın her alanında olabilmektedir. Ancak ölüm ve sonrası ile ilgili inançlarda bu durum daha açık bir şekilde kendisini göstermektedir. Yaşanılan hayattan öte dünya âlemine geçiş olarak düşünülebilecek ölüm olgusu ile beraber insan ölüyü ve onun ruhunu artık doğaüstü bir varlık olarak görmeye ve tanımlamaya başlar. Ölümün gerçekleşmesinden itibaren ortada kalan bir beden ve bu bedende yaşadığına inanılan, ölümsüz olan ruhun bedenden ayrılması süreci, karmaşık inanç sistemlerinin oluşmasına, dolayısıyla ruhu bedenden ve bu dünyadan ayırmak için farklı ritüellerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Türkler arasında ölümle ve ölenin ruhuyla ilgili; ölüm öncesinde, ölüm sırasında ve ölümden sonra yapılan bazı uygulama ve pratikler görülmektedir. İnsanlar arasında kültürel bilgi akışı farklı şekillerde olabilmektedir. Kültürel bilgi akışının unsurlarından bir tanesi de mezarlardır. Mezarlar sadece ölüleri gömmek için değil aynı zamanda kendini ifade etme aracı olarak kullanılmaktadır. Bu sayede insanlar kendi kimliğini ve kişiliğini çevreye ifade edebilmektedir. Bununla birlikte mezarlar, bu dünya ve öte dünya arasındaki ilişkiyi somutlaştırmakta da bir ifade biçimidir. Mezarlar ve mezar taşları da yapılışları ve üzerlerindeki çeşitli sembollerle vb. soyut bir şekilde var olan düşünceleri somut bir şekle dönüştürmektedirler. Bu sayede ölen kişinin varlığı tekrar ortaya koyulmakta, böylece onun hayatını tekrar yaratma metaforuyla, ruhun yeni duruma kolaylıkla alışabilmesine imkân sağlanmaktadır. Bu sayede bir bakıma yaşam ve ölüm arasındaki uyum da ifade edilmeye çalışılmaktadır. Eski çağlardan beri sembolik birer kod olan mezar taşları üzerine yapılan semboller, şekiller, tasvirler vb. ona kutsallık sağladığı gibi aynı zamanda bu kutsallık sayesinde dokunulmazlık da sağlamaktadır. Böylece bir kaybediş, bir yok oluş karşında ölüm acısı içerisinde olan insanoğlu ölüme değil ölümsüzlüğe yönelik yaptığı bu uygulamalarla, yaşamdan sonra var olan hayatın sonsuzluğuna değer katmaktadır. Mezar taşları Türkler için bir geçmiş olduğu gibi aynı zamanda o geçmişin ruhunu taşımaları bakımında da önemlidir. Türk kültüründe saç ile ilgili inanışlar ve uygulamalar en eski dönemlerden günümüze, Sibirya’dan Anadolu’ya kadar tüm Türk coğrafyalarında görülmektedir. Bu kadar geniş bir zaman ve coğrafyada, saçın kültürel sürekliliğini sağlaması onun Türk kültüründeki önemini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Bu makalede genel anlamda Türk coğrafyasında saç ile ilgili inanışlar ele alınmıştır. Özeldeyse Muğla ve Denizli illerinde bulunan bazı mezar taşlarında görülen saç motifleri ve bunların Türk kültürü içerisindeki yeri hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Türkçe öğretmenlerinin lisans eğitimlerine ilişkin görüşlerinin değerlendirilmesi
    (Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2022) Vargelen Akcin, Hatice; Keray Dinçel, Betül
    Bu çalışma, Türkçe öğretmenlerinin Türkçe Öğretmenliği Lisans Programına ilişkin görüşlerini değerlendirmeye yönelik durum araştırması niteliğindeki nitel bir araştırmadır. Bu doğrultuda öğretmenlerin lisans eğitiminin mesleki yaşamlarına katkılarına, aldıkları lisans eğitimine ilişkin sorunlara ve önerilere, lisans programında okuyan öğretmen adayları için tavsiyelerine yer verilmiştir. Amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemi (2016 ve sonrasında mezun olmuş olmak ile 1-5 yıl Türkçe Öğretmenliği yapmış olmak) seçilerek 61 öğretmene açık uçlu dört sorudan oluşan bir anket yapılmıştır. Araştırma kapsamında ortaya çıkan bütün temalar dersler – alan eğitimi, dersler – meslek bilgisi, uygulama, kişisel ve mesleki gelişim, öğretim elemanları, ilk okuma – yazma, eklenecek dersler, eğitim ortamları, sosyal faaliyet, arşiv oluşturma, çocuk edebiyatı, okuma, alan bilgisidir.
