Yazar "Gezgin, Cemil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 30 Ekim 2020 Mw:6.9 Sisam Depremi Sonrası İzmir ve Çevresinde Postsismik Deformasyonların İzlenmesi(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2025) Solak, Halil ibrahim; Tiryakioğlu, İbrahim; Yalvaç, Sefa; Yiğit, Cemal Özer; Aktuğ, Bahadır; Özener, Haluk; Dönmez, Ergin; Demirelli, Ertuğrul; Eyübagil, Eda Esma; Bengünaz Çakanşimşek, Ece; Gezgin, Cemil; Şahiner, FurkanSolak, H., Tiryakioğlu, İ., Yalvaç, S., Yiğit, C.Ö., Aktuğ, B., Özener, H., Dönmez, E., Demirelli, E., Eyübagil, E.E., Çakanşimşek, E.B., Gezgin, C., Şahiner, F., 2024. 30 Ekim 2020 Mw:6.9 Sisam Depremi Sonrası İzmir ve Çevresinde Postsismik Deformasyonların İzlenmesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 24 (6): 1442-1455. https://doi.org/10.35414/akufemubid.1465489 Yukarıda künye bilgileri verilen makale için yazar tarafından düzeltme talebinde bulunulmuştur. Makalenin kaynakça bölümünde yer alan “Çırmık, A., Pamukçu, O. and Gönenç, T., 2017. The Stress/Strain Analysis of Kinematic Structure at Gülbahce Fault and Uzunkuyu Intrusive (İzmir, Turkey). Pure and Applied Geophysics, 174, 1425- 1440. https://doi.org/10.1007/s00024-017-1474-5” kaynağının sehven hatalı olarak yazıldığı makale yayınından sonra tespit edilmiştir. Yazarın yazılı talebine istinaden ilgili kaynak aşağıda belirtilen şekliyle düzeltilmiştir. Okuyucuların ve kullanıcıların bilgisine sunarız.Öğe 6 Şubat 2023 Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep (Mw:7.7) ve Ekinözü Kahramanmaraş (Mw:7.6) Depremlerinin GNSS Gözlemlerine Bağlı Öncül Sonuçları(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2023) Eyübagil, Eda Esma; Şafak Yaşar, Şeyma; Çakanşimşek, Ece Bengünaz; Duman, Hüseyin; Solak, Halil İbrahim; Özkan, Ali; Gezgin, Cemil; Yavaşoğlu, Hasan Hakan; Tiryakioğlu, İbrahim; Poyraz, FatihBu çalışmada 6 Şubat 2023 tarihinde sırasıyla yerel saat ile 04:17 ve 13:24’te artarda meydana gelen Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep (Mw:7.7) ve Ekinözü Kahramanmaraş (Mw:7.6) depremlerinin öncül jeodezik sonuçları verilmiştir. Öncül jeodezik sonuçları elde etmek için deprem odak merkezleri etrafındaki ve etkili olduğu alandaki TUSAGA-Aktif istasyonlarına ait GNSS alıcılarından 30 sn (0,033 Hz) ve 1 sn’lik (1 Hz) GNSS gözlemleri kullanılmıştır. Deprem kaynaklı kosismik yer değiştirmeleri belirlemek için bağıl statik çözümler GAMIT/GLOBK yazılım takımında 30 sn’lik RINEX verileri kullanılarak yapılmıştır. Statik çözümlerde değerlendirmeye alınan istasyonlarda Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep depreminde doğu bileşende atımın 1.1-23.4 cm, kuzey bileşende 1.1-30.9 cm aralığında değiştiği görülmüştür. Ekinözü Kahramanmaraş depreminde ise atım miktarı doğu bileşende 1.2-440.4 cm, kuzey bileşende 1.4-69.6 cm aralığında değişmiştir. Kinematik çözümler ise PPP yöntemiyle CSRS-PPP ve PRIDE PPP-AR yazılımları ile 1 sn’lik RINEX verileri kullanılarak elde edilmiştir. Her iki yazılımda seçilen istasyonlardaki deprem anı yer değiştirmeler (deplasman) ve ardışık epok farkları (hız) hesaplanmıştır. Seçilen tüm istasyonlarda hızlar Sofalaca-Şehitkamil Gaziantep depreminde doğu bileşen için 3-12.5 cm/sn, kuzey bileşen için 3.8 - 37.7 cm/sn aralığında; Ekinözü Kahramanmaraş depreminde ise doğu bileşende 3.7-20.5 cm/sn, kuzey bileşende 4.1-20.1 cm/sn tespit edilmiştir. Öncül sonuçların elde edilmesinden sonra bölgenin daha yakından takibi ve yeni noktalarda atımların tespiti için yeni bir GNSS ağı kurulmuştur. Kurulan yeni ağda TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı çağrısı kapsamında arazi çalışmalarına başlanmıştır.