İslamiyet öncesinden 18. yüzyıla genetik miras: Kartaga Mergen ve Hüsn ü Aşk
Abstract
Toplumsal ve manevi değerlerimizin en eski kaynakları mitlerdir. Geçmişten günümüze kadar birçok kültürel değerin bir kökeni ve kaynağı vardır. Bilindiği üzere mit ve mitoloji evrendeki yaşamın kökeniyle ilgilenir. Mitler kutsal bir öyküyü anlatır. Tarihin çok eski dönemlerinde yaşanmış olayları anlatır. Dünyada meydana gelen gerçeklerin nasıl olduğunu araştırır. Mitlerdeki kişiler ve olaylar doğaüstü özelliklere sahiptir. İnsanlar bugünkü durumuna doğaüstü varlıkların müdahalesinden sonra ulaşmışlardır. İnsanların oluşturdukları eserlerde doğaüstü varlıklar, nesneler ve yaratılış vb. ortak unsurlara yer vermesi ortak bir şuurun yansımasıdır. Bu durumun oluşmasında mitin yani ilk oluşumların etkisi vardır. Bu türdeki metinlerin içerisinde mitlerin yadsınamayacak bir yere sahip olması ise mitlerin bir yaşanmışlığı anlatması ve nesnelerin kökenini anlamaya çalışmasına bağlıdır. Hüsn ü Aşk ve Kartaga Mergen Destanı arasında olay örgüsü, kahramanları, kahramanların karşılaştıkları engeller, taşıdıkları mitolojik değerler vb. açısından benzerlikler vardır. Hüsn ü Aşk ve Kartaga Mergen Destanının yazıldıkları dönemler dikkate alındığında bu iki anlatının birbirinden etkilenme ihtimalleri yoktur. Lakin bu anlatılar arasındaki benzerlikler genetik mirasla, bilinçaltındaki kalıntılarla ya da sözlü aktarımla ortaya çıkabilmektedir. Bu anlatılar arasındaki benzerliklerin toplandığı bir diğer nokta ise kolektif bilinçdışıdır. Ortak bilinçdışı kavramında kişiye özgü algılamalar söz konusu değildir. Ortak bilinçdışını kendi edindiğimiz yaşantılar oluşturmaz. Buradaki yaşanmışlıklar kalıtımsal bir yolla ya da soydan gelen beyin yapısıyla ilgilidir. Aslında bu durum asırlardır insanların hatta hayvanların bile paylaştıkları bir mirastır. Ortak bilinçdışı, insanlığın varoluşundan itibaren ırkları ve toplumları ayırt etmeden göstermiş olduğu kalıp tepkilerdir. Bunlar; doğum, ölüm, kadın, erkek, korku, tehlike, doğaüstü varlıklarla mücadele, aydınlık, karanlık gibi tepkilerdir. Türk toplumu da bu evrensel yapının içinde yer almaktadır. Nitekim Türklerde kolektif bilinçdışında yer alan birçok kalıpsal ifade görülmektedir. Bunun en somut örneklerinden birisi ise çalışmaya konu olan Hüsn ü Aşk ve Kartaga Mergen Destanıdır. Bu çalışmada Kartaga Mergen Destanı ile Hüsn ü Aşk Mesnevisi kolektif bilinçdışı ve bilinçaltı kapsamında değerlendirilmiştir. Bu iki anlatı farklı zamanlarda yazılmış olmalarına rağmen birçok benzerlik içermektedir. Karşılaştırmalı incelemelerle ortaya çıkan bu benzerlikler edebiyat, psikoloji ve mitoloji arasındaki derin ilişkinin de göstergesi niteliğindedir. The oldest sources of our social and spiritual values are myths. Many cultural values have an origin and source from past to present. As it is known, myth and mythology deal with the origin of life in the universe. Myths tell a sacred story. It talks about events that took place in ancient times of history. It investigates how facts occur in the world. People and events in myths have supernatural properties. People reached their present situation after the intervention of supernatural beings. Supernatural beings, objects and creation etc. are seen in the works created by people. Including common elements is a reflection of a common consciousness. Myth, that is, the first formations, has an effect on the formation of this situation. The fact that myths have an undeniable place in this type of texts is due to the fact that myths tell an experience and try to understand the origin of objects. There are no individual perceptions in the concept of the collective unconscious. Our own experiences do not constitute the collective unconscious. The experiences here are related to an inherited path or genetic structure inherited from lineage. In fact, this is a heritage that people and even animals have shared for centuries. Between Hüsn ü Aşk and Kartaga Mergen epic, the plot, the heroes, the obstacles the heroes face, the mythological values they carry, etc. There are similarities in terms of Considering the periods in which Hüsn ü Aşk and Kartaga Mergen epic were written, there is no possibility that these two narratives were influenced by each other. However, similarities between these narratives may emerge through genetic inheritance, subconscious residues or verbal transmission. Another point where the similarities between these narratives gather is the collective unconscious. The collective unconscious is the patterned reactions that humanity has shown since its existence, without distinguishing between races and societies. These; These are reactions such as birth, death, woman, man, fear, danger, struggle with supernatural beings, light and darkness. Turkish society is also included in this universal structure. As a matter of fact, many formulaic expressions in the collective unconscious can be seen in Turks. One of the most concrete examples of this is the Epic of Hüsn ü Aşk and Kartaga Mergen, which is the subject of the study. In this study, Kartaga Mergen epic and Hüsn ü Aşk mesnevi were evaluated within the scope of the collective unconscious and subconscious. Although these two narratives were written at different times, they contain many similarities. These similarities revealed by comparative studies are also indicators of the deep relationship between literature, psychology and mythology.
Source
Folklor akademi dergisi (Online)Volume
7Issue
1Collections
- Makale Koleksiyonu [181]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [2414]