Çiçek, Nuri2025-09-092025-09-0920211301-0875https://hdl.handle.net/20.500.12451/14213Immanuel Kant (1724-1804), ahlâkın hürriyetle, hür olmanın da rasyonel bir varlık olarakinsanın istemesiyle ilişkili olduğunu vurgulamıştır. Bu istemeyle de insan, eylemlerininbelirleyicisi ve uygulayıcısı konumundadır. Rasyonel bir varlık olarak eyleyen ve uygulayan insan bu eylemlerinden sorumludur. Sorumluluk hür olarak eyleyen insan için sözkonusudur. Ahlâkın yasa olması nedeniyle de tek tek bireyler için söz konusu olan belirleyici ve uygulayıcı konum tüm insanlar için geçerlidir. Hür olmak, teorik bir zemindeçelişkilere yol açsa da eyleyen insanın eylemlerinde kendisini göstermesi bakımındanpratik zeminde ahlâklı olmanın ön koşulu olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamandabireylerin eylemlerinde sorumlu olabilmeleri için hür olmaları da gerekmektedir. Bu çalışmada ahlâk açısından olmazsa olmaz olarak düşündüğümüz hür olmanın Kant’ın bilgive ahlâk anlayışı çerçevesinde bir değerlendirmesi yapılacaktır.Immanuel Kant (1724-1804) emphasized that morality is related to liberty, and being free is related to human will as a rational being. With this willingness, man is the determinant and practitioner of his actions. A person who acts and practices as a rational being is responsible for these actions. Responsibility exists for people who act freely. Since morality is the law, the determining and implementing position for individuals is valid for all people. Although being free leads to contradictions on theoretical ground, it appears as a prerequisite of being moral on a practical ground, since it shows itself in the actions of the person who acts. Individuals also need to be free to be responsible for their actions. In this study, an evaluation of liberty, which we consider indispensable (sine qua non) in terms of morality, will be made within the framework of Kant’s understanding of knowledge and morality.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessImmanuel kant felsefesinde hürriyetin epistemolojik ve ahlâki olanağıArticle173379395