Öğe 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında Ecemiş Fayı’nda meydana gelen kabuksal deformasyonların GNSS yöntemiyle belirlenmesi(Giresun Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü, 2024) Tiryakioğlu, İbrahim; Koçbulut, Fikret; Gezgin, Cemil; Solak, Halil İbrahim; Eyübagil, Eda Esma; Çakanaşimşek, Ece Bengünaz; Aladoğan, Kayhan; Dönmez, Ergin; Poyraz, FatihBu çalışmada, Ecemiş Fayı ve çevresindeki kabuksal deformasyonun belirlenmesi amacıyla kurulan 28 noktalı GNSS ağında 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası meydana gelen kosismik deformasyon incelenmiştir. TÜBİTAK 121Y409 numaralı proje kapsamında kurulan GNSS ağı, bölgede yer alan TUTGA noktaları ve TUSAGA-Aktif istasyonları ile genişletilerek 64 noktalı bir GNSS ağı oluşturulmuştur. Proje ağında kampanya tipi 25 noktada, 2022 Temmuz ayında bir kampanya GNSS ölçümü yapılmıştır. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinden sonra ise 2023 Temmuz ayında bir kampanya daha ölçüm yapılmıştır. Ayrıca ağda yer alan TUTGA noktalarının ve TUSAGA-Aktif istasyonlarının deprem öncesi (presismik) dönemde en az 3 farklı yıla ait GNSS verileri temin edilmiştir. Tüm GNSS verileri GAMIT/GLOBK yazılımı ile değerlendirilmiştir. Ağda yer alan TUTGA ve TUSAGA noktalarının deprem öncesi verileri ile bu noktalara ait Avrasya sabit (ITRF14) hızları elde edilmiştir. Ayrıca TUSAGA Aktif istasyonlarının deprem sonrası (postsismik) 10 aylık verilerinin değerlendirilmesiyle deprem sonrası hızlar elde edilmiştir. Deprem öncesi ve sonrası hızlar kullanılarak kampanya tipi noktaların hızları enterpolasyon yöntemi ile hesaplanmıştır. Kampanya tipi noktalarda depremin neden olduğu atım miktarları, enterpolasyon ile elde edilen hızlar kullanılarak deprem öncesi ve sonrası koordinatların deprem anı epoğuna kaydırılmasıyla hesaplanmıştır. Kampanya tipi noktalarda atım miktarlarının doğu bileşende 10 mm ile 410 mm ve kuzey bileşende ise 18 mm ile 316 mm arasında değiştiği belirlenmiştir.Öğe A GIS-based multi-criteria decision-making method for the selection of potential municipal solid waste disposal sites in Mersin, Turkey(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2022) Bilgilioğlu, Süleyman Sefa; Gezgin, Cemil; Orhan, Osman; Karakuş, PınarDue to rapid urbanization and the resulting rapid population increases, an important problem for cities today is the elimination of solid waste or finding suitable places for waste storage. Municipal solid waste disposal (MSWD) site selection is one of the most important steps in urban waste management. Many criteria political, economic, social, and technological should be considered in this process. Geographic information systems (GIS) and multi-criteria decision-making (MCDM) are tools that are superior to traditional methods in the planning phase of site selection studies. In this study, suitable MSWD sites were determined in Mersin (a Turkish province) based on GIS and the analytic hierarchy process, an MCDM method. Unsuitable areas in the study were removed at the beginning of the analysis. Eleven evaluation criteria were selected: elevation, slope, permeability, distance from lineaments, groundwater level, distance from rivers and water surfaces, distance from roads, distance from settlements, distance from protected areas, and land cover. Considering the evaluation and exclusion criteria, 19.12% of the study area was deemed suitable, and 80.88% was determined unsuitable for an MSWD site. An MSWD suitability map was created as a result of the study. The outcomes indicate that 80,377 ha and 83,022 ha of the study area were classified as high and very high suitability, respectively. Based on these results, we evaluate whether the locations of existing solid waste landfills are appropriate and propose alternative solid waste landfills for each district.