  • Öğe
    Dijital hikâyelerin yabancı dil olarak türkçe öğrenen lisans öğrencilerinin dinleme becerisine ve türkçe öğrenme motivasyonlarına etkisi
    (Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2022) Aydın, Erkan
    Bu araştırmada, dijital hikâyelerin Belarus’ta yabancı dil olarak Türkçe öğrenen lisans öğrencilerinin dinleme becerisine ve Türkçe öğrenme motivasyonlarına etkisinin olup olmadığı incelenmek istenmiştir. Karma yöntemle yapılan bu araştırmada açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Belarus Minsk Devlet Dil Bilim Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Fakültesinde yabancı dil olarak Türkçe öğrenen 15 deney; 15 kontrol olmak üzere A2 seviyesinde 30 öğrenci oluşturmaktadır. 8 hafta uygulama sürecinin olduğu bu araştırmanın verileri, Tozlu (2017) tarafından geliştirilen “Dinleme Başarı Testi” ve Sevim (2019) tarafından geliştirilen “Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenmeye Yönelik Motivasyon Ölçeği” ve araştırmacı tarafından hazırlanan “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile toplanmıştır. Araştırmanın nicel veri analizinde Mann Whitney U testi, t-Testi ve iki yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmış; nitel veri analizi ise içerik analizi ile yapılmıştır. Araştırmanın nicel sonuçlarında, dijital hikâyelerle eğitim gören deney grubu öğrencilerinin dinleme becerilerinde mevcut programla eğitim gören kontrol grubuna göre daha iyi başarı gösterdikleri tespit edilmiştir. Ayrıca uygulama sonunda deney grubu öğrencilerinin kontrol grubu öğrencilerine göre Türkçe öğrenme motivasyonlarının olumlu anlamda arttığı tespit edilmiştir. Araştırmanın nitel sonuçlarına göre ise öğrenciler; Türkçe derslerinde kullanılan dijital hikâyeler sayesinde dinleme etkinliklerini keyifli, faydalı ve öğretici bulduklarını, dinlemeyi sevdiklerini, Türk kültürünü öğrendiklerini, Türkçe bilgilerinin arttığını, daha fazla Türkçe kelime öğrendiklerini, Türkçe konuşmaları videodan dinlemenin telaffuzlarına olumlu etkisi olduğunu ifade etmiştir.
