Yazar "Kalkan, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aksaray İlinin Güneybatısındaki Toprakların Ağır Metal Kirliliğinin Değerlendirilmesi(Ertuğrul Ağırbaş, 2023) Kalkan, Murat; Terzi, Mustafa HaydarBu çalışma da Aksaray-Adana E-90 karayolunun çevresinde yerleşim yerleri, eğitim (üniversite), sanayi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürüldüğü bölgede yer alan toprakların jeokimyasal olarak ağır metal içeriklerinin belirlenmesi ve ulusal-uluslararası belirlenmiş standartlarla karşılaştırılarak ağır metal kirliliğinin boyutlarının araştırılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda 15 adet toprak örneği alınmış, bu örneklerin arsenik (As), kadmiyum (Cd), kobalt (Co), bakır (Cu), nikel (Ni) ve kurşun (Pb) içerikleri indüktif olarak eşleştirilmiş plazma-kütle spektrometresi (ICP-MS) cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Elde edilen analiz sonuçlarına göre As içerikleri 2 ile 212,8 mg/kg, Cd içerikleri 0,1 ile 0,4 mg/kg, Co içerikleri 1,4 ile 19,1 mg/kg, Cu içerikleri 5,1 ile 39,6 mg/kg, Ni içerikleri 12,4 ile 110,7 mg/kg ve Pb içerikleri 7,6 ile 53,2 mg/kg arasında bulunmuştur. Analiz sonuçları çalışma alanındaki bazı toprak örneklerinin Avusturya, Belçika, Hollanda, İsviçre, Türkiye ve Dünya Sağlık Örgütüne ait toprakta belirlenen sınır değerlere göre As, Ni ve Pb açısından, üst kıtasal kabuk, dünya toprak ve şeyl gibi jeolojik ortalama değerlere göre ise As, Cd, Co, Cu, Ni ve Pb açısından zenginleştiğini göstermiştir. Bu karşılaştırmaların yanında jeo-birikim indeksi (Igeo) hesaplamalarına göre ise çalışma alanındaki topraklarda As, Cd, Ni ve Pb kirliliği olduğu belirlenmiştir. Igeo hesaplamalarında Co ve Cu açısından ise belirli alanlarda artış eğilimi olmasına rağmen önemli bir derecede kirlenme gözlenmemiştir.Öğe An investigation of the void trsucture of lightweight concrete containing waste undersize pumice additive using nondestructive methods(Pleiades journals, 2021) Kalkan, Murat; Erenson, CanAggregate type and grain size are crucial factors that present significant characteristics on the strength. Within this context, the determination of the void ratio has an important place. This study aimed to examine the void structures of lightweight concrete specimens containing waste undersize pumice additive. The void ratio of the specimens was calculated by the porosity and void ratio determination (PVRD). The nondestructive ultrasonic pulse velocity test (NUPVT) was performed on the specimens, and the wave transmission characteristics were investigated. The void characteristics of the pores in the specimens were analyzed by digital image processing (DIP). After the identification of the texture, the void ratios were determined by the DIP with an accuracy of 93 to 97%. After the nondestructive and experimental studies, the compressive strength values of the specimens were determined by the uniaxial pressure tests and the void ratio-strength correlations were evaluated. As a result, it was determined that nondestructive methods yield similar results with PVRD to determine the void characteristics of specimens containing waste undersize pumice. In the study, the effects of wave characteristics passing through the specimen on the void structure and strength were revealed.Öğe Atık elek altı pomza malzemesinin killi zemin ortamlarında mühendislik karakteristikleri bakımından değerlendirilmesi(Maden Mühendisleri Odası, 2020) Kalkan, Murat; Erenson, CanGelişen ülkeler veya şehirlerde artan nüfus ve yapılaşma ile birlikte inşaat sektörünün temel yapı taşı durumunda olan agregaya ihtiyaç artmaktadır. Yapıların ihtiyacını karşılamak amacı ile yerleşim yerlerine yakın taş ocakları açılmakta ve ocaklardan elde edilen malzemeler her ne kadar inşaat sektöründe büyük oranda kullanılabilse de; arta kalan ince taneli malzeme atık olarak beklemektedir. Bu çalışmada, Aksaray ili çevresinde yer alan pomza taş ocağından atık olarak elde edilen ürünlerin, Avanos (Nevşehir) yöresi killeri ile çeşitli oranlarda karıştırılarak zemin özelliklerine olan etkisi araştırılmıştır. Kil numunesinin, ince taneli atık pomza malzemesi ile belirli oranlarda karışımından yapılan koni batma likit limit deneyi ve modifiye proktor deneyi sonucunda kil numunesi içerisindeki atık pomza miktarı arttıkça likit limit değeri ve maksimum kuru birim hacim ağırlığı azalmakta, optimum su içeriği artmaktadır.