Yazar "Durgun, Mehmet Barış" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Geyve (Sakarya) civarında ağır metal zenginleşmeleri: Toprak ve dere sedimanı jeokimyası çalışmaları(Aksaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2024) Durgun, Mehmet Barış; Demirela, Gökhan; Terzi, Mustafa HaydarBu çalışmanın amacı, toprak ve dere sedimanlarındaki ağır metal zenginleşme/ kirlilik seviyelerini, olası zenginleşme kaynaklarını ve kökenlerini hem jeojenik hem de antropojenik perspektiflerden değerlendirmektir. Bu amaçla, Celaller sahasından 719 adet ve Kamışlı sahasından 1317 adet toprak örneği, drenaj sistemlerinden 133 adet dere sedimanı ve çalışma alanında yüzeyleyen kayaç mostralarından 30 adet kayaç örneğinin ağır metal içerikleri tespit edilmiştir. Ayrıca sondaj çalışmaları sırasında Celaller sahasındaki S-1, S-2 ve S-3 sondajlarından alınan 651 adet ve Kamışlı sahasındaki D-1, D-2 ve D-3 sondajlarından alınan 745 adet karot örneğinin litolojik ve jeokimyasal özellikleri belirlenerek karşılaştırmalara dahil edilmiştir. Toprak ve dere sedimanı örneklerindeki ağır metal içeriklerinin kirlilik riski seviyelerini değerlendirmek amacıyla kirlenme derecesi ve kirlilik yük indeksi değerleri hesaplanmış ve mekânsal dağılım haritaları oluşturulmuştur. Celaller sahası topraklarında orta ile yüksek derece arasında, Kamışlı sahası topraklarında orta derecede kirlilik varlığı belirlenmiştir. Dere sedimanı için yapılan hesaplamalarda ise orta derecede kirlilik gösteren örneklerin varlığı ortaya konulmuştur. Celaller toprak örneklerinde arsenik ve kurşun ile kobalt ve nikel arasında kuvvetli pozitif korelasyon, Kamışlı toprak örneklerinde kobalt ve nikel arasında kuvvetli pozitif ile bakır ve çinko arasında pozitif korelasyon tespit edilmiştir. Dere sedimanı örneklerinde ise ağır metaller arasındaki korelasyonlar çok belirgin değildir. Hiyerarşik küme analizi Celaller'de istatistiksel olarak anlamlı olan Co-Ni, Cu-Zn-V ile As-Pb ana kümelerini, Kamışlı'da Cu-Ni-V ile Cu-Zn-Pb-As ana kümelerini ve dere sedimanı örneklerinde ise Co-Ni ile Cu-Pb-V-As-Zn ana kümelerinin varlığını ortaya koymuştur. Bu çalışmalar ışığında belirli alanlardaki toprak örneklerinde arsenik, bakır, kurşun, vanadyum ve çinko zenginleşmelerinin antropojenik kaynaklardan ziyade jeojenik kaynaklar ile ilişkisi ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca kobalt ve nikel zenginleşmelerinin daha çok serpantinitler ile kökensel ilişkisi olduğu ortaya konulmuştur.Öğe Sakarya Geyve bölgesi dere sedimanlarının ağır metal içerikleri: olası zenginleşme ve kirlenme kaynakları(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2025) Terzi, Mustafa Haydar; Durgun, Mehmet Barış; Demirela, Gökhançalışmanın amacı, Türkiye’nin yaş meyve ve sebze üretiminde önemli bir yere sahip olan Geyve (Sakarya) bölgesindeki yerleşim, tarım ve orman alanlarındaki dere sedimanlarının ağır metal içeriklerini analiz etmektir. Böylece bölgede zenginleşme ya da kirlenme anomalisine sahip alanlar tespit edilerek, bu zenginleşmelerin veya kirlenmelerin olası jeojenik ve antropojenik kökenli süreçlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmaktadır. Bu kapsamda drenaj sistemlerinden 133 adet dere sedimanı örneği alınmış ve As, Co, Cu, Ni, Pb, V ve Zn içerikleri ICP-OES cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Jeobirikim indeksi hesaplamalarına göre dere sedimanı örneklerinde As ve V açısından kirlilik gözlenmezken, Co, Cu, Pb ve Zn açısından kirlenmemiş-orta seviyede, Ni açısından kirlenmemiş-orta seviyeden orta-yüksek seviyeye değişen derecelerde kirlenmelerin varlığı ortaya konulmuştur. Kirlenme derecesi ve modifiye edilmiş kirlenme derecesi indekslerine göre ise bazı örneklerde orta derecede kirlenme belirlenmiştir. Yapılan değerlendirmeler çalışma alanındaki Co ve Ni zenginleşmelerinin serpantinit, Pb zenginleşmelerinin granit ve cevherli zonlardan ayrışma ile türediğini ve dolayısıyla jeojenik kökenli olduğunu göstermiştir. Ni açısından bazı örneklerde ek olarak tarımsal faaliyetler sonucunda da ortaya çıkan antropojenik girdilerin varlığı belirlenmiştir. Çalışma alanındaki Cu ve Zn zenginleşmelerinin ise büyük çoğunlukla tarımsal faaliyetler ile ilişkili olarak antropojenik kökenli olarak geliştiği anlaşılmıştır.