  • Öğe
    Türkçe öğretmenlerinin yazma eğitimi uygulamalarında karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileri
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2022) Aydın, Erkan
    Bu araştırmanın temel amacı Türkçe öğretmenlerinin yazma eğitimi uygulamalarında karşılaştıkları sorunları tespit etmek ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerini belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan 23 Türkçe öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma grubunu belirlemede amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilirlik örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri iki açık uçlu sorudan oluşan yapılandırılmış görüşme formu aracılığı ile toplanmıştır. Bu bağlamda, veriler yüz yüze görüşmeler ve Google Forms üzerinden toplanmıştır. Araştırmadan toplanan nitel veriler, içerik analizi yoluyla Nvivo 12 programı kullanılarak yapılmıştır. Türkçe öğretmenleriyle görüşmelerden elde edilen veriler, Word ortamına aktarılmış, daha sonra Nvivo 12 programına yüklenerek kodlayıcılar tarafından kodlamalar yapılmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda öğrencilerin kendilerini ifade etme, yazım ve noktalama, plan ve işleyiş, dil ve anlatım hataları gibi yazma süreçleriyle ilgili zorluk yaşadıkları ve bu doğrultuda öğrencilerde yazma isteksizliğinin oluştuğu ve öğrencilerin yazma motivasyonlarının düşük, yazma kaygılarının da yüksek olduğuna ilişkin çeşitli sonuçlara ulaşılmıştır. Bu doğrultuda öğretmenler; öğrencilerin okuma alışkanlığı edindirilmesi, yazma becerisinin bağımsız ders olması, kaynak kitap desteğinin ve ebeveyn bilincinin artırılması, yönlendirme çalışmalarının veya grup çalışmalarının yapılması, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerinin artırılması, okul olanaklarının iyileştirilmesi, yazma etkinlik sayısının artırılması, değerlendirme çalışmalarının ve farklı türde metin çalışmalarının yapılması gibi bir dizi çözüm önerisi sunmuştur.
  • Öğe
    Ortaokul öğrencilerinin yazma becerileri, yazmaya yönelik tutumları ve yazma motivasyonları arasındaki ilişki
    (Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2021) Türkben, Tuncay
    Bu araştırma, ortaokul 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin yazma tutumları, yazma motivasyonları ve yazma becerileri arasındaki ilişkiyi ve öğrencilerin yazmaya ilişkin tutum ve motivasyonlarının yazma başarısını ne oranda yordadığını belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma, ilişkisel tarama modeline göre yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini 2019-2020 eğitim öğretim yılında Aksaray ilinde öğrenim gören ortaokul öğrencilerinin tamamı, örneklemini ise basit seçkisiz örnekleme yöntemiyle seçilen 450 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin yazma becerilerini değerlendirmek için Sezer (2005) tarafından geliştirilen rubrik kullanılmıştır. Araştırmada, ortaokul öğrencilerinin yazma tutumlarını belirlemek amacıyla Can ve Topçuoğlu Ünal (2017) tarafından geliştirilen Yazma Tutum Ölçeği, yazma motivasyonlarını belirlemek için de Yaman vd. (2016) tarafından geliştirilen Yazma Motivasyonu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonunda, öğrencilerin yazılı anlatım becerilerinin orta düzeyde olduğu, kız ve erkek öğrencilerin yazma puanları arasında kız öğrencilerin lehine anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre baba eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin yazma puanları da istatistiksel olarak artmaktadır. Günlük tutma alışkanlığı ise öğrencilerin yazma becerilerini olumlu yönde etkilemektedir. Yazma becerileri, yazmaya yönelik tutum ve yazma motivasyonu puanları arasındaki korelasyon katsayıları incelendiğinde ise en yüksek ilişkinin yazmaya yönelik tutum puanları ile yazma motivasyonu puanları arasında, en düşük ilişkinin yazma becerileri puanları ile yazma motivasyonu puanları arasında olduğu görülmektedir. Ayrıca üç ölçek arasındaki korelasyon değerleri pozitif yönde anlamlı sonuçlar vermektedir.