Öğe Civanadağ Bölgesi (Güğü-Balıkesir) piroklastik kayaçlarının jeolojik, petrografik ve jeokimyasal özellikleri, KB-Türkiye(Aksaray Üniversitesi, 2018) Kalkan, Murat; Özpınar, YahyaÇalışma alanı Balıkesir-Dursunbey ile Kütahya-Simav ilçeleri arasında yer almaktadır. Civanadağ tüfleri üzerinde yapılan arazi ve petrografik çalışmalara göre, birimin alt (pomza yığışım fasiyesi) ve üst (ince taneli laminalı fasiyes) fasiyes olmak üzere iki farklı fasiyesten oluştuğu belirlenmiştir. Alt fasiyes, metamorfik çakıl içerikli pomzaca zengin tüfler ile başlamakta olup, üst seviyelerde pomza ve litik bileşen boyutu azalmaktadır. İnce taneli ve yer yer laminalanma gösteren üst fasiyes ise, pembe renkli, litik-vitrik tüf, vitrik tüfler ve beyazımsı gri renkli litik-vitrik tüfler ile başlamaktadır. Beyaz renkli kristal-vitrik tüf ve vitrik-kristal tüf ile devam etmektedir. En üst seviyesi ise, yeşil renkli bol biyotitli kristal-vitrik tüfler ile temsil edilmektedir. Tüfler, aglomeralar ile son bulmaktadır. Civanadağ tüflerinin petrografik incelemelerinde saptanan pirojen mineraller; kuvars +sanidin +plajioklas +biyotit ±amfiboldür. Riyolit, dasit bileşimli kalkalkalen karakterli özelliğe sahip Civanadağ tüflerinin ana oksit, iz ve nadir toprak element içerikleri tüfün gelişiminde fraksiyonel kristallenmenin önemli bir rol oynadığını, bu kristallenmenin başlıca K-feldispat ve plajiyoklas tarafından kontrol edildiğini göstermektedir. Ayrıca örümcek diyagramındaki yüksek K ve Rb içeriği, kabuk kirlenmesi ve magma karışımının varlığına işaret etmektedir.Öğe Direct flame test performance of boards containing waste undersized pumice materials(Elsevier B.V., 2024) Kalkan, Murat; Erenson, CanThis study investigates the thermal performance of boards containing waste undersize pumice material directly exposed to flame in terms of thermal conductivity coefficient (TCC) and thermal efficiency ratio (TER). In the study, the direct flame was applied for 60 s on the front face of the 400×400×25 mm boards whose weight and density values, void ratio, porosity, and water absorption rates by weight and volume were determined. Because moisture content and porosity are significant factors in defining temperature-related properties of construction materials. The thermal characteristics of the boards were interpreted in this regard in connection to their moisture content and void ratios. At the end of the tests, the temperature difference between the front and back surfaces of the boards containing 10%, 30%, and 50% by weight of pumice stone powder and pumice sand was measured using a laser pyrometer. Compared to the reference sample without pumice, the TCC values decreased to 1.653, 1.649, and 1.540 W/mK, respectively, as a result of the use of pumice products in building materials. Moreover, TER values for the same samples increased to 82.6 %, 83.5 %, and 85.3 %, respectively.Öğe Evaluation of soil pollution by heavy metal using index calculations and multivariate statistical analysis(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2024) Terzi, Mustafa Haydar; Kalkan, MuratThis study aims to assess the extent of heavy metals (HMs) pollution in soil and identify its potential sources using single and integrated pollution index calculations, and multivariate statistical analysis. The HM concentrations of soil samples were analyzed using ICP-MS. The concentrations (mg/kg) of arsenic (As) ranged from 2.8 to 208.1, cadmium (Cd) from 0.1 to 0.3, cobalt (Co) from 1.9 to 20.5, copper (Cu) from 3.7 to 17.7, nickel (Ni) from 14.7 to 110.6, and lead (Pb) from 6.7 to 37.3. High levels of As contents and physicochemical parameters were found in the northeastern parts of the study area, while levels of other HMs were high in the remaining parts. The HM contents of some soil samples exceeded the average values of basalt and limestone in the study area, as well as the upper, bulk, and lower continental crusts, shale, and soil (worldwide). Multiple index methods were used to assess the pollution risk, and it was determined that some soil samples were moderately to considerably contaminated with varying levels of As, Cd, Co, Ni, and Pb. Multivariate statistical analyses provided that the source of HMs contamination in the soil was a result of geogenic and/or anthropogenic activities. Geogenic sources were associated with weathering rock units, while anthropogenic sources were linked to industrial activities, traffic emissions, and agricultural applications.