Yazar "Kurt, Asiye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Postmodernizm ve feminizm: Seyla Benhabib fikirleri üzerinden bir inceleme(Aksaray Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Kurt, AsiyePostmodernizm kavramı birçok farklı şekilde tanımlanmaktadır. Bazıları, postmodernizmi modernizmin bir devamı olarak görürken, diğerleri onu moderniteden bir kopuş olarak değerlendirmektedir. Bu dönemde farklılık ve çoğulculuk ön plana çıkmaktadır. Postmodern dönemin popüler kavramlarından biri olarak feminizm ise, kadınlar ve erkekler arasında eşit haklar ve fırsatların sağlanmasını savunur. Bununla birlikte, kadın ve erkeklerin farklı özelliklere sahip olduğunu ve bu farklılıkların dikkate alınması gerektiğini de ifade eder. Postmodern feminizm ise her bir cinsiyetin kendine özgü farklılıklarını vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, tek bir kadın ya da erkek figürü anlayışına eleştiriler getirerek, evrensellik adı altında dayatılan cinsiyet kalıplarını reddetmektedir. Bu çalışmada, postmodernizm kavramı çerçevesinde feminist yaklaşımın gelişimi ele alınırken, bu iki olgunun tartışmalarına akademik dünyada yer veren Seyla Benhabib'in görüşleri üzerinden bir değerlendirme yapılmaktadır. Seyla Benhabib'in görüşlerinin inceleme konusu yapılma nedeni, bu konuda çalışan diğer düşünürlerden farklı olarak postmodern yaklaşımı; insanın, tarihin ve metafiziğin ölümü olarak gören bakış açısına karşın bu üç kavramı güçlü ve zayıf yönleri bakımından iki ayrı perspektiften ele almasıdır. Benhabib, postmodern feminizmi "huzursuz bir ittifak" olarak nitelendirirken, feministlerin bu güçlü postmodernist tezleri reddedip daha zayıf ve felç edici olmayan yorumları benimsemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Benhabib, feminizmin postmodernizmle olan ilişkisine dair olumlu bir tutum sergilememektedir. Bu bağlamda özne meselesi, büyük anlatılar ve rasyonellik gibi konular üzerine yoğunlaşarak, zayıf ve güçlü postmodernist iddialar ile feminist perspektifler arasında diyalog oluşturmaktadır. Ancak bu ilişki, yalnızca stratejik bir dayanışma sunmaktadır. Normatif iddiaların baskısına karşı kurumsal adalet ve politik mücadelelerin yanında, postmodernizmin kuşkucu ve yıkıcı duruşu, yeni bir enerji sağlarken, bu enerji aynı zamanda olumsuz bir etki de yaratabilmektedir.