  • Öğe
    Göçmenlerin ülkeye ve eğitime entegrasyonu: Almanya ve Kanada’nın politikalarının karşılaştırılması
    (Milli Eğitim Bakanlığı, 2021) Dere, İlker; Demirci, Emine
    Bu araştırma, Kanada ve Almanya'daki göçmen ve mültecilerin eğitime entegrasyon süreçlerini karşılaştırarak Türkiye için çıkarımlarda bulunmayı amaçlamaktadır. Kanada ve Almanya'nın entegrasyon politikalarını değerlendirmek için araştırmada karşılaştırmalı durum çalışması deseni kullanılmıştır. Bunun için doküman analizi yöntemi kullanılarak makaleler, uluslararası raporlar, kitaplar, Kanada ve Alman hükümetlerinin resmi internet siteleri ve özellikle BM Mülteci Ajansı (UNHCR) belgeleri incelenmiştir. Toplanan veriler, betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Analiz süreci için araştırma sorularından yola çıkarak bazı temalar oluşturulmuştur. Bu temalar; “Almanya ve Kanada'nın göçmenlik ve vatandaşlık politikaları”, “mültecilerin eğitime entegrasyon süreçleri” ve "göçmenlerin entegrasyon süreçlerinde karşılaştıkları sorunlar”dan oluşmaktadır. Araştırma sonuçları, her iki ülkenin de göçmenlere yönelik olumlu ve çok kültürlü politikalar izlediğini ve göç politikalarında bazı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Bir diğer sonuçta Almanya ve Kanada'nın vatandaşlığa alınma koşullarının benzer olduğu belirlenmiştir. Ayrıca her iki ülkede de eğitime entegrasyon politikalarının eyaletlere göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Bununla birlikte Kanada göçmenlere yönelik daha kapsayıcı bir eğitim politikası izlemektedir. Almanya'da ise bu süreç, mesleki eğitimle sınırlıdır. Son olarak göçmenlerin eğitime entegrasyon sürecinde karşılaştıkları en önemli sorunun dil öğrenmeyle ilgili olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuçlara dayalı olarak göçmenlerin Türkiye'deki eğitim süreçlerine entegrasyon politikalarına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl becerilerini kullanım yeterlikleri
    (Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2021) Tunagür, Muhammed; Aydın, Erkan
    Bu çalışmada Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl becerilerinin tespit edilmesi ve bu becerilerin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl becerileri kullanım yeterlikleri yaş, cinsiyet, hizmet yılı, öğrenim durumu gibi değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Adıyaman, Ağrı ve Van ilinde görev yapan ve çalışmaya gönüllü olarak katılan 135 kadın ile 172 erkekten oluşan toplam 307 Türkçe öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışmada öğretmenlerin 21. yüzyıl becerileri kullanım yeterliklerini belirlemek için Orhan-Göksün (2016) tarafından geliştirilen “21. yüzyıl Öğreten Becerileri Kullanım Ölçeği” veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, istatistik programlar kullanılarak betimsel analiz, t- testi, ANOVA yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl becerileri kullanım yeterlik seviyelerinin yüksek olduğu ve bu becerilerin kullanım yeterliklerinin yeterli düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bulgular Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl kullanım yeterliklerine ilişkin yönetsel, teknopedagojik, onamacı, esnek öğretme ve üretimsel becerilerinin yeterli olduğu anlamına gelmektedir. Ayrıca Türkçe öğretmenlerinin hizmet yılı ve yaş değişkenlerine göre anlamlı fark gösterdiği bulgusuna ulaşılırken cinsiyet ve öğrenim durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farkın olmadığı bulgusu elde edilmiştir. Elde edilen bu bulgular, Türkçe öğretmenlerinin 21. yüzyıl kullanım yeterliklerine ilişkin becerilerinin yeterli olduğunu göstermektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda birtakım öneriler getirilmiştir.