Öğe Examining the swelling potential of cohesive soils with high plasticity according to their index properties using GIS(Walter de Gruyter GmbH, 2024) Kalkan, MuratAs the value ranges presented in the literature with tables and graphs that feature soil index properties related to the soil swelling potential are intertwined, their interpretation may pose certain challenges. In this study, the spatial distribution maps of soil swelling potential were created using soil index data obtained from this research, and those values of ranges from the swelling potential of the study area were assessed by combining all maps, resulting in a single comprehensive map and new limit ranges in the high plasticity cohesive soils. Soils in the study area were evaluated according to the newly determined limit value ranges. The findings show that the high plasticity cohesive soils in the region should have swelling potential in all parameters of the new limit value ranges to show swelling potential. The limit values for high plasticity cohesive soils to demonstrate a high swelling potential are: % natural water content <18, % passing through #200 sieve >90, liquid limit >65, plasticity index >21, swelling pressure >240 kPa, and % swelling percentage >6.Öğe Ortaköy-Çiftevi (Aksaray) yöresi metamorfik birimlerin ve intrüziflerin jeolojisi ve jeokimyasal incelenmesi(Aksaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Kalkan, Murat; Yıldız, MustafaMetamorfik kayalar Prekambriyen yaşlı Dedetepe Metasedimanter Birliği ve Paleozoyik yaşlı Navruztepe Metasedimanter Birliğiden oluşmaktadır. Dedetepe Metasedimanter Birliği metapelit, kalksilikat şist/gnayslar ve metakarbonat kaya türlerinden oluşmaktadır. Metamorfizma yeşilşist, amfibolit, üst amfibolit ve granülit fasiyeslerinde ilerleyen karakterde gelişmiştir. Termobarometre çalışmalarına göre bölgesel metamorfizma 1.5-3.5 kb basınç, 519-832 oC sıcaklık şartlarında düşük basınç/yüksek sıcaklık tipinde gelişmiştir. Navruztepe Metasedimanter Birliği, Üst Kretase'de metamorfize olmuş Alpin evre deformasyonlardan etkilenmiştir. Metapelit, kalksilikat şist/gnays ve mermer kaya türlerinden oluşmaktadır. Bölgesel metamorfizma yeşilşist fasiyesinden üst amfibolit fasiyesine kadar ilerleyen karakterde gelişmiştir. Üst Kretase'de ofiyolitlerin OAKK üzerine tektonik olarak yerleşmesiyle kabuk kalınlaşmasına bağlı olarak Paleozoyik yaşlı çökellerin metamorfizması gerçekleşmiştir. Kabuk kalınlaşması sonucu ekay düzlemleri boyunca metapelitlerin ergimesiyle, 83-81 My yaşlı kalkalkali, peralüminalı, kabuk katkısı baskın magmalar oluşmuştur. Bu magmalara eşlik eden üst kıtasal kabuğun ergime ürünü, felsik, peralüminalı magmalar oluşmuştur. Namlıkışla Andaluzit Graniti magmatik kökenli andaluzit, sillimanit ve spessartin türü granat mineralleri içermektedir. Petrolojik olarak suya doygun peralümin granit solidus alanı ile alüminasilikat stabilite alanları birbiriyle örtüştüğünde birincil magmatik andaluzit ve sillimanit mineralleri oluşabilmektedir. Dalma sırasında metasomatize manto kamasından kaynaklanan ve kıta kabuğunun ergimesiyle oluşan büyük hacımlardaki silisik magmalar alt kabuğa yerleşmiştir. Manto katkısı baskın magmaların üst kabuğa yoğun ısı transferi, üst kabuğun genleşmesine ve kısmi erimesine neden olmuştur. İnce taneli, felsik, peralüminalı bu magmatitler, daha yaşlı bütün magmatik ve metamorfik kayaları keserek yerleşmiştir.Öğe Travertenlerin donma-çözülme döngüsü sonrasındaki tek eksenli basınç dayanımı kaybının fiziko-mekanik parametreler kullanılarak tahmin edilmesi(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Mutlu, Mert; Kalkan, MuratDoğal taşların inşaat sektöründe bir yapı malzemesi olarak kullanımı günden güne bir artış trendi içerisindedir. Travertenin yapısı gereği dayanıklı olması, aşınmaya karşı dirençli olması, ucuz olması, kolay işlenebilmesi ve hafif olması nedeniyle diğer doğal taşlara göre iç ve dış kaplamalarda kullanılabilirliği daha fazladır. Özellikle zorlu atmosferik koşullara sahip soğuk bölgelerde bu taşların dayanıklılığın belirlenebilmesi için donma-çözülme testinin yapılması gerekmektedir. Yapılan bu test sonucu eğer bir doğal taşın tek eksenli basınç dayanımı değeri kaybı %20’den fazla ise bu malzemenin yapı sektöründe kullanılması tavsiye edilmemektedir. Yapılan bu çalışmada Denizli travertenleri için literatürdeki çeşitli fiziko-mekanik parametreler kullanılarak kurulan çoklu regresyon modeliyle bu değer kaybı oranının donma-çözme deneyi yapmadan tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Çoklu regresyon analizi tekniği olarak geriye doğru eleme tekniği tercih edilmiştir. Model denkleminin güvenilirlik değeri (R^2) 0,98 olarak hesaplanmış olup, oldukça yüksektir. Çalışma kapsamında geliştirilen bu model, araştırmacılara Denizli bölgesi travertenlerinin donma-çözülme testi yapmadan tek eksenli basınç dayanımındaki kaybın önceden kolayca, minimum maliyetle kestirebilmesi açısından çok yararlı olacaktır.