Yazar "Arslan, Serdar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Küçük Resim
    Öğe
    Hepatoselüler karsinom ve diğer karaciğer tümörlerinin ayrımında difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemenin etkinliği
    (Dicle Üniversitesi, 2019) Erdoğan, Hasan; Arslan, Serdar; Durmaz, Mehmet Sedat
    Difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (MRG), dokulardaki su moleküllerinin difüzyonuna bağlı hareketlerinin ölçümü prensibine dayanan bir MRG yönetimidir. Hepatoselüler karsinom (HSK), karaciğerin en sık görülen primer malign tümörü olup, erken evrede diğer lezyonlardan ayırt edilebilmesi küratif tedavi açısından çok önemlidir. Biz bu çalışmada, HSK'yı, metastaz, kolanjiokarsinom ve fokal nodüler hiperplazi (FNH) gibi diğer sık görülen karaciğer fokal lezyonlarından ayırt etmede difüzyon MRG'nin etkinliğini araştırmayı amaçladık.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Omuz ultrasonografi incelemesi manyetik rezonans görüntüleme’nin yerini alabilir mi
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Erdoğan, Hasan; Durmaz, Mehmet Sedat; Karahan, Ali Yavuz; Arslan, Serdar; Tolu, İsmet
    Omuz patolojilerinin incelenmesinde manyetik rezonans görüntüleme (MRG) altın standart tetkiktir, ancak statik bir yöntemdir, maliyeti yüksektir ve inceleme zamanı uzundur. Ultrasonografi (US) ise hızlı sonuç veren, kolay uygulanan, ucuz ve yaygın bir görüntüleme yöntemidir, fakat MRG’ye göre daha subjektiftir ve tecrübeye oldukça bağımlıdır. Biz bu çalışmada omuz eklemi patolojilerinin tanısında, artan tecrübe ile birlikte US’nin tanısal doğruluğunu MRG ile karşılaştırmayı amaçladık.Yöntemler: Yeterli düzeyde omuz US tecrübesi olmayan bir radyolog, omuz US ile ilgili mevcut literatürü okudu. Daha sonra 2 hafta boyunca, MRG bulguları bilinen 100 hastaya eğitim amaçlı olarak US incelemesi yapıldı. Sonraki 5 hafta boyunca ise, her hafta 50 hasta olmak üzere, çalışmaya dahil edilen toplam 250 hastaya önce US, sonra MRG tetkiki yapılarak, artan US tecrübesi ile birlikte, US ve MRG bulguları arasındaki uyumun artıp artmadığı araştırıldı.Bulgular: Hastaların 160'ı (%64) kadın, 90'ı (%36) erkekti. Hastaların yaş ortalaması 54±11,7 olarak saptandı. Her hafta incelenen hastalar ayrı bir grup olacak şekilde, toplam 5 grup şeklinde değerlendirme yapıldı. İlerleyen haftalara göre artan US tecrübesi ile birlikte elde edilen sensitivite, spesifite, pozitif prediktif değer ve negatif prediktif değerler hesaplandı.Sonuç: Omuz eklemi patolojilerinde yeterince tecrübe kazanıldığında US’de tanısal doğruluk belirgin düzeyde artmaktadır. Parsiyel yırtıklarda US’nin başarısı MRG’nin gerisindedir. Eklem aralığında efüzyonu göstermede US, MRG’ye göre geride kalırken, subakromial-subdeltoid efüzyonu göstermede sensitivite ve spesifite MRG’ye yakındır. US’nintotal yırtıkları, biceps tenosinovitini ve akromioklaviküler eklem dejenerasyonunu saptama oranları MRG ile benzer düzeydedir. Kalsifik tendinitleri, biceps subluksasyonu-dislokasyonunu ve impingementi göstermede ise US’nin MRG’den daha başarılı olduğu görülmüştür.
  • Küçük Resim
    Öğe
    Two-dimensional shear wave elastography in the assessment of salivary gland involvement in primary sjogren's syndrome
    (Wiley, 2020) Arslan, Serdar; Durmaz, Mehmet Sedat; Erdoğan, Hasan; Ergülü Esmen, Serpil; Turgut, Bekir; İyisoy, Mehmet Sinan
    Objectives The aim of this study was to investigate the diagnostic performance of two-dimensional (2D) shear wave elastography (SWE) in the assessment of salivary gland involvement in primary Sjogren's syndrome (pSS). Methods Fifty-three patients with pSS and 30 healthy volunteers were included. The echogenicity of all submandibular and parotid glands was evaluated with B-mode ultrasound, and their elasticity was assessed with 2D SWE. The mean and standard deviation of the shear wave speed and elasticity modes on 2D SWE were calculated. Results The mean shear wave speed and elasticity mode values for the submandibular and parotid glands were significantly higher in the patients with pSS (P < .05). The mean elasticity of the shear wave speed mode was best able to differentiate the parotid glands of patients with pSS from those of healthy volunteers at a cutoff value of 2.48 m/s, whereas the mean elasticity of the elasticity mode was best able to differentiate the submandibular glands of patients with pSS from those of healthy volunteers at a cutoff value of 21 kPa. Conclusions Two-dimensional SWE is an effective technique for assessment of the parenchyma of the salivary glands in patients with pSS and predicts interstitial fibrosis and the severity of histologic damage.