Öğe Characterization of the co-seismic pattern and slip distribution of the February 06, 2023, Kahramanmaraş (Turkey) earthquakes (Mw 7.7 and Mw 7.6) with a dense GNSS network(Elsevier B.V., 2023) Özkan, Ali; Solak, Halil İbrahim; Tiryakioğlu; Şentürk, Murat Doruk; Aktuğ, Bahadır; Gezgin, Cemil; Poyraz, Fatih; Duman, Hüseyin; Masson, Frédéric; Uslular, Göksu; Yiğit, Cemal Özer; Yavaşoğlu, Hasan HakanTwo consecutive earthquakes with the magnitudes of Mw 7.7 and 7.6 (February 06, 2023) occurred on the East Anatolian Fault Zone (EAFZ) segments and unfortunately resulted in significant devastation to human life and cities in Turkey and Syria. In this study, we aimed to analyse the co-seismic displacements and fault slip distributions of these seismic events. Our unique high-spatial-resolution Global Navigation Satellite System (GNSS) network (comprising 73 permanent GNSS stations and 40 campaign observation sites), providing the recent geodetic dataset for the region, allows better constraint of the co-seismic surface displacements and slip distributions of both earthquakes. The three largest total displacements were identified as 466 cm, 362 cm, and 360 cm. The Fault interactions along the EAFZ were obvious during the consecutive earthquakes. The ruptures mainly occurred in the left-lateral components of the fault segments, with the maximum slips of 7.25 m and 9.43 m for the first event along the EAFZ and the second event on the Çardak Fault, respectively.Öğe Determination of recent tectonic deformations along the Tuz Gölü Fault Zone in Central Anatolia (Turkey) with GNSS observations(TUBITAK, 2022) Gezgin, Cemil; Ekercin, Semih; Tiryakioğlu, İbrahim; Aktuğ, Bahadır; Erdoğan, Hediye; Gürbüz, Esra; Orhan, Osman; Bilgilioğlu, Süleyman Sefa; Torun, Ahmet Tarık; Gündüz, Halil İbrahim; Oktar, Osman; Türkmen, Cezmi; Kaya, EfdalThe Tuz Gölü Fault Zone (TGFZ) is one of the most important active tectonic structures of Central Anatolia. The morphotectonic features of the TGFZ and the distribution of the epicenters of earthquakes over magnitude 5.0 show that this fault zone remains active today. In this study, the deformation of the TGFZ is determined with high sensitivity using geodetic measurements. To obtain accurate information about the deformation of the TGFZ, 24 GNSS sites and two continuously operating reference stations were constructed in the southern part of the TGFZ. Between 2018 and 2020, Global Navigation Satellite Systems (GNSS) measurements were made on this network. The data of the Turkish National Fundamental GPS Network (TNFGN) and the continuously operating reference stations-Turkey (CORS-TR) sites around the study area were also included in the study, and GNSS measurements were evaluated with the GAMIT/GLOBK software, and velocity fields of the region were determined. In addition, block modeling of the study area was calculated using the GeodSuit software. For the first time, slip rates provided by the geodetic network are established directly on the TGFZ segments, filling a significant deficiency in the literature, contributing to understanding the tectonics of the country and the region, and providing an important dataset for evaluating the degree of seismic activity of the fault zone. The slip rates obtained within the scope of this study are approximately 1.8 mm/yr strike-slip and 2 mm/yr dip-slip for the Acıpınar and Helvadere segments on that Aksaray city is built on. These results indicate that the active deformation in the TGFZ is greater than previously expressed compared to the slip rates calculated in previous studies.Öğe Explainable Sinkhole Susceptibility Mapping Using Machine-Learning-Based SHAP: Quantifying and Comparing the Effects of Contributing Factors in Konya, Türkiye(Multidisciplinary Digital Publishing Institute (MDPI), 2025) Bilgilioğlu, Süleyman Sefa; Gezgin, Cemil; İban, Muzaffer Can; Bilgilioğlu, Hacer; Gündüz, Halil İbrahim; Arslan, Şükrüinkholes, naturally occurring formations in karst regions, represent a significant environmental hazard, threatening infrastructure, agricultural lands, and human safety. In recent years, machine learning (ML) techniques have been extensively employed for sinkhole susceptibility mapping (SSM). However, the lack of explainability inherent in these methods remains a critical issue for decision-makers. In this