Bodur, Seda Nur2025-02-062025-02-0620232651-2904https://hdl.handle.net/20.500.12451/12923Antikçağlardan bu yana güçlenen devletler kendi alanları dışındaki yerlere halklarını çeşitli yollar ile yerleştirmişlerdir. Başlangıçta bu duruma bir göç olarak bakılsa dahi Roma döneminde mevcut durum sömürgecilik halini almıştır.1 Sömürgecilik, 15. yüzyılın sonlarına doğru dünya siyasi haritasını önemli ölçüde değiştirecek şekilde hızla yayılmıştır.2 Avrupalı devletlerin ürettiklerini daha ucuza satabilmek ve hammadde erişimini kolaylaştırmak için pazar arayışına girmeleri sonucu sömürgecilik faaliyetleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, büyük güçler dünyanın kendilerine göre geri kalmış olan yerlerinde ekonomik ve siyasi egemenliklerini kurmuşlardır.3 Bahsi geçen yerlerin sadece imkânlarına el koymakla yetinmemiş, aynı zamanda yerlilerini de köleleştirmişlerdir.4 Bununla beraber, gittikleri yerlerde kendi dillerini, dinlerini, gelenek ve göreneklerini yaşatmayı birer amaç edinmişlerdir.5 Yukarıda bahsedilen amaçlarını geri kalmış bölgeleri “uygarlığa eriştirme” adı altında gerçekleştirmişlerdir. Anlaşılacağı üzere, Avrupalı devletleri, sömürgeciliğe iten faktör en başlarda genel olarak ekonomik olmasına rağmen, zaman içinde bu amaç kimlik değiştirmiştir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessHindistanSömürgeBağımsızlıkAvrupalıların gözdesi Hindistan’ın sömürge ve bağımsızlık süreciConference Object9109095