  • Öğe
    Examining for the situations that negatively affect middle school students experiences in turkish lessons through the opinions of students and teachers
    (Kastamonu Üniversitesi, 2021) Fidan, Mehmet
    Turkish teaching processes directly affect students' cognitive, affective and communication skills. In addition to these qualities, Turkish teaching processes also contribute to the academic and social development of students in other fields. In providing this situation, it is necessary to determine the situations that negatively affect learning in the lessons and to find solutions for these situations. In this study, it was aimed to determine the situations that negatively affect learning that students experience in Turkish lessons. Design/Methodology/Approach: During the research process, case study, one of the qualitative data analysis methods, was used. A total of 104 students and 10 Turkish lesson teachers participated in the study. The principle of volunteering was observed in the participation in the research process. In the study, standardized open-ended interview forms were used in the process of obtaining data. Content analysis was used to evaluate the data obtained through these forms. Findings: According to the results of the research, it was determined that the number of students who did not experience a situation that negatively affected learning in all of the question areas (listening, reading, speaking, writing, grammar) included in the interview forms was higher than the number of students who experienced them. It was observed that the most attention-grabbing area of the students, who reported that there was a situation that negatively affected learning during their Turkish teaching process, was listening education. Most of the Turkish teachers stated that there are various difficulties in the teaching processes in general in the language skills fields. It has been determined to be the area with the most learningteaching difficulties in reading education. Highlights: According to the data obtained in the study, the topics that students mostly mention in areas where they have learning difficulties are situations arising from the classroom environment in listening education; It has been observed that there are situations caused by the internal features of the text in reading education. In other areas, the results were found to be situations caused by the inability to fully express oneself in speech and writing education and situations caused by the content of subjects in grammar education.
  • Öğe
    Anlama-anlatma becerilerinin geliştirilmesi süreçlerinde kullanılan not alma yöntemleri üzerine yapılan çalışmalara yönelik değerlendirme
    (Eğitim-Bir-Sen, 2021) Fidan, Mehmet
    Eğitim süreçlerinde aktarılan veya araştırma sonucunda ulaşılan bilgilerin kavranmasında ve hatırlanmasında öğrencilerin kullandıkları not alma yöntemleri önemli konumda bulunur. Nitekim öğrencilerin eğitim süreçlerinde dersin, konunun vb. niteliklerine göre kullandıkları not alma yöntemleri etkili öğrenmeye de katkı sağlamaktadır. Not alma yöntemlerinin bu niteliğinden dolayı ilgili konu alanında birçok araştırmacının bu alana yöneldiği ve yöntemlerin etkililiği konusunda çeşitli verilere, tespitlere ulaştığı görülmektedir. Bu açıdan ilgili araştırmalara ait verilere bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşmak durum tespiti açısından gereklidir. Bu araştırmada öğrencilerin anlama ve anlatma becerilerinin geliştirilmesi süreçlerinde kullanılan not alma yöntemleri üzerine yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Çalışmalar bilim alanı, konu alanı ve tespitler yönünden analiz edilmiştir. Bu araştırmada nitel yöntemlerden yararlanılmıştır. Araştırma sürecinde not alma yöntemlerine yönelik lisansüstü tezler ve makaleler incelenmiştir. Verilerin elde edilmesinde ve analizinde doküman incelemesi, içerik analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre not alma yöntemlerine yönelik en çok çalışmanın genelde Türkçe eğitimi, yabancı dil eğitimi ve eğitim bilimleri alanlarında olduğu tespit edilmiştir. Not alma yöntemlerinin dinleme becerilerine etkisi ve not alma yöntemlerine yönelik özel stratejiler ise araştırmalarda ön plana çıkan konu alanlarıdır.