study, sinkhole susceptibility in the Konya Closed Basin was mapped using an interpretable machine learning model based on SHapley Additive exPlanations (SHAP). The Random Forest (RF), eXtreme Gradient Boosting (XGBoost), and Light Gradient Boosting Machine (LightGBM) algorithms were employed, and the interpretability of the model results was enhanced through SHAP analysis. Among the compared models, the RF model demonstrated the highest performance, achieving an accuracy of 95.5% and an AUC score of 98.8%, and was consequently selected for the development of the final susceptibility map. SHAP analyses revealed that factors such as proximity to fault lines, mean annual precipitation, and bicarbonate concentration difference are the most significant variables influencing sinkhole formation. Additionally, specific threshold values were quantified, and the critical effects of these contributing factors were analyzed in detail. This study underscores the importance of employing eXplainable Artificial Intelligence (XAI) techniques in natural hazard modeling, using SSM as an example, thereby providing decision-makers with a more reliable and comparable risk assessment.Öğe Gnss gözlem sürelerinin baz çözümlerine etkisinin araştırılması(Aksaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) Gezgin, Cemil; Acar, MustafaGNSS/GNSS ağlarında baz bileşenlerinin ve noktaların konum doğruluğu, çevresel ve aletsel hata bileşenlerinin en uygun şekilde modellendiği varsayımıyla bazın uzunluğuna ve ölçme zamanına, başka bir deyişle bazı sınırlandıran noktalardaki eş zamanlı gözlem süresine bağlıdır. Gözlem süresi için yapılan bir seçim, jeodezik ağların duyarlılığı açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmada, yerel bir ağda GNSS gözlem sürelerinin baz çözüm sonuçlarına etkisinin ticari ve bilimsel yazılım kullanılarak araştırılması amacıyla Aksaray mücavir alan sınırları içinde kalan çalışma bölgesinde Aksaray Üniversitesi Kampüsü içerisinde pilye olarak tesis edilmiş olan 8 nokta,1 Türkiye Ulusal Sabit GPS Ağı-Aktif noktası ve 3 adet Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı (TUTGA) noktaları kullanılarak eş zamanlı olarak 3 ayrı günde Statik ölçü yöntemi ile 360 dakika ölçü yapılmıştır. Farklı günlerde gerçekleştirilen 6 saatlik GNSS gözlemleri 20, 40, 60, 120, 240, 360 dakikalık ölçü gruplarına ayrılmıştır. Ölçülerin değerlendirilmesinde ticari bir yazılım olan Leica Geo Office'in (LGO) son sürümü olan 8.3 versiyonu ile ücretsiz bir bilimsel yazılım olan GAMIT/GLOBK kullanılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda, gözlem süresinin ağdaki baz çözümlerine etkisi elde edilmiş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.Öğe Gnss ve insar teknikleri ile Tuz Gölü fay zonu'nun (Tgfz) kinematik analizi(Aksaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Gezgin, Cemil; Ekercin, Semih; Tiryakioğlu, İbrahimTGFZ, Orta Anadolu Bölgesinin en önemli aktif tektonik unsurlarının başında gelmektedir. TGFZ üzerinde yakın zamanda yapılan çalışmalar, zonun Aksaray'a yakın segmentlerinin büyüklüğü 6.8'e varabilecek depremler üretme potansiyeline sahip olduklarını göstermektedir. Bu durum, Aksaray il merkezi başta olmak üzere, büyük ölçüde alüvyon zemin üzerine kurulmuş ilin tamamına yakınında yıkıcı hasarların ve can kayıplarının ortaya çıkabileceğine işaret etmektedir. Bu çalışmada TGFZ'nin güney kesimine ait deformasyonun jeodezik ölçmelerle yüksek duyarlıklı olarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, TGFZ'nin güney kesimine 24 adet nirengi ve 2 Sürekli Gözlem Yapan GNSS istasyonu tesis edilmiştir. Kurulan ağ üzerinde 2018-2020 yılları arasında GNSS ölçüleri yapılmıştır. Çalışma bölgesi çevresinde bulunan Türkiye Ulusal Temel GPS Ağı (TUTGA) ve Türkiye Ulusal Sabit GPS İstasyonları AğıAktif (TUSAGA-Aktif) noktalarına ait ölçüler de çalışmaya dahil edilerek GNSS ölçüleri GAMIT/GLOBK yazılım takımı ile değerlendirilmiş ve bölgenin güncel hız alanı elde edilmiştir. Ayrıca GeodSuit yazılımı kullanılarak çalışma bölgesinin gerinim alanları hesaplanmış ve blok model çalışmaları yürütülmüştür. Buna ek olarak bölgeye ait 2014-2020 yılları arasında 35 adet Sentinel-1 SAR görüntüleri GMT5SAR yazılımında SBAS tekniğine göre değerlendirilerek çalışma alanına ait uydu bakış doğrultusundaki yer değiştirmeler elde edilmiştir. İlk defa bu çalışma ile doğrudan Tuz Gölü Fay Zonu segmentleri üzerinde kurulmuş jeodezik ağdan sağlanan kayma hızları literatürdeki önemli bir eksikliği doldurarak ülke ve bölge tektoniğine katkıda bulunmakta ve fay zonunun sismik aktivitesinin derecesinin anlaşılmasında önemli bir veri seti sağlamaktadır. Bu çalışma kapsamında yaklaşık olarak yatayda 3.2 mm/yıl ve düşeyde 1.5 mm/yıl olarak elde edilen kayma hızları, şimdiye kadar gerçekleştirilen farklı jeolojik çalışmalardan edilinilen kayma değerleri ile karşılaştırıldığında, zondaki aktif deformasyonun aslında ifade edilenden daha yüksek olduğuna işaret etmektedir.Öğe Investigating the effects of groundwater level changes on GNSS observations in the Konya Closed Basin(Universidad Nacional de Colombia, 2022) Erdoğan, Hediye; Oktar, Osman; Gezgin, Cemil; Poyraz, F.; Arslan, N.; Yılmaztürk, F.The Konya Closed Basin (KCB), inhabited by approximately 4 million people, has a semi-arid climate and has been an important agricultural and economic production area with its fertile alluvial soils. In recent years, groundwater use as a primary source in the intense need for irrigation due to climate change, drought, and wrong agricultural policies triggered land subsidence in the basin by causing the aquifer system compaction. In this study, the effects of groundwater level changes obtained from groundwater monitoring stations on the positions of continuously operating GNSS stations located in KCB were investigated by time series analysis. As a result of trend component analyses of time series processed based on the ITRF08 fixed frame, it was determined that the horizontal positions of stations in this region were moving in the northeast direction (18.74 mm/year). For the up coordinates, while stations ANRK, KLUU, and NIGD had movements 0.56 mm/year in the up direction, the other stations moved in the down direction. The vertical movement of the KNY1 station based on 560-day data was in the down (-) direction, with an annual movement of 70.96 mm, and this was the maximum movement or velocity compared to the other stations in this region. The trend analysis of 19 wells revealed linear groundwater level changes in the down direction with a mean value of-39.22 cm/year. The decrease in the water level of the wells in the Konya Closed Basin was statistically significant for the majority of the wells and at meter level in some wells.Öğe Nevşehir ili uygun katı atık depolama sahalarının coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ve bulanık analitik hiyerarşi süreci (BAHS) yöntemlerinin entegrasyonu ile belirlenmesi(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2022) Bilgilioğlu, Süleyman Sefa; Gezgin, CemilDüzenli depolama, katı atıkların bertarafı için kullanılan en yaygın yöntemdir. Katı atık yönetimi bölgenin ekonomisi, ekolojisi ve çevre sağlığı üzerindeki muazzam etkisi nedeniyle şehir planlamasının önemli bir parçasıdır. Şehirlerde yaşama isteği ve şehirleşmenin artması ve ile birlikte daha fazla atık üretilmekte ve ne yazık ki atık sorunu her geçen gün daha da büyümektedir. Bu kapsamda yeni kurulacak depolama sahalarının optimal bir konuma inşa edilmesi katı atık yönetiminin en önemli konularından biridir. Bir depolama sahasının yerinin uygunluğu, genellikle sosyal, çevresel ve teknik kriterlerin eşzamanlı etkileri nedeniyle karmaşık bir süreçtir ve çeşitli kriterler ile düzenlemelere bağlıdır. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tabanlı Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) uygun yer seçimi gibi mekansal problemlerin çözümünde karar vericiler için önemli bir yöntemdir. Bu çalışmada Nevşehir ilinde katı atık depolama sahası için uygun yer seçimi yapmak amacı ile CBS ve ÇKKV yöntemlerinden Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci (BAHS) kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda literatür çalışmaları ve uzman görüşleri dikkate alınarak dışlama ve değerleme kriterleri belirlenmiştir. Kriter önem dereceleri BAHS ile hesaplanarak katı atık depolama sahası için uygunluk haritası oluşturulmuş ve dokuz adet saha depolama için uygun bulunmuştur.Öğe Post-Fire Burned Area Detection Using Machine Learning and Burn Severity Classification with Spectral Indices in İzmir: A SHAP-Driven XAI Approach(Multidisciplinary Digital Publishing Institute (MDPI), 2025) Gündüz, Halil İbrahim; Torun, Ahmet Tarık; Gezgin, CemilThis study was conducted to precisely map burned areas in fire-prone forest regions of İzmir and analyze the spatial distribution of wildfires. Using Sentinel-2 satellite imagery, burn severity was first classified using the dNBR and dNDVI indices. Subsequently, machine learning (ML) algorithms—RF, XGBoost, LightGBM, and AdaBoost—were employed to classify burned and unburned areas. To enhance model performance, hyperparameter optimization was applied, and the results were evaluated using multiple accuracy metrics. This study found that the RF model achieved the highest performance, with an overall accuracy of 98.0% and a Kappa coefficient of 0.960. In comparison, classification based solely on spectral indices resulted in overall accuracies of 86.6% (dNBR) and 81.7% (dNDVI). A key contribution of this study is the integration of Explainable Artificial Intelligence (XAI) through SHapley Additive exPlanations (SHAP) analysis, which was used to interpret the influence of key spectral and environmental variables in burned area classification. SHAP analysis made the model decision processes transparent and identified dNBR, dNDVI, and SWIR/NIR bands as the most influential variables. Furthermore, spatial analyses confirmed that variations in spectral reflectance across fire-affected regions are critical for accurate burned area delineation, particularly in heterogeneous landscapes. This study provides a scientific framework for post-fire ecosystem restoration, fire management, and disaster strategies, offering decision-makers data-driven and effective intervention strategies.Öğe Preliminary Results on Deformations of the Central North Anatolian Fault Zone(Hitit Üniversitesi, 2024) Aladoğan, Kayhan; Alkan, Mehmet Nurullah; Tiryakioğlu, İbrahim; Yavaşoğlu, Hasan Hakan; Gezgin, Cemil; Özkan, Ali; Eyübagil, Eda Esma; Şahiner, Furkan; Çakanşimşek, Ece Bengünaz; Köse, Zaferto date globally (SEGERS 2007). Here we report new records of bdelloid rotifers from aÖğe Seismic Hazard Evaluation and Strain Dynamics in the Simav Fault Zone: A Comprehensive Analysis of Earthquake Recurrence and Energy Release Patterns(Multidisciplinary Digital Publishing Institute (MDPI), 2025) Solak, Halil İbrahim; Gezgin, CemilThis study aims to determine the earthquake hazard of the Simav Fault Zone (SFZ), one of the key tectonic features of Western Anatolia—a region that serves as a natural laboratory for geoscientists due to its complex tectonic structure and swarm-type seismic activity generated by multiple active graben systems. For this purpose, the a (6.33) and b (0.92) seismic parameters based on the Gutenberg–Richter magnitude–frequency relationship were first calculated using M ≥ 3 earthquakes that occurred between 1900 and 2024 along the SFZ. Moreover, the recurrence periods of events with magnitudes between M = 5 and M = 7.1 were determined (ranging 32 and 982 years), and the seismic hazard levels in the region were identified. The spatial density of the earthquakes and the regional distribution of the energy they released were analyzed, and the variations in seismic activity along the fault