  • Öğe
    Beşinci sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama, okuma motivasyonu ve türkçe dersine yönelik tutumları arasındaki ilişki
    (Mehmet Kurudayıoğlu, 2021) Türkben, Tuncay; Gündeger, Ceylan
    Bu araştırmanın amacı okuduğunu anlama, okuma motivasyonu ve Türkçe dersine yönelik tutum arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma ilişkisel tarama yoluyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, 385 öğrenciden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında “Okuma Motivasyonu Ölçeği”, “Türkçe Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” ve “Okuduğunu Anlama Testi” kullanılmıştır. Verilerin toplanması aşamasında, ölçek sahibi araştırmacılardan, MEB’den ve Etik Kuruldan gerekli izinler alınmıştır. Yapılan analizler sonucunda beşinci sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama seviyelerinin orta düzeyde, okuma motivasyonu ve Türkçe dersine yönelik puanlarının ise yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların okuduğunu anlama, okuma motivasyonu ve Türkçe dersine yönelik tutum puanları cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermektedir. Bu farklılık kızların lehinedir. Elde edilen bir başka bulguya göre, içsel motivasyon ve Türkçe dersine yönelik tutumun okuduğunu anlamayı olumlu yönde etkilediği yönündedir. Bu durum içsel motivasyon ve tutumun öğrencilerin okuduğunu anlamak için ihtiyaçları olan bilişsel ve duyuşsal becerileri geliştirdiğini göstermektedir. Bununla birlikte dışsal motivasyonun okuduğunu anlama üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Akademik tartışma modelinin 8. sınıf öğrencilerinin konuşma kaygılarına ve sözlü anlatım öz yeterlik algılarına etkisi
    (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, 2021) Aydın, Erkan; Kayman, Faruk
    Bu araştırmada, akademik tartışma modelinin 8. sınıf öğrencilerinin konuşma kaygılarına ve sözlü anlatım öz yeterlik algılarına etkisini incelemek amaçlanmıştır. Araştırmada, karma araştırma yöntem desenlerinden biri olan açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Bu bağlamda araştırmanın nicel boyutunda, “ön-test ve son-test kontrol gruplu” yarı deneysel desene; nitel boyutunda ise olgubilim desenine başvurulmuştur. Araştırmanın çalışma grubunu 49 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden 24’ü deney grubunda, 25’i ise kontrol grubunda yer almaktadır. Araştırmanın nicel verileri, Gündüz (2020) tarafından geliştirilen “Konuşma Kaygısı Ölçeği” ve Demir (2020) tarafından geliştirilen “Sözlü Anlatım Öz Yeterlik Algısı Ölçeği” ile; nitel verileri ise araştırmacılar tarafından hazırlanan “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile toplanmıştır. Araştırmanın nicel veri analizinde, SPSS 20 analiz programı kullanılarak t-Testi ve iki yönlü ANOVA yapılmış; nitel veri analizinde ise NVivo 12 analiz programına başvurulmuştur. Araştırmanın sonuçlarına göre akademik tartışma modeliyle ders işlenen deney grubu öğrencilerinin, mevcut programla ders işlenen kontrol grubu öğrencilerine göre konuşma kaygılarının anlamlı derecede düştüğü, sözlü anlatım öz yeterlik algılarının ise anlamlı derecede arttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda öğrenciler, bu tartışma modeliyle işlenen derslerden sonra konuşma özgüvenlerinin arttığını, konuşma kaygılarının düştüğünü, daha güçlü iletişim kurabildiklerini, birbirlerine daha saygılı olduklarını, etkili konuşabildiklerini belirtmişlerdir.
  • Öğe
    Informal logic and fallacies in the field of history
    (Ahmet Şimşek, 2021) Gültekin, Fatma
    It is not possible to talk about a research field, a study discipline in which there is no logic, correct thinking, argumentation, deduction, and reasoning. Therefore, as a field of study, the discipline of history puts out its products within the framework of logic, correct thinking, and reasoning. In social sciences fields such as history, informal logic may be used better than classical or modern logic in disciplines where everyday language may be used.This study aims to show informal logic, the compatibility of informal logic with the nature of the history discipline, and how historical interpretations can be handled in terms of fallacies by considering the compatibility with nature. In the study, the informal logic in history discipline and the fallacies within the scope of informal logic are discussed, and the existing fallacies are refined by considering those that have similar content, were interrelated, were seen together, and then they were grouped under 13 fallacies.Thus, in the study, a classification of historical reasoning fallacies is presented based on historical reasoning: “ambiguity, ad hominem, exaggeration, reductionism, over-generalization, false analogy, criteria-based fallacies, inductive fallacy, faulty causality, emotionalization, irrelevance, faulty justification, stereotypical thinking”. With these 13 kinds of fallacies, various historical commentaries, and description examples, the aim is to offer explanatory information on this subject to historians and history educators. In subsequent studies, it is suggested to identify whether fallacies work in increasing the level of historical thinking when used by historians and history educators.