and energy flow in the region were investigated. For the evaluation of past earthquakes with the current strain field of the region, using geodetic velocity data, the strain rates of each segment of SFZ were calculated (reaching 90 ns/year) and findings related to stress accumulation processes were obtained. The findings, along with previous events, indicate that the region is susceptible to seismic hazards and that even moderate earthquakes pose a significant threat to both infrastructure and the population. This study, which seeks to enhance the understanding of seismic hazards and regional strain accumulation in the SFZ, is expected to serve as a valuable tool in seismic hazard assessments and local disaster management strategies, and to provide a critical reference for decision-makers in effective earthquake risk management.Öğe The influence of groundwater levels on land subsidence in Karaman (Turkey) using the PS-InSAR technique(Elsevier Ltd, 2022) Gezgin, CemilPopulation growth and increased agricultural activities in Karaman and its surrounding region, located in the southwest of the Konya Closed Basin, have led to increasing water demand in recent years. Karaman's drinking and irrigation water needs are also almost entirely met from groundwater. Accordingly, excessive groundwater extraction deepens the water level inside the aquifers, resulting in land subsidence. In this study, the spatio-temporal evolution of surface deformation in and around the city of Karaman was investigated using Sentinel-1/A SAR data, Global Navigation Satellite System (GNSS), and groundwater levels over a period from 2016 to 2021. Sentinel-1 images obtained from ascending satellite orbits were evaluated using the persistent scatter interferometry (PS-InSAR) approach. Mean velocity maps and line-of-sight displacement time series were obtained and compared with GNSS data and groundwater levels. In all three datasets, a significant level of subsidence was obtained in the study region. The land subsidence values were found to be 25 mm/yr in the city center of Karaman and reached values of 50 mm/yr toward the northern part of the province. According to the results, there is a strong correlation between subsidence rates and groundwater levels over the analyzed period, indicating that subsidence in the area is most likely driven by excessive groundwater withdrawal.Öğe Tuz Gölü fay zonu (TGFZ) güney kesimine ait tektonik hareketlerin GNSS gözlemleri ile izlenmesi(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2020) Gezgin, Cemil; Tiryakioğlu, İbrahim; Ekercin, Semih; Gürbüz, EsraGünümüzde aktif fayların yakın alanlarına kurulan deformasyon ağlarının GNSS tekniği ile izlenmesi sonucunda depreme ait zamanı belirlemek mümkün olmasa da faylar üzerinde biriken gerilmeler yardımıyla muhtemel deprem konumları tahmin edilebilmektedir. Orta Anadolu Neotektonik Bölgesini, Konya-Eskişehir ve Kayseri-Sivas Neotektonik Bölgeleri olmak üzere iki alt neotektonik bölgeye ayıran bir geçiş zonu olan yaklaşık 220 km uzunluğundaki Tuz Gölü Fay Zonu (TGFZ)’nun kırılması durumunda büyüklüğü (M) yaklaşık 6-7 olan bir depreme sebep olabileceği bilinmektedir. Fay zonunun bu potansiyeli dikkate alınarak, bulunduğu alanda meydana gelen deformasyonların hesaplanması amacıyla Tuz Gölü Fay Zonu’nun Güney Kesiminde doğu-batı yönlü profil şeklinde 24 adet nirengi tesisi kurulmuştur. Oluşturulan ağda 2018-2019 yıllarında 3 periyot GNSS ölçüsü yapılmış ve elde edilen sonuçlar GAMIT/GLOBK yazılım takımı ile değerlendirilerek bölgenin güncel hız haritası elde edilmiştir. Yapılan çalışmada, Tuz Gölü Fay Zonu Güney kesiminde Avrasya referans sistemi sabit olmak üzere yıllık 10 ile 35 mm arasında batı ve kuzey batı yönünde bir hareket belirlenmiştir. Noktalara ait standart sapma değerleri 2-6 mm arasında değişmektedir. İlerleyen yıllarda yapılan yeni kampanya ölçüleri ile birlikte standart sapma değerlerinin azalacağı düşünülmektedir.