  • Öğe
    Yabancı dil olarak türkçe öğretim programı’nın 21. yüzyıl becerileri açısından incelenmesi
    (Bayburt Üniversitesi, 2021) Aydın, Erkan; Tunagür, Muhammed
    21. yüzyıl becerileri, günümüz insanını tüm yönleri ve boyutlarıyla gelişmesine olanak sunan bileşenler bütünüdür. Bu sebeple eğitim sahasının tüm paydaşlarının bu becerilere sahip olmaları önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Programı’nın (2020) temel dayanaklar ve yaklaşım, genel amaçlar, ölçme ve değerlendirme alanı, programın uygulanmasına ilişkin öneriler kısmı ile dil becerileri ve dil seviyeleri kazanımlarını 21. yüzyıl becerileri açısından incelemektir. Bu doğrultuda çalışmada doküman incelemesi kullanılmış ve elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre programın temel dayanakları ve yaklaşımında, genel amaçlarında, ölçme ve değerlendirme ile programın uygulanmasına ilişkin öneriler kısmında 21. yüzyıl becerilerine yer verildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dil becerileri ve dil seviyeleri kazanımlarının çoğunlukla 21. yüzyıl becerileriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Ancak kazanımlara genel olarak bakıldığında 21. yüzyıl becerilerinin dil becerilerinde ve dil seviyelerindeki dağılımlarının eşit bir şekilde yapılmadığı görülmüştür. A
  • Öğe
    Türkçe öğretmenlerinin mobil uygulamaları eğitsel amaçlı kullanımlarının incelenmesi: karma yöntem araştırması
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Aydın, Erkan; Tunagür, Muhammed
    Araştırmada Türkçe öğretmenlerinin mobil uygulamaları eğitsel amaçlı kullanımlarının çeşitli değişkenlere göre incelenmesi ve mobil öğrenmeye ilişkin görüşlerinin alınması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda karma araştırma yöntem desenlerinden olan açımlayıcı desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Adıyaman, Ağrı ve Van’da görev yapan 128 kadın ve 193 erkek olmak üzere gönüllü toplam 321 Türkçe öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada, veri toplama aracı olarak Çam ve Uysal (2017) tarafından öğretmen adayları üzerinde geliştirilen “Mobil Uygulamaların Eğitsel Amaçlı Kullanımı Ölçeği” ve öğretmenlerin mobil uygulamaların eğitsel kullanımına ilişkin görüşlerini almak amacıyla “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” kullanılmıştır. Çalışmanın veri analizinde betimsel analiz, t testi ANOVA ve içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre Türkçe öğretmenlerinin mobil uygulamaları eğitsel amaçlı kullanım seviyelerinin yüksek olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Cinsiyet değişkeni açısından kadın öğretmenlerin, yaş değişkeni açısından 21-27 yaş grubunun, hizmet yılı değişkeni açısından 1-7 yıl arasında hizmet yılı olan öğretmenlerin, teknoloji kullanım düzeyi değişkeni açısından teknoloji kullanımında iyi olan öğretmenlerin lehine anlamlı farkın oluştuğu bulgusuna ulaşılmıştır. Yalnızca internet kullanımının mobil öğrenme ile anlamlı fark oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca Türkçe öğretmenleri ile yapılan görüşmeler sonucunda Türkçe öğretmenleri; mobil öğrenmenin öğrenme sürecinde gerekli ve faydalı olduğunu, mobil öğrenmenin eğitim sürecine entegre edilerek yaygınlaştırılması gibi olumlu görüşler belirtmişlerdir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle birtakım öneriler sunulmuştur